Mahkeme Başkanı Mehmet Ekici’nin, yarın tahliye taleplerini alabilmek için özet istediği Aziz Yıldırım’ın savunması, Fenerbahçe’nin resmi internet sitesinden yayınlandı. İşte Aziz Yıldırım’ın şike ve teşvik iddialarına karşı savunması…
YILDIRIM’IN BURSASPOR – İBB MAÇIYLA İLGİLİ SAVUNMASI
İddianamede, “Eylemin gelişimi ile ilgili iddianamedeki suçlamaya göre; “Süper Lig 2010-2011 sezonunun 24. haftasına gelindiğinde, Fenerbahçe’nin 51 puan ve averaj üstünlüğü ile Lig birincisi olduğu, Trabzonspor’un 51 puanla Lig ikincisi olduğu, Bursaspor’un 48 puanla Lig üçüncüsü olduğu ve Kayserispor’un 43 puanla Lig dördüncüsü olduğu, her takımında ligi şampiyonlukla bitirme ihtimali olduğu, Fenerbahçe’nin liderliği koruyarak ligin zirvesinde yalnız kalabilmesi için rakibi durumundaki 3 takımın da ligin 24. haftasında yapacakları maçlarda puan kaybetmelerinin gerektiği, bu nedenle Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütünün 24.haftada bu takımların yapacağı maçların sonucunu etkilemeye yönelik girişimlerde bulunduğu şeklinde ligin durumuyla ilgili tespit yapılmıştır” ibaresi mevcuttur.
Organize Şube ve Savcılık benim suç örgütü lideri olduğumu söylemekteler. Önce bunu söylememiz gerekir; Ben bir suç örgütü kurmadım ve suç örgütünün de lideri değilim; böyle bir Örgüt de yoktur. Bunu daha önce de açıklamıştık.
02.03.2011 günü saat 15.55 de Aziz Yıldırım – İlhan Ekşioğlu arasındaki 1459 no.lu Tape Kaydı:
Bu tapede görüldüğü gibi Bana gelecek bir kişiden bahsediyorum. Bu kişi Dereağzı’nda boksörlere ait binanın ahşapları da dahil olmak üzere, Stadımızın, Topuk Yaylasının ahşap işlerini yapan/yapacak olan Hasan Pınar’dır. Yapılacak olan işleri kendisine vermek istediğimden İlhan Ekşioğlu ile maliyet üzerine konuşmak istiyorum. Tape dikkatlice okunduğunda bu iyice anlaşılmaktadır.
İlhan Ekşioğlu ile konuşmamızda vaziyetlerin nasıl olduğunu sorduğumda, O’nun da “vaziyetin gayet iyi” olduğunu söylemesi, arkasından da “3 tarlayı da sürdük” sözü ve “yağmurda yağar ekinler çıkar” söylemi bir temennidir. “Tarla” maçları “sürmek” ise, dileklerimizi ifade etmektedir. Fenerbahçe’nin rakipleriyle ilgili beklentidir. Bu sözlerden başka amaç çıkartıp şifreli konuşuyorlar demek abesle iştigaldir. İlhan Ekşioğlu ise Eyüp Sultan’da yaptırdığımız dualar ve kurban kesilmesiyle bu hususu temenni etmektedir. İddianamede, Ligin 24. haftasında 04.03.2011 günü oynanan Kayseri – Manisaspor, 06.03.2011 günü oynanan Bursaspor – İ.B.B., 06.03.2011 günü oynanan Beşiktaş – Trabzon maçlarında şike yapıldığı anlamına geldiği söylenmekte, sonra da bu maçlarla ilgili bir eylem iddiasında bulunulmamaktadır.
Benim, İlhan Ekşioğlu’na Bursa – İBB maçına müdahale etmek için talimat verdiğim söylenmektedir. Talimat vermemle ilgili bir tape veya bir bilgi var mıdır?
Mademki üç maçla ilgili şike yaptık veya teşvik verdik; neden bu maçlar da iddianameye dâhil edilmemişlerdir? Bu üç maçtan yalnız Bursa – İBB maçı teşvik verildi diye sorgulanmaktadır. Ben diğer iki maçla da ilgili düşüncelerimi ve gerçekleri söylemek istiyorum. Emniyetin Organize Şubesi ile Savcılık ortalığı toz duman haline getirdikten sonra bu maçlarda bir şey olmadığını iddianamede yazması, kendileri için aşağılayıcı bir şey olmalıdır. Mademki diğer iki maçta şike yok o zaman 3 tarlayı sürdük sözünü bu üç maçta da teşvik veya şike var diye nasıl sorgulamada kullanır ve kamuoyuna bu şekilde açıklarsınız? Buna vicdanları nasıl müsaade ediyor? Futbolu yargılamak için sporu iyi bilmek gerekir.
İlhan Ekşioğlu sorgulamada 60.000TL’yi Kıbrıs ta beraber yapmayı planladıkları işle ilgili avans olarak Ali Kıratlı’ya verdiğini söylemiştir. Kendisi bunu izah edecektir. Ancak savunmamızın bütünlüğünü göz önüne alarak, gene de anılan belgeleri Ek’te sunuyorum. (EK-1). Ali Kıratlı da bunu ifadesinde doğrulamıştır. Böyle bir para Fenerbahçe Spor Kulübü hesaplarından verilmemiştir. Dernekler Masasının verdiği raporda da bu durum açıkça görülmektedir.
Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı ve Yöneticisi olarak Bursaspor – İ.B.B.Spor maçıyla ilgili hiç bir girişimimiz olmamıştır. Bursaspor – İ.B.B.Spor maçının sonucunun istedikleri gibi olması durumunda Yusuf Turanlı İskender Alın’a Gaziantepten baklava getirme sözü vermiştir. Okuduğumuz tapelerden bunu anlıyoruz.
Arkadaşlar arasında, futbol camiası içindeki dostluk babında bazı konuşmalar yapılmışsa, bu da Bizlerin dışında yapılmıştır. Zaten İ.B.B.’li sporcular da Can Arat, Metin Depe ve Zeki Korkmaz kendilerine teklif gelmediğini beyan etmişlerdir. Ayrıca zaten Metin Depe kırmızı kart cezalısı olduğu için oynamamıştır. İskender Alın da kolluk ifadesinde “…Yusuf Turanlı’nın kendisine baklava getirdiğini ve teşvik primi ile ilgili teklif gelmediğini…” beyan etmiştir.
Necati Ateş’in de bu maçla ilgili konunun içine çekilmesini de anlamakta zorluk çekiyorum. Arkadaşlarıyla buluşan her şahsı bir eylem içine koymamız mı gerekir?
Soruyorum: Necati Ateş bu olayların neresinde? Her telefonda ismi geçen kişiyi suçlayacak mıyız?
Şimdi işin en komik kısmına geliyoruz. İddianamede eylemin değerlendirilmesi bölümünde şunlar yazılı:
“Her ne kadar yapılan iletişim tespitlerinde ve telefon döküm analizi çalışmalarında İbrahim Akın, İskender Alın, Zeki Korkmaz, Metin Depe (kırmızı kart cezalısı olduğu için oynamamıştır. Cezalıyken nasıl teşvik alıp oynamıştır? O da başka muammadır.) ve Can Arat isimli İ.B.B. Sporlu futbolcular ve İ.B.B.Spor’un eski futbolcusu Necati Ateş’le (Necati Ateş’in İ.B.B.Spor da daha önce oynaması suç mu, bu şekilde düşünülürse Necati Ateş Galatasaray Kulübünde de futbol oynamıştır. Bu nasıl bir suçlamadır. Mantık almıyor) teşvik primi verilmesi amaçlı irtibat kurulup görüşüldüğüne dair bazı deliller elde edilmiş ise de, bu futbolcularla anlaşıldığına, FUTBOLCULARIN ANILAN MAÇTAN DOLAYI TEŞVİK PRİMİ ALARAK MENFAAT TEMİN ETTİKLERİNE DAİR SOMUT DELİL ELDE EDİLEMEDİĞİNDEN HAKLARINDA SEVK MADDESİ TANZİM EDİLMEMİŞTİR” denilmektedir.
Necati Ateş adı üzerinde illaki bir suçlama yapılacaksa, Galatasaray SK tarafından kendisinin transferi araştırılsın.
Bu sözlerin sonucu şudur ki: Hiçbir şekilde teşvik primi verilmemiştir. Oyuncuların teşvik primi alarak menfaat temin ettiklerine dair somut bir delil elde edilemediğine göre buna Türkçe’de “teşvik verilmemiştir” denir.
Tüm bunlara rağmen, Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütünün teşvik primi vererek Bursaspor – İ.B.B.Spor müsabakasında hedefledikleri sonuca ulaştıklarını söylemek vicdan, hukuk ve adalete sığmamaktadır.
Ortada teşvik verilmiş oyuncu yok ama, Sen teşvik verdin diyorsun; böyle bir hayali teşvik soruşturması olmaz ve olamaz.
BU MAÇA DAİR SON SÖZ : Vicdanların kabul edemeyeceği bir suçlama ile karşı karşıyayız. Bizler Bursaspor – İ.B.B.Spor maçında diğer maçlarda olduğu gibi teşvik primi vermedik.
Keza iddianameyi tanzim edenler söz konusu müsabaka başlığı altında toplamda 18 adet tape kaydını iddianameye almışlardır. Bunların yalnızca 3 tanesi şahsıma ait olup; savunmamızda açıkladığımız ve tüm kamuoyuna sunduğumuz üzere bu tapelerin hiç birinin de şike faaliyetleri ile uzaktan, yakından bir ilgisi yoktur.
(EK-2: Müsabakaya ilişkin basında çıkan haberler) , (EK-3: Müsabakaya ilişkin maç kadroları) Bu maçla bağlantılı olarak Beşiktaş – Trabzonspor ve Kayserispor – Manisaspor arasında oynanan müsabakalarla ilgili iddianamede tarafımıza bir suçlama yöneltilmemiştir.
Ancak Emniyetin Fezlekesinde ve 18.07.2011 tarihindeki açıklama ile TFF PFDK tarafından istenen savunmamızda iddianameye konu olmayan bu iki maçla ilgili de suçlamalara maruz kaldığımızdan bu maçlarla ilgili de beyanlarımızı aşağıda Sayın Mahkemenize sunuyoruz.
BEŞİKTAŞ – TRABZONSPOR MAÇIYLA İLGİLİ SAVUNMASI
Söz konusu maçla ilgili Serkan Balcı’yla şike anlaşması yaptığımız söylenmektedir. Serkan Balcı Türk Futbolunun karakterli ve ahlaklı oyuncularından biridir. Onu Fenerbahçe’ye ben transfer ettim. Menajeri de Batur Altıparmaktır. O da şahsiyetli ve kişiliği olan bir insandır. Eğer biz Trabzonun içinden böyle bir organizasyon yapsa idik o zaman Batur Altıparmak’la yapardık. Çünkü Selçuk İnan ve Umut Bulut’un da menajerleri kendisi idi.
Futbolu bilenler için şunu söylüyorum; bu söyleyeceklerimi Savcılık ve Mahkemedeki ifademde söyledim:
Maç İstanbul’da oynanıyor, Beşiktaş gibi güçlü bir kulübü desteklemek mi kolay yoksa Trabzondan bir oyuncuyla şike yapmak mı doğrudur ? Bizim için Beşiktaşlı oyunculara teşvik vererek sorunu kökten çözmek daha iyi bir alternatif olamaz mıydı ?
Bu maçtan önce BJK taraftarları Twitter üzerinden BJK’nin Trabzonspor’a yenilmesini ve Fenerbahçe’nin şampiyon olmamasını istediklerini yazdılar. BJK taraftarları bu anlamda binlerce mesaj yayınladılar. Basın bunları yazdı. O zaman tüm bu yazanları da sorgulamak gerekir. Çünkü Ali Kıratlı ile Yusuf Turanlı’nın aşağıdaki iletişim tespitinden dolayı şike yapmakla suçlanıyoruz.
*06.03.2011 günü, saat 19.43’te Ali KIRATLI’nın ( 532 3569535), Yusuf TURANLI’yı (533 4510996) aradığı; (Kayıt Sıra No: 2241)
Yusuf’un “Ya sana diyorum ki aç viskini kahve mi istersin … BENİM ADAM NASIL OYNUYOR AMA … Maçın yıldızı o ha” dediği, Ali’nin “Bitsin kırmızı kart gördü şimdi… Onu diyorum işte haydi” dediği tespit edilmiştir.
(Bahse konu müsabakanın 38.dakikasında Trabzonspor takımı oyuncusu Serkan BALCI’nın kırmızı kart gördüğü anlaşılmıştır.)
Soruldu : Yusuf TURANLI’nın benim adam dediği Serkan BALCI ile Ali KIRATLI’nın ilgisi nedir? Bu şahsın gördüğü kırmızı kart ya da oynadığı oyun ile Ali KIRATLI’nın ilgilenme sebebi nedir?
Yusuf Turanlı, Savcılık ve Mahkemede vermiş olduğum ifadelerde olduğu gibi hiç tanımadığım biriydi. Kendisiyle Metris’te tanıştım. Yusuf Turanlı konuşmasında maçta Beşiktaşlı iyi oynayan bir oyuncudan bahsetmektedir. Halbuki bu tapede Serkan Balcı’dan bahsediyor denerek kafa karıştırılmaya çalışılmaktadır. Buna “akıl tutulması” denir. Ali Kıratlı ise Trabzonspor’un kaybetmesinden mutlu olacağı için bu konuşma yapılırken, Serkan Balcı’nın kırmızı kart görmesine sevindiğini belirtmektedir. Trabzonspor’un kaybetmesi bundan dolayı kendisini ilgilendirmektedir.
Zaten Yusuf Turanlı da, Emniyetteki ifadesinde “Serkan Balcı isimli şahsı tanımıyorum, adı geçen şahıs ile de hiçbir görüşmem olmamıştır” demektedir.
Trabzonda oynayan Serkan Balcı da kendisine hiçbir şekilde şike ile ilgili bir teklif yapılmadığını söylemektedir. Ayrıca şike yapmış bir futbolcu bugün Trabzonspor’da oynayabilir mi?
YILDIRIM’IN KAYSERİSPOR–MANİSASPOR MAÇIYLA İLGİLİ SAVUNMASI
Kayserispor – Manisasopr maçı oynanmadan Spor Toto Lig 2010- 2011 sezonunun 24.haftasının puan durumuna bakalım:
Fenerbahçe’nin 51 puanla averaj üstünlüğü ile lig birincisi olduğu, Trabzonspor’un averajla lig ikincisi olduğu, Bursaspor’un 48 puanla lig üçüncüsü olduğu, Kayserispor’un ise 43 puanla lig dördüncüsü olduğu görülmektedir.
Fenerbahçe; bir Spor Kulübüdür; banka değildir. Her yere dağıtacak parası da yoktur. Bizde oynamış olan eski bir oyuncunun kendi düğününü yapması ile ilgili konuşmasının bu noktalara çekilmesi utanç vericidir.
Önder Turacı, Fenerbahçe de 6 sene futbol oynamış ve Kayserispor’a transfer olmuştur. Anılan telefon görüşmeleri menajerinin İlhan Ekşioğlu’ndan düğüne çıkacak bir sanatçının organize edilmesine yardımcı olması yönündeki isteğine dairdir. Bizler sporcularımızın düğünlerine katılırız ve onlara hediye alırız. Burada menajeri, İbrahim Tatlıses’i Önder Turacı’nın düğününe getirmek istiyor. Bunun için de İlhan Ekşioğlu’ndan “indirim yapabilir mi” diye yardım istiyor. İlhan Ekşioğlu da düğün hediyesi olarak “10.000$ Ben veririm” diye jest yapıyor.
Bunun şikeyle ne ilgisi var? İnsanlar 10.000$ ile şike yapıp isminin karalanmasını ister mi?
Tamamen insani boyuttaki bir hadiseyi şikeye bağlamak utanç vericidir. Fenerbahçe’den 8 puan geride olan bir takımla ilgilenmek hangi mantığa sığar? Ayrıca eğer Kayserispor ile ilgilenmiş olsaydık onların yenmelerini isterdik. Çünkü onların iddialı durumda olması ileriki maçlarda şampiyonluğa oynayan rakipleriyle oynayacak olmasından dolayı Bizim işimize gelebilirdi. Kayseri’nin yarışın içinde olması bizler için daha olumlu olurdu. Futbolu bilenlerin bunu daha iyi yorumlayacağına eminim.
Eğer Önder Turacı ile şike yapıldığı söyleniyorsa; bunu ileri sürenlerin futbolu hiç bilmediğini ve illa ki Bizleri mahkemelere çıkarıp, karalamak istediklerini belirtebiliriz. Burada şike yapmak için hiçbir kimseye para verilmiş mi? Kim vermiş ? Nasıl vermiş ? Sorumlulara soruyorum. Cevap versinler.
KARABÜKSPOR–FENERBAHÇE MAÇINDA ŞİKE YAPILDIĞI İDDİASINA KARŞI SAVUNMA
İddianamede yer alan tarafımıza yönelik bir diğer suçlama Karabükspor – Fenerbahçe maçında şike eylemlerinde bulunduğumuz yönündedir. İddianameyi tanzim edenler, Fenerbahçe başkanı ve yöneticilerinin; Karabükspor üzerinde etkili ve yetkili olan Seyit İbrahim Kalender eliyle şike eylemlerini yürüttüğünü ve Emenike’nin transferi ile de “transfer şikesi” yaptığımızı iddia buyurmaktadırlar. Kanaatimce bu iddialar spor hukukunu bilmemekten öte özensiz, eksik araştırma sonucu suç yaratmak çabasından öte iddialar değildir. Zira öncelikle Seyit İbrahim Kalender, Karabükspor genel menajeri Seyit İçgül ile karıştırılıp, Karabükspor üzerinde etkili ve yetkili olduğu öne sürülmüştür ki bu husus maddi hatanın ötesinde, iddianameyi tanzim edenlerin niyetini ve saikini açıkça ortaya koymaktadır. Zira Seyit İbrahim Kalender TFF’de Ersun Yenal’ın yardımcısı olarak görev yapmaktadır ve hayatında Karabük’te bulunmamıştır. Bu nedenle bu yöndeki tüm ithamlar yanlış kurguya dayalı, yanlış yorum ve hukuki birer zırvadan ibarettir. Hatta tüm Karabük halkına Seyit İbrahim Kalender’i tanıyıp tanımadıklarını sorabilirsiniz.
İddianamede yer alan ve spor hukuku ile hiçbir şekilde bağdaşmayan bir diğer iddia da Fenerbahçe’nin Emenike transferi ile “transfer şikesi” yaptığı iddiasıdır ki sanırız SAYIN SAVCI FUTBOLUN GERÇEKLERİNİN HALI SAHADA TOP OYNAMAKTAN İBARET OLDUĞUNU SANMAKTADIR. “TRANSFER ŞİKESİ” HANGİ KANUNDA, HANGİ TALİMATTA YER ALMAKTADIR? Sayın Savcılık bize bunu izah etmek zorundadır. OYSA TFF TALİMATLARINDA, OYUNCUNUN BAĞLI OLDUĞU KULÜBÜN ONAYI ALINARAK YAPILAN TRANSFERLERİN YASAL ŞARTLARA HAİZ BİR TRANSFER OLDUĞU AÇIKÇA YAZILMAKTADIR. Kaldı ki dosyada Karabükspor başkanı ifadesinde bu hususu teyit etmektedir. Zaten cevaplanması gereken husus, transfer şikesi eğer suç olsaydı Karabükspor’lu yöneticilerinin ve bu oyuncunun da suç işlemiş olmalarının gerektiği değil midir? İşte spor hukukundan bu kadar uzak kişi ve kurumlar eliyle düzenlenen iddiaların geldiği nokta budur. KALDI Kİ ETİK KURUL RAPORUNDA DA KARABÜKSPOR MÜSABAKASINDA FENERBAHÇELİ YÖNETİCİLERE SUÇ ATFEDİLMEMESİ TESADÜF DEĞİLDİR. Şimdi bu iddialara konu edilen birkaç tapeyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Tape: 1832, 2139, 1834, 1835, 1836, 1865, 1866, 1867, 1868
AÇIKLAMA :
Yukarıda yer alan tüm tapeler Şekip Mosturoğlu ve Sami Dinç’in Seyit Kalender’e ve bir avukata hukuki mütalaa karşılığı olarak verilmek üzere kulüpten almaya çalıştıkları 3.000TL para ile benden TFF ye gönderilmek üzere istedikleri UEFA Kupası finali vip biletleri ile ilgilidir. Seyit Kalender ise, yukarıda da izah ettiğim üzere, bildiğim kadarıyla Ersun Yenal’ın yardımcısıdır. Zira bu kişi 24.04.2011 tarihinde TFF seminerlerine gidiyordu ve bu biletler hatırladığım kadarıyla TFF Başkan Danışmanı Mümtaz Karakaya isimli şahsa iletilecekti. Diğer husus ise kulüpte kaydı da olan 3.000YTL tutarındaki bir paradır. İddianame bu olayda büyük bir hata içine girip Seyit Kalender ile Karabük Genel Menajeri Seyit Üçgül’ü karıştırmıştır. Ve akabinde Karabük maçı için bu şahısla şike faaliyetlerinde bulunduğumuz şeklinde iddiaları hiç araştırmadan iddianameye koymuştur. Oysaki Seyit Kalender’in Karabükle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Ve daha da ilginci duyduğum kadarıyla Seyit Kalender hayatında Karabük’e gitmemiştir. Ve bu husus iddianamenin ciddiyetini de açıkça ortaya koymaktadır.
Fiziki takipte Sami Seyit Kalender’e Alex imzalı bir adet forma vermiştir. Seyit Kalender bürodan çıkarken formayı küçük bir kozmetik poşetine koymuştur. Seyit Kalender poşeti arabada bırakarak TFF nin Beylerbeyindeki Gençlik Geliştirme Merkezindeki iş yerine girmiştir. Polis burayı tespit tutanağında Gençlik Geliştirme Derneği olarak yanlış tespit etmiştir.
EMENİKE TRANSFERİ
Karabük–Fenerbahçe maçı ligin 32. haftasında Karabük’te oynanmıştır. Emenike’nin transferi konusu için Şubat 2011 tarihinden itibaren Karabüksporla görüşmeye başlanılmıştır. Karabükspor Kulübü Başkanı Sayın Feridun Tankut 10milyon Euro karşılığında transferin olabileceğini belirtmiştir. Kulüple olan bu transfer çalışmalarını Yönetim Kurulu üyemiz Sayın Aleaddin Yıldırım yapmıştır. Futbolcuyla yapılan görüşmeleri ise Sayın Şekip Mosturoğlu oyuncunun menajeri üzerinden yapmıştır. Her iki çalışma da Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulu bilgisi doğrultusunda olmuştur. Bu görüşmeler sezon sonuna kadar devam etmiş ve sonunda iki kulüp ve oyuncu anlaşarak transfer gerçekleştirilmiştir. Teknik Direktör Aykut Kocaman bu transferin olmasını ısrarla istiyordu. Bu oyuncunun menajeri Erdem Konyar’dı. Ve yine hatırladığım kadarıyla bu oyuncu ile Kulübü Karabükspor’un da bilgisi ve onayıyla 25.05.2011 tarihinde, ortalama yıllık 2 milyon euro üzerinden 4 yıllık sözleşme yaptık. Kulüple de 9 milyon euroya anlaştık. Tüm bu konuşmalar bu transfere ilişkindi. Ama iddianamede bu husus transfer şikesi olarak iddia edilmiştir ki bu anlaşılmazdır. Kulübün onayı alınan bir olayda transfer şikesi nasıl olur anlayabilmiş değilim. Zaten bu transfer şikesi olsaydı herhalde şikeyi yapan diğer taraf da Karabük Spor Kulübü olurdu. Karabüklü yöneticilerin sanık bile olmadığı olayda Fenerbahçe’nin kendi kendine nasıl olup da transfer şikesi yaptığı anlaşılamamaktadır. Kaldı ki gerek talimatlar ve gerekse ligdeki tüm uygulamalar dikkate alındığında bu konuyu ’transfer şikesi’ olarak yorumlamanın yeteri kadar futbol bilgisine sahip olmamaktan kaynaklandığını düşünmekteyim.
Emenike 02.05.2011 tarihinde oynadıkları Ankaragücü maçında sakatlanmıştır. Bu oyuncunun sakatlanması ile ilgili, bir hafta boyunca, basındaki bazı Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe Spor Kulübü düşmanları Emenikenin sarı kart görerek, sonraki hafta Fenerbahçe Spor Kulübüyle oynayacakları maçta oynamayacağı yönünde tartışma ve spekülasyonlar yapmaktaydılar. Biz yöneticiler her türlü spor müsabakalarını takip eder ve seyrederiz. Bir hafta sonra Karabükle maçımız olduğu için Ankaragücü – Karabük arasında oynanan maçı seyrediyordum; maç sırasında Emenike sakatlanınca 02.05.2011 günü saat 20.40ta Şekip Mosturoğlu’nu aradım. İletişim tespit tutanağındaki aramızdaki konuşmamız şöyledir;
İLETİŞİM TESPİT TUTANAKLARI
*02.05.2011 günü saat 20.40’da Mehmet Şekip Mosturoğlu’nu (532 2139491)
Aziz Yıldırım’ın (530 5527290) aradığı; (Kayıt sıra no:00000)
Aziz’in “Emenike kırk yedinci dakikada sakatlandı çıktı salak” dediği, Şekip’in
“Tamam başkanım” dediği tespit edilmiştir.
Görüşmeyi yaptığınız gün Ankaragücü – Karabükspor maçının 47.
Dakikasında Karabükspor futbolcusu Emmanuel EMENİKE’nin sakatlık sebebi
ile oyundan çıktığı anlaşılmıştır.
BURADA KULLANDIĞIM SALAK KELİMESİ ZATEN TÜM OLAYI ANLATMAKTADIR. Kısaca bütün gelişmelerde bir dahilimizin olmadığı gözükmektedir. Bundan sonraki tapelerde bu daha net olarak gözükmektedir.
04.05.2011 günü saat 22.42’de Mehmet Şekip Mosturoğlu’nu Aziz YILDIRIM’ın aradığı görüşme ; ( Tape 2673)
Bu tapede Emenikenin bizim maçta oynayıp oynayamayacağı konusunu konuşuyoruz. Burada Şekip Mosturoğlu’nun Emenike’nin durumunu neden takip ettiğini soruyorlar.
Bu bir cinayet davası değildir. Bizler burada sporla uğraşıyoruz. Dünyanın her yerinde karşı takımda kim oynar kim oynamaz diye merak edilir ve öğrenilmeye çalışılır, teknik direktörlere de bu bilgi aktarılır. Oda bu bilgilerden faydalanarak gerekli taktikler geliştirir. Milli takım, kulüp takımları için de bu geçerlidir. Bu tapede görüldüğü gibi bizim insiyatifimiz dışında gelişmeler olmaktadır. Biz ancak dışarıdan takip etmekteyiz. GÖRÜLECEĞİ ÜZERE ŞİKE YAPTIĞI İDDİA EDİLEN AZİZ YILDIRIM VE ŞEKİP MOSTUROĞLU ŞİKE YAPTIKLARI OYUNCUNUN OYNAYIP OYNAMAYACAĞINI BİLE BİLEMEMEKTEDİRLER VE %51 OYNAMAMA İHTİMALİNE DUA ETMEKTEDİRLER. BU NASIL ŞİKEDİR? BIRAKIN ŞİKEYİ TRANSFER ETME AŞAMASINDA OLDUĞUMUZ BİR OYUNCUNUN SAKATLIĞI VE OYNAYIP OYNAMAMASI KONUSUNDA BU İLGİSİZLİĞİMİZ VE HATTA HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRI BİR ŞEKİLDE MEVCUT BİLGİSİZLİĞİMİZDEN DOLAYI BİZLERE TEŞEKKÜR EDİLİP, BU FAİR DAVRANIŞ ALKIŞLANACAĞINA ŞİKE İLE SUÇLANMAKTAYIZ.
08.05.2011 günü saat 17.10’da Aziz Yıldırım’ın Mehmet Şekip Mosturoğlu’nu aradığı görüşme ; ( Tape 2397)
08.05.2011 günü Fenerbahçe Spor Kulübü’nün mali kongresini yaptıktan sonra helikopterle Sn. Ali Koç, Sn. Nihat Özdemir, Sn. Nihat Özbağı ile beraber Karabüke gittik. Maçtan üç saat önce oynanacak olan maçın kadrolarını hem televizyondan hem de staddan gelen bilgi ile öğrendik. Şekip Mosturoğlu ile yaptığımız görüşme de bunu açıkça göstermektedir. Bizler Emenike’nin oynayamayacağını maçtan 3 saat önce öğrendik. Zaten sakat olduğunu raporlar da tesvik etmektedir. Bizimle oynamamasının hiçbir ilgisi yoktur. Emenike’nin oynayamaması ile transfer görüşmeleri arasında hiçbir ilişki yoktur. Emenike söz konusu müsabakada sakatlanmış olduğu için forma giyememiştir. Öte yandan bu maçı takip eden 33 ve 34 ncü haftalarda Karabükspor’un oynadığı maçlarda da Emenike forma giyememiştir. 34 ncü haftanın Trabzonspor-Karabükspor arasında oynanmış düşünecek olursak, transfer şikesi söylemlerinin ne kadar gerçeğe aykırı olduğunu da görmüş oluruz.
Nitekim Karabükspor Teknik DirektörüYücel İldiz de, bu açıklamalarımızı 18.01.2012 günü katıldığı CNN Türk isimli TV kanalında sarf ettiği şu sözlerle teyit etmektedir:
” … O hafta içerisindeEmenike’nin Ankaragücü maçından somra hafif bir sakatlığı vardı. Şahsen ben de açıkçası düzelebileceğini düşünüyordum. Kendisi de o şekilde düşünüyordu. Ama hafta içerisinde çok idmanlara çıkamadı daha doğrusu sadece tek idmana çıktı onu da yarım bıraktı çıktı zaten maçtan bir gün önce. Ama hafta içinde çektirdiğimiz MR’ında bizim kulüp doktoru ’Hocam öyle değil. Bir şeyleri var.’ dedi. … baktık, kaburgasının üzerinde hafif bir zedelenme MR’da da görülüyordu zaten net bir şekilde. Gene bütün bunlara rağmen kendisiyle yaptığımız konuşöalarda falan oynamaya çalışacağını söylemişti ağrısı olmazsa. Son antremanı gene yarım bıraktı. … Maçtan önce … son durumunu sordum. ’Hocam iyi değilim’ dedi, ’oynayamayacağım’ dedi. .. ’Çıkarım iyi oynarım, kötü oynarım, bu sefer de bana başka şey söylerler falan’ dedi.”
Soruşturma aşamasında öğrendiğimiz üzere, maçımızın olduğu zaman Karabükspor Başkanı Sayın Feridun Tankut, Emenike’nin oynayıp oynayamayacağını kulüp doktorundan sordurmuş, doktor da sakat olduğunu ancak müdahaleyle oynama imkanı olabileceğini söyleyince durumu Emenike’ye söylemişler. Emenike geçici tedavinin ileride büyük sorunlar yaratabileceğini raporunda sakatlığının sabit olduğunu söyleyerek oynamamıştır. Emenikenin oynayıp oynamaması ile ilgili bir alakamız olmadığı açıkça görülmektedir. OYUNCUNUN OYNAMAYACAĞI KONUSU O KADAR AÇIKTIR Kİ, 08.05.2011 TARİHLİ 1227 SAYILI TAPEDE SÖZ KONUSU İDDİANAMEDE ŞİKENİN BAŞ AKTÖRÜ OLDUĞU İLERİ SÜRÜLEN SAMİ DİNÇ SÖZDE ŞİKE YAPTIĞI EMENİKE’NİN OYNAMADIĞINI MAÇ OYNANIRKEN ÖĞRENMEKTEDİR. BU NASIL ŞİKEDİR VE BU İDDİAYI ORTAYA ATANLAR NEDEN BU TAPELERİ YORUMLAMAKTAN KAÇINMAKTADIRLAR? Şekip Mosturoğlu ile yapılan görüşme tapesinde görüldüğü gibi ;
23.04.2011 Tarihli, saat 20.30’da yapılan Aziz Yıldırım ile Şekip Mosturoğlu arasındaki görüşme; (Tape 2140) İDDİA : Seyit İbrahim Kalender’in Antalya’daki bazı seminerlerde eğitmen olarak bulunduğu tespitinden yola çıkılarak, A.Yıldırım’ın “Güneyli Arkadaş” olarak bu şahsı ve Karabük maçındaki şikeyi sorduğu iddia edilmiştir.
AÇIKLAMA : Bu konuşmada geçen güneydeki arkadaş Gökhan İnler’in tanıdığı olan Kazım Avcı’dır. Gökhan İnler, İtalya da UDINESSE Takımında oynamaktaydı. Kazım Avcı’ya kendisi ve menajerleriyle Fenerbahçe’ye transfer olabilmesi amacıyla görüşmeler yapması yönünde yetki verilmişti. Kazım Avcı kendisiyle görüşmüştür. Gökhan ailece Fenerbahçeli olduğunu ve Türkiye’de Fenerbahçe’ye çok sıcak baktığını söylemiştir. Juventus ve Napoli takımları da Gökhan İnler ile ilgilenmekteydiler. Udinesse o tarihlerde Napoli ile transfer görüşmesini durdurmuştu. İnternette de bu haber yayınlanmıştır (EK-1). Twitterdan Gökhan İnler Fenerbahçeli taraftara mesaj göndermiştir. Tape incelendiğinde Şekip Mosturoğlu eşiyle yemekteyken ben kendisini şike soruları sormaktayım ki bunun ne kadar akla ve hayata uygun olduğunu heyetinizin takdirine bırakıyorum. Bu tapenin Seyit Kalender’le hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Kaldı ki, bulunsa bile bu şahsın Karabük’le hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Kaldı ki “geldi mi” diye kastettiğim şahıs hiçbir zaman Seyit Kalender olamaz. Keza tapelerden anlaşıldığı üzere bu şahıs 24.04.2011de yani daha konuşmanın ertesi günü TFF seminerine İzmir’e gidecekmiş. Zaten Şekip Mosturoğlu’nun sorduğumda ilk olarak yanlış algıladığı kişi Kazım Avcı’dır.
Tape 1678 – 1871
Bu tapelerdeki görüşmeler S.Dinç – Ş.Mosturoğlu ve S.Dinç – İ.Kalender arasında gelişen ve Fenerbahçe Kulübüyle ilgisi olmayan görüşmelerdir. Öğrendiğim kadarıyla S.Dinç, Seyit Kalender’in avukatlığını yapıyormuş ya da beraber spor hukuku davalarını takip ediyorlarmış. Sanırım bunlara ilişkindir. Ancak yalan yanlış araştırmalardan her konuşmayı Karabükspor – Fenerbahçe şike eylemine bağlamaya kurgulanmış önyargılı bu bakış açısı tarafından yine yanlış yorumlanarak iddianamenin ciddiyetine gölge düşürülmüştür.
25.05.2011 Tarihli, saat 17.38’de yapılan Aziz Yıldırım ile Şekip Mosturoğlu arasındaki görüşme; (Tape 1218)
Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulu yaptığı bir transferi ancak sonuçlandırdığı zaman kamuoyuna açıklar. Bunu tüm kamuoyu bilir. Bir transferin sonuçlanması için bazı şartların yerine getirilmesi gerekir. Bunlar,
• Maddi anlamda her iki kulübün anlaşması,
• Maddi anlamda transfer eden kulüp ile sporcunun anlaşması,
• Transfer eden ile menajerin anlaşması,
• Fesihnamenin iki kulüp ve oyuncu tarafından imzalanması,
• Oyuncunun sağlık kontrollerinin yapılması.
Emenike sakat olduğu için kulübünden izin alarak yurt dışına gitmişti. Her iki kulüp anlaşınca kendisi Türkiye’ye Şekip Mosturoğlu tarafından gelmesi için davet edildi. Kendisiyle tüm dokümanları Kulübümüz adına imzaladık. Karabük yöneticilerinin Kulübümüze gelmelerini istedik. Onlar da geceleyin avukatlarıyla beraber geldiler. Fenerbahçe Spor Kulübünde; Karabükspor yöneticileri, avukatları, Ben, Şekip Mosturoğlu, kulüp avukatlarımız ve Emenike tüm transfer işlemlerini yaptık. Emenike ile Karabükspor aralarında fesihnameyi imzaladılar. Kulübümüzde Emenikeyle 9 milyon Euro karşılığında Karabük’ten transferlerini sağladık. Bizler transferi sonuçlandırınca Fenerbahçe TV den kamuoyuna Emenike’yi tv ye çıkartarak duyurduk.
Transferi gizlememizin sebebi kamuoyuna ilk önce Kulübümüzün televizyonundan duyurmaktı. Bu da ancak transfer bitince yapılabilmektedir. Tamamen yasal ve Karabükspor yönetimi ile irtibatlı olarak Emenike transferi yapılmıştır. Değeri ise 10 milyon eruoya satılarak gerçekten oynaması için yapıldığını göstermektedir.
SAMİ DİNÇ 25.05.2011 TARİHİNDE SAAT 17.41’DE YAPILAN GÖRÜŞME TAPESİNDE (tape 2663) , ERDEM KONYAR’I ARADIĞINDA ARALARINDA GEÇEN KONUŞMADA ERDEM’İN “SEYİT ABİYE HİÇ DÖNMİYEYİM Mİ ŞİMDİ” SÖZÜNÜN İÇİNDEKİ SEYİT, KARABÜKSPOR KULÜBÜ MENAJERİ SEYİT İÇGÜL’DÜR. TRANSFERİN DURUMUNU SORMAK İÇİN DEVAMLI ERDEM KONYAR’I ARAYIP BİLGİ ALMAYA ÇALIŞMAKTADIR. EMNİYET BU ŞAHSI SEYİT İBRAHİM KALENDER ZANNETMEKTEDİR. SEYİT İÇGÜL, KARABÜKSPOR’UN GENEL MENAJERİDİR. KARABÜKSPOR’DA UZUN YILLARDIR GÖREV YAPMAKTADIR. KARABÜK CAMİASINDA ETKİNDİR. ANCAK BİZİMLE İLİŞKİSİ YOKTUR.
EYLEMİN DEĞERLENDİRİLMESİ :
Soruşturma kapsamında yapılan çalışmalar iki konudan ibarettir.
Birincisi Seyit Kalender vasıtasıyla şike yapılmasıdır. Tapelerle beraber anlattığımız gibi Seyit İbrahim Kalender Karabükspor menajeri Seyit İçgül maksadıyla yanlışlıkla dinlemeye alınmıştır. Seyit Kalender Karabük’e hayatının hiçbir döneminde gitmediğini söylemektedir. Karabük camiasını tanımadığı için hiçbir etkinliği de yoktur. Ayrıca bazı futbolculara ulaşılarak onlarla şike amaçlı görüştüğü, ayrıca şahsın irtibat kurduğu bu futbolcular belirlenememiştir denmektedir. Böyle saçma ve belirsiz ifade, suçlama olur mu? Bu suçlama Türk Sporuna ihanet etmektir. Çünkü suçu yok. Suçlu yaratmak için iftira atmaya çalışılmaktadır. Güneş balçıkla sıvanmaz. Gerçek, Seyit İçgül’le Kulübümüz’ün hiçbir ilgisinin olmadığıdır. Karabükte de hiçbir şike eylemine karışmadık.
Emenike ile olan konu Bizim dışımızda gelişmiştir. Anlattığımız tapelerde de bunu açıkça görüyoruz. Bu konuyla ilgili Emenike’nin sakatlık raporları, ilgili arkadaşların savunmaları Ekinde sunulacaktır. Yapılan transfer çalışması Karabükspor Başkanı Feridun Tankut’un bilgisi dahilinde yürütülmüştür. Karabük Spor Kulübü eski başkanı Feridun Tankut’un Emniyet ifadesi de ektedir. (EK-2)
İddianameyi tanzim edenler söz konusu müsabaka başlığı altında toplamda 61 adet tape kaydını iddianameye almış ve bunların yalnızca 6 tanesi şahsıma aittir. Tüm kamuoyunun gördüğü üzere bu tape kayıtlarından hiçbirinde şike amaçlı en ufak bir ifade dahi yer almamakta olup, hepsine dair iddialar tarafımızca tek tek çürütülmüştür.
Sonuç olarak Karabük’te hiçbir şekilde şike yapılmamıştır.
BU DURUM SON DAKİKADAKİ KORNER VURUŞUNDA GOL ATMA UMUDUYLA KALESİNİ TERK EDEREK CEZA SAHAMIZA GELEN KARABÜKSPOR KALECİSİNİN GÖRÜNTÜLERİNDEN DE RAHATLIKLA ANLAŞILABİLECEKTİR. NİTEKİM BU MAÇTA ALINAN 3 PUANDA FUTBOLCUSUNDAN MALZEMECİSİNE, TARAFTARINA KADAR BÜTÜN CAMİAMIZIN EMEĞİ VE ALINTERİ VARDIR. Emeğe saygı gösterilmelidir. ŞİKE DEĞİL TEŞVİK OLUP OLMADIĞI ARAŞTIRILMALIDIR.
T.F.F. RAPORLARI (EK-3)
Maçın sonunda TFF’na gönderilen hakem raporu, temsilci raporu, medya temsilci raporu, gözlemci raporu ekte sunulmuştur.
TFF Gözlemci raporunda Sn. İlhami Kaplan, maçla ilgili hiçbir olumsuzluk yazmamıştır. Maçın tanımı olarak Sayın İlhami Kaplan; müsabaka uygun hava koşulları ve zeminde oynandı, ev sahibi takımın 2200, misafir takımın 200 civarında seyircisi vardı, seyirciler müsabakada hakemleri baskı altına alacak davranışlar sergilemediler. LİG ŞAMPİYONUNU BELİRLEYECEK ÖNEMLİ MÜSABAKALARDAN BİRİ OLMASI NEDENİ İLE MÜSABAKA GERGİN VE HIZLI BAŞLADI. Müsabaka boyunca tempo yüksekti. Hakemler önemli kritik kararlar verme durumunda kaldılar. Bu nedenlerden dolayı müsabaka hakem ve yardımcı hakemler için zorlukla geçmiştir. 4.Hakem bu atmosferde oynanan müsabakada önleyici davranışlar ile tansiyonu düşürmeye çalışmıştır. Bu sebeple müsabaka 4.hakem içinde zor geçmiştir.
Görüldüğü gibi maçla ilgili hiçbir olumsuzluk yoktur. TFF de maçın temiz olmasından dolayı maçın neticesini 0-1 Fenerbahçe Spor Kulübü adına tescil etmiştir. Diğer raporlar da incelendiğinde hiçbir olumsuzluk yoktur.
MAÇTAN SONRA BASINDAKİ YORUMLAR
Tamer Bağlan (Fanatik) ; “GÖKHAN VE ALEX” başlığıyla yazdığı yazıda; Sarı kanaryalar, ağır, topa hep sahip olmak isteyerek ve psikolojik baskı altında, yüzde yüz gol pozisyonu yaratarak gol atmak isterken; Karabükspor ise , hızlı hücumu tercih edindi. Onlarda, bu ani ataklarla iyi çıktılar ancak son vuruşlarda başarısızdılar. (EK-4) Şansal Büyüka (Akşam Gazetesi), “EN ZOR MAÇTA EN DEĞERLİ GOL” başlığıyla yazdığı yazıda ; Karabük deplasmanı en zor maçıydı Fenerbahçenin, İlk yarıda öyle çok sıkıntı çektilerki…. Sol kanat resmen çöktü ve hücumda alex’in şutu dışında pozisyonları yok. (EK-5) Ahmet Çakar (Sabah Gazetesi); Dün gece Fenerbahçe belkide şampiyon oldu. Eğer dün Fenerbahçe maçı kazandıysa önce Karabük defansındaki Muhammet Özdin’e sonrada hakem Bülent Yıldırım’a teşekkür etsin. Niye Muhammet diyoruz, sebebi çok açık; o dakikaya kadar çok iyi oynayan Muhammet ve Karabük defansı vardı. 66 dakikada öyle bir hata yaptı ki Lugano da topu bomboş gol yapıverdi. TABİİ Kİ FUTBOL HATALAR OYUNU (EK-6) Erman Toroğlu (Hürriyet); İki takım çekişiyor, zararı ufaklar görüyor. Burada şampiyonluğa oynayan takımlarla mücadele edeceklerin yapacağı tek şey var iyi oynamak bir yana, özellikle iyi savaşmaları lazım ki dedikodunun içine girmesinler. DÜN BUCASPOR ,KARABÜKSPOR DA BENCE İYİ MÜCADELE ETTİLER.
Beğendim; Karabük’ün oyunu bırakmamasını. (EK-7) SAVUNMAMIZ EKLERİ:
EK-1: Gökhan İnler’in Napoli Takımına Transferine İlişkin Takvim Gazetesi’nde Yer Alan Haber
EK-2: Karabük Spor Kulübü eski başkanı Feridun Tankut’un emniyet ifadesi
EK-3: T.F.F Hakem Raporu, Gözlemci Raporu, Medya Temsilci Raporu
EK-4: Tamer Bağlan’ın Fanatik Gazetesi’nde Yayınlanan “Gökhan ve Alex” Başlıklı Yazısı
EK-5: Şansal Büyüka’nın Akşam Gazetesi’nde yayınlanan “EN ZOR MAÇTA EN DEĞERLİ GOL” Başlıklı Yazısı
EK-6: Ahmet Çakar’ın Sabah Gazetesi’nde Yayınlanan Köşe Yazısı
EK-7: Erman Toroğlu’nun Hürriyet Gazetesi’nde Yayınlanan Köşe Yazısı
EK-8: Basında Yer Alan Müsabakaya İlişkin Diğer Köşe Yazıları
EK-9: Müsabakaya İlişkin Maç Kadroları
EK-10: Müsabakaya İlişkin Oyuncu Puan Listeleri
SİVASSPOR–FENERBAHÇE MAÇINDA ŞİKE YAPILDIĞI İDDİALARINA KARŞI SAVUNMA
Sayın Savcı Sivasspor müsabakasında şike yaptığımız iddialarını iddianamede yer alan165 adet tapeye dayandırmaktadır. Bu tapelerin ise 29 tanesi Aziz Yıldırım’a ait olup, hiçbirisinde şike yapılmasına ilişkin en ufak bir ibare yer almamaktadır. Bu gerçeği aşağıda detaylı olarak yapacağımız savunmalarla ispat edecek ve üzerimize atılı bu kara lekeyi sahiplerine aynen iade edeceğiz.
AZİZ YILDIRIM – MECNUN ODYAKMAZ – AHMET ÇELEBİ ÜZERİNDEN YÜRÜTÜLDÜĞÜ İLERİ SÜRÜLEN ŞİKE İDDİASINA KARŞI AÇIKLAMA
Sivasspor- FB maçı 22.05.2011 tarihinde Sivas 4 Eylül Stadında oynanmıştır. 22.05.2011 tarihinde yapılacak SİVASSPOR – FENERBAHÇE Spor Kulüpleri arasındaki futbol maçından dolayı taraftarımız bu maça gitmek ve bilet temin etmek için kulübümüze müracaat etmişlerdi. Bizler de Sivasspor Kulübü Başkanı Sayın Mecnun Odyakmaz’la bu konuyu 11.05.2011 tarihinde Fenerbahçe Spor Kulübünde görüştük ve kendisine bu talebimizi ilettik. Federasyon Talimatında deplasman takımına stat kapasitesinin en az %5’i kadar bilet uygulaması yapılmaktadır. Biz bunun artmasını talep ettik. Sivasspor Kulübü Başkanı Sayın Mecnun Odyakmaz aynı zamanda Fenerbahçe kongre üyesidir. Lig başlamadan önce fikstür çekildiğinde son maçımızı Sivasspor’la oynayacağımız belli olduğunda kendisi bana “İnşallah şampiyonluk son maça kalmaz” diye beyanda bulunmuştu. Bunun sebebi bugünkü gelişmeleri ve bugün yapılan suçlamaların yapılacağını o günden gördüğünden dolayıdır. Bunu devamlı söylerdi ve bizlerde aynı düşüncedeydik. Olmamasını arzu ettiğimiz halde gerçekten de şampiyonluk son maça kaldı.
Maçtan önce Sayın Mecnun Odyakmaz ile temas kurarak kendisinden bilet talebinde bulunduk. Kendisi de bu konuyu federasyon yetkilileri ve Sivas’taki devlet sorumlularıyla konuşacağını bu konunun Sivas için çok önemli olduğunu söylemiştir. Çünkü Sivasspor’un gelirlerinden biri de stat gelirleridir. Ancak maçlardaki gelirleri en yüksek 200 milyar civarındadır. Hâlbuki bu maçta yapılacak iyi bir organizasyonla (biletlerin yüksek fiyatla satılmasıyla) kendi bütçelerine beklenenden yüksek katkı sağlayacaklardır. SİVASSPOR’UN MADDİ KAZANÇ SAĞLAMAK İÇİN BİR DAHA BÖYLE BİR ŞANS YAKALAMASININ ÇOK ZOR OLDUĞUNU, HEM ŞEHRİN HEM DE TAKIMIN EKONOMİK OLARAK KAZANÇ SAĞLAMASINI İSTEDİĞİNİ SÖYLEDİ. Bundan sonra, yukarıda da izah ettiğim üzere federasyonla görüşüp bize döndü. Statta bize tahsis edebileceği yerleri kroki üzerinde göstererek bana verdi.
Fenerbahçe Spor Kulübü taraftarları için; Pazar günü kapalı olan dükkânlar Sayın Sivas Valisinin talimatıyla açılmıştır ve bundan esnaf satış yaparak karlı çıkmıştır. 2001 yılında fikstür gereği son maçımızı Samsunspor’la Samsun’da oynamıştık. Aynı uygulama orada da yapılmıştır.
Sayın Mecnun Odyakmaz’ın yaptığı görüşmeler sonucunda 2 Kale arkası ile kapalı tribünde 823 adet VIP bilet kulübümüze tahsis edilmiştir.
Bilet fiyatları yüksek tutulmak istenmiş; ancak bu durumda taraftarın gelemeyeceği yönündeki konuşmaların sonucunda (BÜLENT İBRAHİM İŞÇEN VE AHMET ÇELEBİ BU GÖRÜŞMELERİ MECNUN BAŞKANLA YAPMIŞTIR) fiyatlar makul bir hale getirilmiştir. FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ OLARAK BİLETLERİN SATIŞINI GARANTİ EDEREK BİLETLERİN BİR KISMINI İSTANBUL’A GETİRTTİK ve derneklerimiz vasıtasıyla taraftarlarımıza satılmasını sağladık. Diğer kalanlarını ise Sivas’ta yine taraftarımıza satışını yaptırdık.
Bilet bedellerini kale arkası 50 TL, VIP 400 TL olarak Fenerbahçe Spor Kulübü olarak ödedik ve aldık. Normalde kale arkaları, maçına göre 5-10 TL, VIP’te 20-30 TL arasında satılmaktaydı. Biletlerin organizasyonu sürecinde Sivas’taki Devlet erkânı, federasyon yetkilileri ve kulüpler de beraber hareket ettiler.
*16.05.2011 günü saat:21.59’da Aziz YILDIRIM’ın (530 5527290) İlhan Yüksel EKŞİOĞLU’nu (532 3343303) aradığı görüşmede özetle; (Tape No:2417)
Soruldu : Söz konusu biletler hangi karşılaşmaya aittir?
Bu tapede görüldüğü gibi 16.05.2011 tarihinde Sivas maçı ile ilgili biletler Bülent İbrahim İşçen tarafından Fenerbahçe Spor Kulübüne getirilmiştir. Daha sonra 17.05.2011 tarihinde Vip biletleri Sivasspor Kulübü Başkanı tarafından şirketimde bana teslim edilmiştir. MECNUN ODYAKMAZ, ŞIRKETE GELDIĞINDE İ.B.B. SPOR KULÜBÜ BAŞKANı GÖKSEL GÜMÜŞDAĞ’DA YANıMıZDAYDı. Federasyon seçimleri ve bu maçla ilgili olarak sohbet ettik. Yarım saat sohbetten sonra Sayın Mecnun Odyakmaz şirketten ayrıldı. Takip edildiğini anlayınca akabinde beni arayarak Vip biletlerle ilgili geldiğini teyit etti. Çünkü kamuoyunun yanlış anlamasından çekiniyordu. Anadolu’daki ve Sivas’taki Fenerbahçeli taraftarlara, kale arkası için ayırdığımız biletleri de Sivas’ta sattırdık. Fenerbahçe futbol takımı ve Fenerbahçeli misafirlerimizle beraber 21 Mayıs 2011 de akşamüstü Sivas’a gittik. Sayın Mecnun Odyakmaz ve Sivasspor kulübü yöneticileri otele gelerek bizimle beraber oturup yemek yediler ve sohbet ettik. Bizim misafirlerimiz arasında BIZLE AYNı ORTAMDA SAYıN ERTUĞRUL ÖZKÖK’LE ANAYASA MAHKEMESI 2’INCI BAŞKANıMıZ SAYıN SERRUH KALELI DE VARDı.
Sivas ta oynanan Sivasspor –Fenerbahçe futbol müsabakası öncesi İlhan Ekşioğlu’na bazı futbolcularla şike yapılması için talimat verdiğim, şahsımında Sivasspor Kulübü Başkanı ve yöneticileri ile şike amaçlı görüşmeler yaptığım ve anlaştığım söylenmektedir.
Sayın Hakim Bey, 2427 no’lu tapeyi okuduğumuzda; “Sen Sapancalıyla mı Şekerliyle mi yapıyorsun” sözümün üzerine İlhan Ekşioğlu “üç, üçüyle yaptım başkanım” demektir.
Buradaki konuşma Alper Potuk’un Serdar Kesimal’ın ve Çanakkaleli Sakıp Aytaç isimli futbolcu ile ilgilidir. Çünkü biz 3,4 ekiple transfer çalışmalarını yapmaktayız. Alper Potuk transferini Ali Kıratlı ile Fatih Akbaba’nın yürüttüğünü bildiğimden bu konuyu İlhan Ekşioğlu’na soruyorum. O ise 3 koldan konuyla ilgilendiğini söylemektedir. 3. isim Yusuf Turanlı dır.
Bucaspor’un düşmesi ile ilgili bir takım faaliyetlerde bulunduğum söylenmektedir. Bucaspor’un aleyhine herhangi bir olayın içinde bulunmuş muyum? Bununla ilgili bir belge, bilgi veya delil var mıdır? Tamamen hayal ürünü olan bir düşüncedir. NEDEN BUCA İLE İLGİLİ HİÇBİR KONU İDDİANAMEDE YER ALMAMAKTADIR.
İnsanların dostlukları veya beraber görev yaptığı kişilere yakın düşünceleri olur. Mecnun Odyakmaz, unutulmamalıdır ki, Başkanlığını yaptığım Kulüpler Birliğinde yardımcılarımdan biridir. Onun başarılı olmasını istemem gibi normal bir şey olabilir mi? Ayrıca şampiyon olmak için bütün takımları yenmemiz gerekmektedir. Bundan dolayı MECNUN ODYAKMAZ’a rakiplerini yeneceğimizi söylüyorum.
11.05.2011 GÜNÜ, MECNUN ODYAKMAZLA GİZLİ BULUŞMADIK. İLK BULUŞMAMIZI FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜNDE YAPTIK. HERKESİN İÇİNDE. EĞER GİZLİ BİR GÖRÜŞME YAPMAK İSTESEYDİM KULÜPTE YAPAR MIYDIK !
Ahmet Çelebi’nin Sivasspor yöneticisi olduğunu unutmayalım. Kendisinden istediğimiz Trabzon tarafından yapılacak teşvik çalışmalarını önlemesidir. Bununla ilgili 13.05.2011 tarihinde 21.54’te Bülent İşçen ile yapmış olduğumuz ( Tape 2409) telefon görüşmesinde;
Bu konuşmada da açıkça görüldüğü gibi Ahmet Çelebi’nin Trabzon tarafından verilecek olan teşvik ile ilgili girişimleri önlemesine çalışıyoruz.
17.05.2011 Tarihindeki Mecnun Odyakmazla Fenerbahçe görüşme yaptığım söylenmektedir. Halbuki bu görüşme benim Altunizadedeki şirketimde yapılmıştır. Bu görüşmede Göksel Gümüşdağ da bulunmuştur. Federasyon seçimleri ve Bana getirilen VIP biletleriyle ilgili görüşme yapılmıştır. Mecnun Odyakmaz’ın telefon görüşmemizde “bir şey olursa biletlerle ilgili konuştuk” ifadesi tarafımdan ilk başta anlaşılamamıştır. Görüşmemizin gerçekten de konusu biletlerin organizesi olduğundan, böylesine normal bir görüşmenin sonunda böyle konuşmasını yadırgadım. Nasıl bir hukuk ülkesinde yaşadığımızı şimdi daha iyi anlıyorum.
*21.05.2011 günü saat :18.56’da Abdullah BAŞAK’ın (532 7181895) Nüvit’i (533 2402702) aradığı görüşmede özetle; (Tape No: 3174)
İletişim tutanaklarında Abdullah Başak’ın Sivas’ta Ahmet Çelebi’nin şoförü olan Nadir Nüvit’e, “O çantayı unutursan beni ömür boyu unut, o hem senin geleceğin hem benim hem İlhan Ekşioğlu’nun” diye yaptığı görüşmenin sonunda Sivas’a para götürdüğümüz ve Mecnun Odyakmaz’ın aracından alınan Siyah çanta ile Faruk Taşseten’in otele girdiği ve sonra bu çantayı tekrar araca koyduğu söylenmektedir. Çantada ne olduğu sorulmaktadır. Yani kısaca bu siyah çantaya getirdiğimiz parayı koyduğumuz ima edilmektedir.
İstanbul’dan Sivas’a giderken Abdullah Başak’ın elinde elbise taşıma çantası bulunmaktadır (EK-1/A: Abdullah Başak’ın Sivas Havaalanında çekilmiş fotoğrafları). Bu çantanın içinde İlhan Ekşioğlu’na ait elbiseler bulunmaktadır. Hepimizin bir uğuru vardır. Galip geldikten sonra o hafta giydiğimiz tüm giysileri diğer haftada giymeye çalışırız. Elbise çantasındaki elbiseler de İlhan Ekşioğlu’nun uğurlu saydığı elbiselerdir. Bunun kaybolmasının uğura inanılmasından dolayı sıkıntı yaratacağı için Abdullah Başak tarafından şoföre kaybedilmesinin rahatsızlık yaratacağı şeklindeki endişesidir. Elbise çantasının içinde para götürülse idi, her iki havaalanında yapılan (Sabiha Gökçen ve Sivas Havaalanları) polis aramalarında ve X-RAY geçişlerinde bu görülürdü. BIZLERLE BERABER HAVAALANıNDA BULUNAN BASıN MENSUPLARı DA BUNU DUYARLARDı. Ayrıca X-RAY cihazına bakan polisler de kendilerine yakın kişilerle paylaşırlardı. Kısaca Sivas’a hiçbir şekilde para götürülmemiştir. Mademki fiziki takip yapılıyor Emniyetin bunu tespit etmesi gerekirdi. Ama Emniyet ucu açık suçlamalarla olaya gizlilik katmaya çalışmaktadır. BİZİM SİVAS’A PARA GÖTÜRMEDİĞİMİZİN ŞAHİDİ SABİHA GÖKÇEN HAVAALANINDAKİ EMNİYET, ÖZEL GÜVENLİK VE SABİHA GÖKÇEN HAVALİMANI PERSONELİDİR. BUNLARIN HEPSİ ŞAHİT OLARAK DİNLENEBİLİR. SİVAS’A PARA GÖTÜRÜLMEDİĞİNE GÖRE SİYAH ÇANTANIN İÇİNE PARA KONULMASI DA SÖZ KONUSU OLAMAZ.
Sayın Faruk Taşseten yanında siyah bir çanta ile kaldığımız otele geldi. Çantanın içinde Vip ile maraton tribünün biletleri bulunmaktaydı. Ayrıca yanında bir defter mevcut idi. Bilet isteyenlere deftere yazarak biletleri dağıtıyordu. Yemekten sonra Sayın Vali, Sayın Emniyet müdürü ve Sayın Tugay Komutanı otelde bizi ziyaret ettiler ve gece 00:30 civarında otelden ayrıldılar. Sayın Faruk Taşseten yukarıda anlattığım gibi bu biletleri onlara da verdi (ihtiyaçları kadar) ve yukarıda anlattığım olayları Onların yanında icra etti. SAYIN VALİ VE YANINDAKİLER 00:30 CİVARINDA OTELDEN AYRILIRKEN; BEN, SAYIN MECNUN ODYAKMAZ VE İKİ KULÜBÜN YÖNETİCİLERİ SAYIN VALİ İLE DİĞER MİSAFİRLERİ YOLCU ETTİK. TEKRAR OTELE DÖNEREK 30 DAKİKA DAHA OTURDUK VE SİVAS HEYETİ DE OTELDEN AYRILDI. FİZİKİ TAKİPTE SAYIN VALİ VE YANINDAKİ DEVLET GÖREVLİLERİNİ YOLCU ETTİĞİMİZ YAZILMAMAKTA, OLAYLARA ESRARENGİZ BİR HAVA VERİLMEYE ÇALIŞILMAKTADIR. HATTA SAYıN VALI VE DIĞER DEVLET ERKÂNı KIŞILERIN YANıNDA MARATON TRIBÜNÜ BILETLERINI PAHALı OLDUĞU IÇIN SATAMADıKLARıNı SIVASSPOR YÖNETICILERI BIZLERE SÖYLEDILER; BIZLER DE ERTESI GÜNÜ 1.000 ADET DAHA SATıN ALDıK VE TARAFTARıMıZA SATTıK. Bilet paralarını bankadan resmi olarak Sivasspor kulübüne gönderdik hatta 550 TL eksik ödeme yaptığımızı söylediler; biz bunu da banka yoluyla gönderdik.
TOPLAM GÖNDERİLEN BİLET PARASI ŞU ŞEKİLDEDİR:
18.05.2011 Tarihinde 350.450 TL (Garanti Bankası Kadıköy Şubesinden)
20.05.2011 Tarihinde 550 TL (Garanti Bankası Kadıköy Şubesinden)
31.05.2011 Tarihinde 669.900 TL (Garanti Bankası Kadıköy Şubesinden)
TOPLAM : 1.020.900 TL
BANKA DEKONTLARI (3 ADET) (EK-1’DE MEVCUTTUR.)
Otelde siyah çanta defalarca açılıp kapatıldı. Para dolu çanta bu şekilde taşınabilir mi? Bu çantada bilet dışında hiçbir şey yoktu. BU HUSUSU SAYıN VALI, SAYıN EMNIYET MÜDÜRÜ VE SAYıN TUGAY KOMUTANı DA IFADELERINDE TEYIT ETMEKTEDIRLER. İDARI AMIRLERIN IFADELERI EKTEDIR.
Ayrıca Sayın Ertuğrul Özkök 09 Temmuz 2011 tarihinde Hürriyet gazetesinde yazdığı yazı ile benim söylediklerimi teyit etmektedir. Bununla ilgili Sayın Ertuğrul Özkök’ün yazdığı yazı ektedir(EK-.2). Sivasspor yöneticisi Faruk Taşseten’in ifadesinde de bu konu açıkça izah edilmiştir.
Sivasspor Yöneticisi Faruk Taşseten İfadesi (EK-3)
“Bu konuda açıklama yapmak istiyorum. Biz Sivasspor kulübü olarak ilimize gelen her rakip futbol kulübünü akşam otellerinde ziyaret ederiz. Onlara herhangi bir sorun olup olmadığını ya da saha lazım olup olmadığını sorarız. Kaç kişi olduklarını sorarak onlara davetiye hazırlarız. Eğer önceden bildirilmemişse orada sorarız.
Fenerbahçe gibi büyük takımlar Sivas’a geldiğinde Vali Bey, Emniyet müdürü, Jandarma Albay Komutanı ve Tugay Komutanı bizi yalnız bırakmazlar ve misafirlere hoş geldin derler. Yine büyük takımlara maç günü kahvaltı veya öğle yemeğini Vali Bey kendisi bizzat verir.
O gün başkan Mecnun Odyakmaz, Erdal SARILAR ile beraber otele gittik. Oraya gittiğimizde Fenerbahçe yönetimi ile beraber oturduk. Otururken Vali Bey ile Emniyet Müdürümüz ve sonrasında Tugay komutanı geldi. Ayrıca o gün gazeteciler de orada bulunuyordu. Bu maça ilginin büyük olması nedeniyle İstanbul’un ve yurdun çeşitli yerlerinden davetiye talebi çok fazlaydı. Sivas ilinden de çok fazla talep vardı. O odada o çantanın içinde bulunan davetiyeleri dağıtırken pek çok kez çantayı açıp kapadım. Zaten Ertuğrul Özkök de o gün oradaymış. O da bu olaya şahit olmuştur. Yine o sırada benim yanımda olan ve ayrılmayan Sayın Emniyet Müdürümüz Ahmet Kemal Seyhan benim o çanta ile davetiye taşıyarak çeşitli misafirlere davetiye verdiğimi görmüştü. Bu çantayı o odadan hiç çıkarmadım. Aynı zamanda o odada bulunan bürokratlar da buna şahit oldular. Zaten herkes çıkarken ben de çanta ile çıktım. O odadan başka ayrı bir çıkışım olmadı. Vali Bey, Emniyet müdürümüz ve Tugay Komutanını uğurladıktan sonra ben de çantayı arabamın arka koltuğuna attım. Sonrasında Mecnun Odyakmaz’ın evi yakın olması sebebi ile ben, Mehmet Oflaz, Mehmet Ali Topal, ile birlikte yürüyerek Mecnun Odyakmaz’ı Burger King isimli işyerinin üzerinde bulunan dairesine bıraktık. Sonrasında 3 kişi beraber Büyük Otel’in önüne gelerek araçlarımıza bindik ve eve gittik. Sabahleyin aynı çantayı arabamla otele getirdim. Sabah stada yapılan eşgüdüm toplantılarında kulübü ben temsil ettiğim için misafir gelen kulüplerin yöneticilerini genelde sabahleyin otelden alıp stada toplantı için götürdüm. O gün de öyle olmuştu.”
Sivas’taki fiziki takipte çantanın yolda park etmiş olan arabanın içine konduğu söylenmektedir. Sabahleyin Sayın Faruk Taşseten’in gelip çantayı tekrar aldığı yazılmaktadır. İÇI PARA DOLU ÇANTA GECE YOLA PARK ETMIŞ BIR ARABANıN IÇINE KONULUR MU? BÖYLE BIR ŞEYI SIZLER YAPAR MıSıNıZ? İçinde yüksek meblağ para olan bir çanta sokakta bırakılarak böyle bir risk alınabilir mi? Demek ki çantanın içinde para bulunmamaktadır. Yüklü bir paranın çanta içinde bulunması durumunda bunu sokağa bırakanlar yanlarında götürmek varken neden sokağa bırakırlar. Bu mantıklı mı? Böyle bir durumda insan rahat uyuyabilir mi? Mademki bu çantanın içinde para vardı emniyet güçleri neden para olduğunu tespit etmemiş ve tutanak altına almamıştır?
Mecnun Odyakmaz ile birkaç kez görüşmeler yaptık. Bu görüşmelerde biletlerle ilgilidir. Savcı sorgulamasında “Neden aracı kullandığımı” sormaktadır. Benim telefonum aradığında gizli numara olarak görünmektedir.
MECNUN ODYAKMAZ GIZLI NUMARALARA CEVAP VERMEMEKTEDIR. Bunun için onunla konuşan BÜLENT İŞÇEN vasıtasıyla beni araması yönünde kendisine mesajlar bırakmışımdır. ŞIKE YAPMAK, KLÜP BAŞKANLARıNIN YALNıZ BAŞıNA YAPABILECEĞI BIR OLAY DEĞILDIR. SAYıN ODYAKMAZ’ıN KENDI TAKıMıNA, ANTRENÖRÜNE BUNU SÖYLEMESI GEREKIRDI. BUNU HANGI BAŞKAN YAPABILIR? Başkan böyle bir girişimi yapmış olsaydı bütün kamuoyu bunu hemen duyardı. İki kişinin bildiği hiçbir şey sır değildir. Ayrıca Sayın Odyakmaz, maçtan önce kendi takımını Fenerbahçe’yi yenmeleri yönünde motive etmiştir. SAYıN SAVCı SON 5 MAÇıN NETICESINI BILDIKLERINI SÖYLEMIŞTIR. BU MAÇTA SKORU BILINENLERDENDIR. MAÇıN 4-3 FENERBAHÇE LEHINE BITMESINI SAĞLAMAK IÇIN ASGARI 2 TAKıMıN BÜTÜN OYNAYAN OYUNCULARıNıN, YEDEK OYUNCULARıNıN, TEKNIK KADRONUN VE YÖNETIM KURULLARıNDAKI BAZı YÖNETICILERIN BILMESI GEREKIR KI BUDA 50 KIŞININ BILMESI DEMEKTIR KI, 2 KIŞININ BILDIĞININ SıR OLMADıĞı BIR ORTAMDA BÖYLE BIR ŞEY OLABILIR MI? BU TABIATıN KANUNUNA AYKıRı BIR DURUMDUR. BEN VE MECNUN ODYAKMAZ BİLET İŞİNDEN BAŞKA BİR KONUDA GÖRÜŞME YAPMADIK. BUNUN AKSINI SÖYLEYENLERIN BUNU ISPAT ETMELERI GEREKIR. AKSI TAKDIRDE MÜFTERI DURUMUNA DÜŞERLER.
Sivas’a gidişimizden ayrılacağımız saate kadar geçen olayları incelediğimizde Sayın Vali, Sayın Belediye Başkanı ve Sayın Garnizon Komutanı’nın ifadelerine bakmamız gerekir.
Garnizon Komutanı Tanık Muammer Bayram (EK-4) :
“Sivas küçük bir şehirdir. Birinci Ligde futbol takımının bulunması büyük nimettir. Maç öncesi Fenerbahçe Başkanı ve beraberindeki kafile Sivas’a geldiğinde başkanı ve yöneticileri Sivasta nezaketen ağırladık. Kaldıkları yerde ziyaret ettik. Akşam Büyük Otelde birlikte yemek yedik. O SIRADA BİZDE BERABERDİK. BİRLİKTE OLDUĞUMUZ SÜREÇTE BEN AZİZ YILDIRIM İLE MECNUN BAŞKAN ARASINDA RAHATSIZ EDİCİ HİÇBİR İRTİBAT SEZİNLEMEDİM. Normal medeni her iki insan arasında olabilecek türden mevzular konuşuldu. HERHANGİ BİR PARA ALIŞVERİŞİ OLMADI. Faruk Taşseten de bizimle beraberdi. BEN FARUK BEY’İN ÇANTAYI AÇTIĞINI VE ÇANTADAN BİLET ÇIKARDIĞINI GÖRDÜM. BEN HERHANGİ BİR PARA GÖRMEDİM. BİLETLERİN MAÇLA İLGİLİ OLDUĞUNU BİLİYORUM.
SİVASTA ERMAN BİR GOL ATINCA AZİZ BAŞKAN SİNİRLİ, ÜZGÜN VE TİTREYEN BİR ŞEKİLDE DIŞARIYA ÇIKTI.”
Doğan Ürgüp, Sivas Belediye Başkanı (Tanık) (EK-5):
“Anılan maç öncesi şehirde, otellerde kalacak yer kalmamıştı. Lokantalar doluydu. İl’e üst düzeyde katkısı vardı. Hareketlilik gelmişti. Maçtan bir gün önce verilen yemeğe katıldım. Maç sırasında anormal bir şeye şahit olmadım. MAÇ ÖNCESI VE MAÇ SıRASıNDA HERHANGI BIR ŞIKE FAALIYETI SEZINLEMEDIM.”
Tanık Ali Kolat , Sivas Valisi (EK-6):
“Fenerbahçe maçı öncesinde İl Güvenlik Kurulu toplantısında Mecnun Başkan bana, Fenerbahçe Kulübünden fazla miktarda bilet talebi olduğunu söyleyip fikrimi sordu. Ben aynı zamanda futbola da meraklıyım, takip ederim. Düzenlemenin nasıl olduğunu sordum. Bana alt limitin %5 olduğunu, daha fazla yer ayrılmasının ise kulübün takdirinde olduğunu söyledi ve bunun kulübün menfaatine olacağını da söyledi. Bende Kulübün menfaatleri doğrultusunda hareket edebileceğini söyledim.
Maçtan bir gün önce Aziz Yıldırım ve Kulüp Yöneticileri geldiler. Büyük Otelde VIP Salonunda buluşuldu ve o gün oynanan bir maç televizyonda seyredildi. Çay içtik. Faruk Taşseten de bir çanta vardı. HATTA ORADA ÇANTADAN FARUK BİR İKİ BİLET ÇIKARIP BİRİLERİNE VERDİ, BEN ÇANTADAN BİLET ÇIKARDIĞINI BİZZAT GÖRDÜM. AKŞAMÜSTÜ MAÇA GİDİLDİ. MAÇ SIRASINDA AZİZ YILDIRIM GERGİNDİ, BİR ARA KALKIP GİTTİ SONRA GERİ GELDİ.
Tüm bu etkinlikler sırasında da benim dışımda Emniyet Müdürümüz, Garnizon Komutanımız, Belediye Başkanımız ve şehrin ileri gelenleri, kurum amirleri genelde bir arada bulunuyorlardı. Ne Mecnun Başkanın ne de diğer isimleri geçen Sivasspor ile bağlantılı şahısların o süreçte illegal bir para alışverişine girebileceklerini düşünemiyorum. MECNUN ODYAKMAZ’IN ANILAN MAÇLA İLGİLİ HERHANGİ BİR ŞİKE EYLEMİ İÇERİSİNDE BULUNDUĞUNA İHTİMAL VERMİYORUM.”
Sayın Vali de böyle söylüyor. Bu ifadelere ilave herhalde bir şey söylenemez. KıSACA MECNUN ODYAKMAZLA ANLAŞTıĞıMıZı İSTANBUL ORGANIZE ILE BEŞIKTAŞ SAVCıLıĞıNDAN BAŞKA KIMSE ANLAYAMAMıŞ NE YAZıK KI!
TAPE AÇIKLAMALARI :
Öncelikle belirtmek gerekir ki, savcılık iddianamesinde 22.05.2011 tarihli müsabakaya ilişkin telefon tape tutanaklarının, 09.03.2011 tarihindeki 26.04.2011 tarihli görüşmelerle başlaması ve 09.05.2011 tarihinden itibaren bu maçla ilgili yoğun şike konuşmalarının bulunduğu yolunda iddialarda ve ithamlarda bulunmak hayatın olağan akışına aykırıdır. 08.05.2011 TARİHİNDE KARDEMİR KARABÜK – FENERBAHÇE VE 15.05.2011 TARİHLİ FENERBAHÇE – ANKARAGÜCÜ MÜSABAKALARI HENÜZ OYNANMAMIŞKEN 3 HAFTA ÖNCESİNDEN VE BU MAÇLARIN SONUÇLARININ NE OLACAĞI BİLİNMEDEN ŞİKE FAALİYETLERİNDE BULUNULDUĞU İDDİASI HEM HAYATIN HEM DE SPORUN GERÇEKLERİYLE ÖRTÜŞEMEZ. ANCAK BU SORUŞTURMAYI YÜRÜTENLERİN NE DENLİ TEK YANLI VE ŞARTLANMIŞ OLDUĞUNUN TESPİTİ AÇISINDAN BU TAPELERE TEK TEK CEVAP VERMEK ZARURETİ HÂSIL OLMUŞTUR.
Sayın Mahkemenizden öncelikli talebimiz genel oluşa ilişkin tüm savunma ve anlatımlarımızın göz önünde tutularak bu iletişim tespit tutanaklarının ve savunmalarımızın değerlendirilmesinin yapılmasına ilişkindir.
09.03.2011 tarihli 13.03, Aziz YILDIRIM – Mecnun ODYAKMAZ görüşmesi, (Tape 1511)
26.04.2011 tarihli 21.31, Aziz YILDIRIM – Mecnun ODYAKMAZ görüşmesi, (Tape 1650)
İDDİA : İddianamenin 327. sahifesinde örgütün şike eylemleri içinde Benim Sivas’ın rakiplerini yenerek son maça rahat çıkmasını sağlayacağımı ve bu şekilde Sivas’ın düşme hattından kurtarılacağı iddia edilmiştir.
SAVUNMA : Eyleme ilişkin iletişim tespit tutanaklarından 1511 ve 1650 nolu tapeleri incelediğimizde benim Kulüpler Birliği toplantısını ertelediğimiz ile ilgili Mecnun Odyakmaz’a bilgi vermemden sonra Sivasspor’la ilgili sohbet ediyoruz. Çünkü Sivasspor kümede kalma mücadelesi yapmaktadır. Sivasspor’un ileriye dönük şike amaçlı olarak ligde düşmeyi atlatması gerektiği şeklinde düşünce içinde olduğumuz iddia edilmektedir. Bunun sebebinin de Fenerbahçe’nin son maçta rahat oynamasını sağlamak olduğu söylenmektedir. BAKIŞ AÇIMIZI DEĞİŞTİREREK BAKTIĞIMIZDA Sivasspor’un bizim maçtan önce düştüğü şeklinde bir durum olsaydı bizde bu maçı organize etmek isteseydik daha kolay olmaz mıydı? Yani buradaki konular geleceğe dönük değil, o günkü duruma göre yapılmaktadır.
Mehmet Yıldız ile ilgili yaptığımız konuşmada enteresandır. Mehmet Yıldız iyi futbolcu olmasına rağmen geçmiş yıllardaki gibi faydalı futbol oynamadığından bahsediyoruz.
09.03.2011 DEN İTİBAREN 22.05.2011 TARİHTEKİ BİR MAÇI ORGANİZE ETTİĞİMİZİ SÖYLEMEK VİCDANSIZLIKTIR. TAPELERİN İÇİNDEN BAZI CÜMLELERİ ALARAK SUÇLAMA YAPMAK AHLAKSIZLIKTIR. YAPILAN İDDİALAR YERSİZDİR. Tapeler iyice okunursa Sivas’ın o hafta oynayacağı rakiplerini bile bilmemekteyim. Sohbet sırasında kim olduğunu öğreniyorum. Kaldı ki Başkanlığını yaptığım Kulüpler Birliğinde 3 yardımcımdan biri de MECNUN ODYAKMAZ’DIR. O’nun başarılı olmasecekını istemem suç olmamalıdır ve bundan doğal bir şey olabilir mi? Buradaki taktiksel anlamda telkinde bulunmamın şike olarak algılanması sağlıklı bir düşünce değildir.
10.05.2011 TARİHLİ, 21.27’DE YAPILAN BÜLENT İŞCEN – MECNUN ODYAKMAZ GÖRÜŞMESİ, (TAPE 3615)
11.05.2011 Tarihli, 17.24’te yapılan Aziz Yıldırım – Tamer Yelkovan görüşmesi, (Tape 2405)
11.05.2011 Tarihli, 17.32’de yapılan Bülent İbrahim İşcen – Mecnun Odyakmaz görüşmesi, (Tape 3618)
İddianamenin 327 sayfası itibariyle :
İDDİA : Tüm bu görüşmeler Aziz Yıldırım’ın Mecnun ODYAKMAZ’la görüşmelerine ve Aziz YILDIRIM’ın Tamer YELKOVAN ve Abdullah KİĞILI dan (Feneriumdan) para bulmak ve bu parayı Sivas maçındaki şike eylemlerinde kullanılmak istendiği iddia olunmuştur.
SAVUNMA : Bu iddia her şeyden önce gerçeklerle bağdaşmamakta ve sağlıklı bir düşüncenin ürünü olarak da kabul edilemez mahiyettedir. Konuşma tapelerinin tarihlerine bakıldığında 11.05.2011 tarihli olup, daha oynanmamış Fenerbahçe – Ankaragücü müsabakası vardır ve bu müsabaka sonuçlanmadan bizim Sivasspor maçına ilişkin şike faaliyetlerimizin başlatılması ve bunun için para bulmaya çalışmamız iddiası trajikomiktir. Kaldı ki, alınan 400.000 TL Feneriumdan Fenerbahçe Spor Kulübüne gönderilmiş olup dekontu Ektedir. (EK-7) Abdullah KİĞILI’dan da para alınmamıştır. Harcamanın nerelere yapıldığı Ekteki listede mevcuttur.
13.05.2011 tarihli 21.54, Aziz YILDIRIM – Bülent İbrahim İŞCEN görüşmesi, (Tape 2409)
İDDİA : İddianamede bu konuşmaların şike faaliyetlerine yönelik olduğu iddia edilmiştir. Oysaki tapede bahsedilen kişi Mecnun ODYAKMAZ’dır. Mal ve fiyatlandırma konuşmaları ise biletlerle ilgilidir. Kaldı ki, bu konuşmayı müteakiben Trabzonspor’un baskı kurduğu haberi iletilmektedir ve bu konu ileride ispat edileceği Trabzonspor’un Sivasspor – Fenerbahçe müsabakasında Sivasspor’lu oyunculara yönelik teşvik faaliyetlerine yöneliktir ve doğrudur.
Bu tape incelendiğinde bütün konuyu iyice anlayabiliriz. Açıkça görülmektedir ki yapmış olduğumuz Trabzonspor’un vereceğini öğrendiğimiz teşvik primini önleme girişimleridir. Ahmet Çelebi’nin Sivas’a erken gitmesini istememiz ve burada kendisinden SİVAS ÜZERİNDE OYNANACAK OYUNLARI ENGELLEYECEKSİN HER ŞEYİ SÖZÜYLE NE YAPMASI GEREKTİĞİYLE İLE İSTEĞİMİZİN ANLATIMIDIR. BURADAKİ MALLAR BİLET FİYATLARIDIR. AHMET ÇELEBİ TRABZON KANADINDAN TEŞVİKLE İLGİLİ GİRİŞİM YAPTIKLARINI ÖĞRENİYOR VE BUNU BÜLENT İŞCEN’E SÖYLÜYOR. O DA BANA BU KONUYU İLETMEKTEDİR. YANİ KISACA SİVAS TA YAPILACAK OLAN TEŞVİK GİRİŞİMLERİNİ ÖNLEME ÇALIŞMASI YAPIYORUZ.
II. AHMET ÇELEBİ – MEHMET YILDIZ ARACILIĞIYLA YÜRÜTÜLEN ŞİKE İDDİASI :
İddianamede yer alan ikinci iddia da Ahmet ÇELEBİ’nin Mehmet YILDIZ üzerinden şike yaptığı iddiasıdır.
Burada unutulmaması gereken Ahmet ÇELEBİ’nin aynı zamanda Sivasspor yöneticisi olduğu ve bu futbolcularla aynı kişisel ve takımsal ilişkilerinin bulunduğu hususudur. Tapelere bakıldığında;
15.05.2011 Tarihli, Ahmet Çelebi – Mehmet Yıldız görüşmesi, (Tape 2889)
“Ben gelemeyeceğim hanım hastanede” dediği ve gelemediği görülecektir. Burada Mehmet YILDIZ’ın bilgisi olduğu konu Trabzon’un resmen teşvik primi göndermesinin öğrenilmesinden ibarettir ki, bu konu yargılamada açıkça ortaya konacaktır. Yine ileri ki tapelerde görüleceği üzere Mehmet Yıldız bu maçta ancak 82.dakikasında oyuna dahil olmuş olup; yine görüleceği ve ispatlanacağı üzere bu görüşme konuları şahısların aralarındaki ortak benzin istasyonu açılması ve Trabzonspor’un Mehmet Yıldız üzerinden yapmaya çalıştığı teşvik faaliyetlerinin doğruluğunun araştırılmasına yöneliktir.
02.05.2011 Tarihli, 13.57’de yapılan Özkan Doğan – Mehmet Yıldız görüşmesi, (Tape 4034)
Trabzonspor’un Mehmet Yıldız’la, Özkan Doğan vasıtasıyla transfer görüşmelerini başlattığını görmekteyiz. Trabzonspor Teknik Direktör Yardımcısı Ünal Hoca ile Özkan Doğan konuştuğunu söylüyor. Turgut Hocanın, Deniz isimli menajerle konuştuğu belirtilmekte, ’Mehmet Yıldız’ı her türlü transfer ederiz’ denmektedirler. Bu tarih 2 Mayıs 2011, saat 13.57dir. Fenerbahçe’yi Emenike ve Sezer Öztürk transferlerinde suçlayanlar burada neden suçlama yapmamaktadırlar?
Bu görüşmeden 20 gün sonra Sivasspor – Fenerbahçe maçı oynanacaktır. Buna göre değerlendirme yapılmalıdır. Çünkü Trabzonspor Mehmet Yıldız vasıtasıyla Sivasspor’a teşvik primi vermeye teşebbüs etmişlerdir.
İddianamenin 328.Sahifesinde; Ahmet ÇELEBİ’nin Sivasa giderek şike faaliyetlerini yürüttüğü, Mecnun ODYAKMAZ ile birlikte Sivasspor tesislerine gittikleri, Ahmet ÇELEBİ’nin aynı gün Büyük Otelde Mehmet YILDIZ ile buluştuğu, Mehmet YILDIZ’ın “Ne yapalım FB şampiyon yaptık gidiyoruz” “Ne golü atacağım ben buraya gol atmaya mı geldim” dediği ve Mecnun ODYAKMAZ’ın bilgisi dahilinde Ahmet ÇELEBİ aracılığı ile şike yapıldığı iddia edilmiştir. Oysa ki,
21.05.2011 saat 11:51; Ahmet ÇELEBİ – Abdullah BAŞAK, (Tape 2900)
“İyi ne güzel işte Mehmet YILDIZ yok” şeklindeki konuşmanın neden dikkate alınmadığı manidardır. Şike yapan tarafların şike yapılan futbolcunun oynamasını isteyeceği hususu aşikârdır. Peki bu nasıl şikedir. Bu tapeleri dikkate almayan savcılık Mehmet YILDIZ’ın, X şahısla yaptığı görüşmedeki “Ne yapayım FB şampiyon yaptık gidiyorum” şeklindeki sonuçtan duyduğu memnuniyetsizlik ile, ilk onbirde yer almayıp, 82. dakikada oyuna girmesinden dolayı duyduğu üzüntü ve sitemdir. “Ne golü ben oraya gol atmaya değil bulunmaya gittim” sözleri oyuncunun ilk on bire alınmamasına yöneliktir. Bununla birlikte Mehmet YILDIZ’ın da bu söz ve beyanlarıyla şike yaptığı sabit ise, neden tutuklanmadığı hususu, iddia makamının kendi iddialarından ne denli şüphe duyduğunun en açık göstergesidir.
Sivasspor maçımızla ilgili kulübümüze Trabzonspor’un teşvik primi girişiminde bulunabileceği yönünde birçok duyumlar geliyordu. Bunları engelletebilmek için Sayın Ahmet Çelebi’nin Sivas’a gitmesini istedik. Çünkü Ahmet Çelebi, Sivasspor’un yöneticisiydi. Gidip takımına sahip çıkması yönünde kendisine Sayın Bülent İşçen vasıtasıyla ricada bulunduk. AHMET ÇELEBİ KULÜBÜN HER NOKTASINA GİDEBİLECEKKEN MEHMET YILDIZ’LA ŞİKE İLE İLGİLİ KONUŞACAKSA NEDEN OTELİN LOBİSİNDE KISA BİR GÖRÜŞME YAPSIN? AYRICA BU GÖRÜŞMENİN ARALARINDAKİ ÖZEL BİR KONU OLDUĞUNU AHMET ÇELEBİ BEYAN ETMİŞTİR. TAM TERSİ TRABZONSPOR KULÜBÜ MEHMET YILDIZ VASITASIYLA SİVASSPOR’A TEŞVİK PRİMİ VERMEYE ÇALIŞMIŞTIR. Mehmet Yıldız teşvikle ilgili konuyu Sayın Başkanı Mecnun Odyakmaz’a iletmiştir. Sayın Mecnun Odyakmaz da bu konuyu Trabzon da daha önce idarecilik yapmış Zeki Mazlum’la da konuşmuştur. Burada maksat üzüm yemekse konuya düzgün bakılması gerekir. Zeki Mazlum’un ifadesini iyi okumanız gerekir.
Mecnun Odyakmaz ile Zeki Mazlum’un 19.05.2011 günü saat 20.58’de yapmış oldukları telefon görüşmesi; (Tape 1192)
Şeklinde geçen diyaloglar, SİVASSPOR’A GERÇEKTEN TEŞVİK PRİMİ VERMEYE ÇALIŞANLARIN KİM OLDUĞUNU AÇIKÇA GÖSTERMEKTEDİR.
Benzer şekilde TAPE 3320 de de, Trabzon’lu Recep Denizer ile Trabzon adresinde mukim X Şahıs arasında, Sivasspor- FB maçının oynandığı gün geçen görüşme şu şekildedir:
Savcılık bu tapede isimleri geçen kişileri izlemediği gibi, iddianameye de bu tapeyi koymamıştır. Bize, nasılsın, iyi mi diye konuştuğumuz için çeşitli suçlamalar yöneltenler, Sivas’ta maçımızın oynandığı gün “balık avlamaya” çıkanlara neden bir suçlama atfetmemiştir? Bu tapede ismi geçenleri neden araştırmamıştır?
Ayrıca Mehmet Yıldız maçta sadece son 8 dakika oynamıştır. Oynadığı süre içerisinde 3’üncü golün pasını vermiştir. Şike yapan bir oyuncu gol pası verir mi? Suçlamalardan biri de bir pozisyonda topa kafa ile vurmamasıdır. Mehmet Yıldız’ın son iki yıldaki gol atma istatistiklerine baktığımızda 2010-2011 sezonunda 2 gol attığını ve bu golleri de kafayla atmadığını, bu şekilde Mehmet Yıldız’ı gol atmadığı şeklinde suçlayamayacağımız aşikârdır. Futbolun doğasında, olmayacak pozisyonda gol atmak veya atmamak vardır. Bununla ilgili istatistikler ekte sunulmuştur.
(EK-8;TFF RESMİ SİTESİNDEN ALINAN İSTATİSTİKLER) MEHMET YILDIZ MADEM ŞİKE YAPMIŞTI, NEDEN TUTUKLAMADINIZ? BU DA GÖSTERMEKTEDİR Kİ MEHMET YILDIZ’LA HİÇBİR ŞEKİLDE ŞİKE YAPILMAMIŞTIR.
Biz camiamızın haklarını koruma adına duyumlarımıza karşılık gerekli tedbirleri almak durumundaydık. Yaptığımız çalışmalar budur.
ŞİMDİ TÜM SPOR KAMUOYUNA SORUYORUM:
Yukarıdaki tapede Zeki Mazlum, Mecnun Odyakmaz’a açıkça 5.000.000$ verebileceklerini söylemektedir. 5.000.000$ alıp Fenerbahçe’yi yenmek Sivasspor için daha az riskli değil midir? 5.000.000$ teşvik primi veriliyorsa siz olsanız maçı kaça satarsınız? Parayı götürdüğümüz çanta kaç milyon $ alır? Ayrıca parayı götüreceğimize İstanbul’da vermemiz daha risksiz ve kolay olmaz mıydı? ŞU DA GÖSTERİYOR Kİ MECNUN ODYAKMAZ BİZLERE (FENERBAHÇE VE TRABZON) KONUŞTUĞU GİBİ HAREKET ETMİŞ VE TAKIMINI HER ŞEYDEN UZAK TUTMUŞTUR. BİZİM İÇİN KİMSE SİVASSPOR’LU ŞU OYUNCUYLA DEVREYE GİRDİNİZ DİYEBİLİYOR MU? HÂLBUKİ TRABZONSPOR İÇİN DİYEBİLİYORUZ. ŞİMDİ MEHMET YILDIZ’A SESLENİYORUM. KORKMA VE BİLDİKLERİNİ ERKEK GİBİ ANLAT. DİĞER SPORCULAR KİMDİ? KAMUOYU BUNLARIN BİLSİN BİZLER DE SEN DE VİCDANEN RAHATLAYALIM.
17.05.2011 Tarihli, Mecnun Odyakmaz – Bülent İbrahim İşcen görüşmesi, (Tape 1178)
17.05.2011Tarihli, Aziz Yıldırım – İlhan Ekşioğlu görüşmesi (Tape 2419)
İddianamenin 342.sayfasında Abdullah BAŞAK, Yusuf TURANLI aracılığıyla Sivasspor kalecisi Korcan ÇELİKAY isimli futbolcusuyla şike anlaşması yapıldığı ve bu anlaşmayı yönetici İlhan EKŞİOĞLU’nun talimatıyla yapılarak şike suçunun gerçekleştiği iddia olunmaktadır. Öncelikle şu hususu belirtmek gerekir İddianamede şike eylemlerinde konu olduğu iddia olunan fiziki takip tutanaklarının en yakın tarihlisi müsabakadan 10 gün sonra, en uzak tarihlisi ise müsabakadan yaklaşık 25 gün sonrasıdır. Kısacası müsabakadan ortalama 15 gün sonra yapılan farklı takip tutanakları nasıl olur da 15 gün önceki şike faaliyetine konu olur anlaşılamamaktadır. Kaldı ki, lehe olan tapeler bir kenara bırakılarak, şüphe uyandırmak maksadıyla seçilen tapeler ve müsabakadan 15 gün sonraki fiziki takip tutanaklarıyla şike sonucuna ulaşmak düşündürücü olduğu kadar trajiktir.
Bilinmesi gereken, yöneticilerimiz ve kongre üyeleri eliyle ve birkaç koldan yürütülen transfer faaliyetlerinin, şike faaliyetleri imiş gibi değerlendirilip, Futbol gerçekliğinden yoksun bir bakış açısıyla yorum yapılmasının sonucunda bu değerlendirmelerin yapıldığıdır.
Burada İlhan Yüksel EKŞİOĞLU kanalıyla, en ekonomik ve kesin sonuç alınması için birkaç koldan yürütülen transfer faaliyetleri nedense şike faaliyetleri olarak tanımlanmış, bu transferleri 2 hatta 3 koldan ayrı ayrı ve gizlilik içinde yürüten yöneticilerimiz şike ile suçlanmışlardır. Kaldı ki, iddiaya göre Fenerbahçe Kulübü Başkanı, Yöneticisi, 3 kongre üyesi ve birkaç menajer, sadece Korcan ÇELİKAY için şike seferberliğine girişmiş ve sürekli konuşmuşlardır. Bu zaten mümkün değildir ve tapelerin çelişki ve yanlışları kendi içerisinden açıkça ortaya konmaktadır.
Tüm görüşmelerin açıkça ortaya koyduğu husus, savunmamızda genel olarak açıkladığımız ve Savcılık makamı tarafından şike faaliyetleri olarak algılanan bilet organizasyonudur. Bu konuşmalar bu tarihe kadar yapılan tüm konuşmaların bilet organizasyonuna yönelik olduğunu açıkça ortaya koymuştur.
İddianamenin 328.sahifesinde, 17.05.2011 tarihinde Aziz YILDIRIM ile Mecnun ODYAKMAZ’ın yaptığı görüşmede, Tape (1179), bu görüşmelerin takip edilmelerinden şüphelenildiği ve Aziz YILDIRIM’ın “Tabi bir şey olursa biletlerle ilgili görüştük” demek suretiyle şike eylemlerini gizlemeye çalıştığı iddia olunmuştur.
SAVUNMA : Tüm iletişim tutanaklarında olduğu üzere, burada da lehe olan tüm konuşmalar göz ardı edilerek, konuşmanın içerisinde sadece bir bölüm alınarak şüphe yaratılma çabası açıkça ortadadır.
17.05.2011 saat 14.53 teki bu iletişim tespit tutanağında :
M.O. : “Millette bir şey sanmasın, telefonda melefonda, bizim abi kardeşliğimizi bilmeyip de, başka başka yorumlara şey yapmasın bu telefonda da şey yapıyoruz”
A.Y. : “Hayır hayır şu biletlerle ilgili konuşacaktım seninle”
Demek suretiyle maç önü konuşmalarda gerekli hassasiyetin gösterildiği ve konunun gerçekten bilet olduğu açıktır. Keza, Mecnun ODYAKMAZ’ın tedirginliği, haklı çıkmış ve görüşme sonrası bir izlenme tesadüf olunmuştur. Dikkat edilmesi gereken husus bu teknik takip olmadan önce Mecnun ODYAKMAZ ile Aziz YILDIRIM arasındaki konuşmanın neden iddianameye konu olmadığıdır. İddianamenin esas aldığı 17.05.2011 tarih, saat 22.09’da yapılan konuşmadır, Tape2432 ki, burada Aziz YILDIRIM’ın, “Tabi tabi bir şey olursa biletlerle ilgili konuştuk” beyanının anlamı çok açıktır. Ve bu beyan biletlerle ilgili konuşmanın hiçbir olumsuzluk içermediği ve saklanmaması ve tedirgin olunmaması gerektiğine yönelik olup, tüm tapeler dikkate alınmadan yapılan bu yorum hukuki değil amaçsaldır.
17.05.2011 tarih, saat 22.09’da Aziz Yıldırım – Mecnun Odyakmaz arasında yapılan konuşmadır, (Tape2432)
İddianame sahife 328, 3.Paragraf ;
“21.05.2011 sabah saatlerinde Mecnun ODYAKMAZ, Ahmet ÇELEBİ, Faruk TAŞTELEN’in buluştukları, birlikte Büyük Otele gidildiği, Abdullah Başak’ın Nüvit’e “O çantayı unutursan beni ömür boyu unut, o hem senin geleceğin, hem benim, İlhan EKŞİOĞLU’nun” dediği, çanta içinde şike amaçlı para olduğu, Mecnun ODYAKMAZ’ın Faruk’a çantasının olmasını söylediği, siyah spor renkli bir çantanın daha sonra bu çantayı araca koyduğu, böylece Aziz YILDIRIM ve Fenerbahçeli yöneticiler tarafından Sivassporlu yöneticilere şike parasının verildiği” iddia olunmuştur.
Öncelikle burada İddia Makamının net olarak ortaya koyması gerekli öncelikli hususlar şunlardır:
Çantada olanlar paramıdır? Eğer şike parasıyla hangi delile dayanarak bu ifade edilmektedir. Ve bu para ne kadardır. Ve neden tespit edildiğinde bu paraya el konulmamıştır. Ve tapelerden anlaşılacağı üzere bu şike parası herkesin gözü önünde Büyük otelde mi teslim edilir. Kaldı ki, Şike parasının olduğu söylenen çantanın içinde bilet olduğu Ertuğrul ÖZKÖK’ün (EK-2) de ki yazısında üstelik şahadetle açıkça anlatılmıştır. Kaldı ki, Vali, Emniyet Müdürü ve Tugay Komutanının önünde defalarca açılıp kapatılan bu çantanın içinde nasıl olur da şike parası olabilir? Bu konudaki ayrıntılı açıklamayı Genel Oluş bölümünde ayrıntısı ile anlattık. Elbise çantasıyla havaalanı kontrolünde belli dahi olmayan bu paranın varlığı olsa olsa iddia makamının ispatsız hayal gücünden öte değildir.
III. ABDULLAH BAŞAK VE YUSUF TURANLI ARACILIĞIYLA YÜRÜTÜLEN ŞİKE FAALİYETLERİ İDDİASI:
İlhan Ekşioğlu transfer çalışmaları yapan yönetim kurulu üyelerimizden biridir. Transfer yapacağımız oyuncular ve kulüpleriyle yönetici arkadaşlarımız diyalog kurmaktaydılar. Yöneticiler genelde kulüplerle, menajerler ise oyuncularla diyalog kurarlar.
16.05.2011 de yapılan İlhan Ekşioğlu, Abdullah Başak görüşmeleri bu kapsamda yapılan görüşmelerdir.
İlhan Ekşioğlu transferi Yusuf Turanlı üzerinden yapmak istemektedir.
16.05.2011 günü saat:14.30’da Abdullah BAŞAK’ın (532 7181895) İlhan Yüksel EKŞİOĞLU’nu (532 3343303) aradığı görüşmede özetle; (Kayıt Sıra No:3166)
Abdullah’ın “Abi o bizim kardeşinki öğleden sonrada şey nedir adı öbürüne gitmek lazım abi yüz yüze” dediği, “İlhan’ın “Şeye senin dediğine” dediği, Abdullah’ın “Ya oraya kadar gitmek lazım, …, E sırf (Yusuf TURANLI’yı kastederek) bizim o kardeşinki ile olmuyor mu abi” dediği, İlhan’ın “istersen bi daha senle yarın konuşalım SENİN DE GİTMEN DOĞRU OLUR MU ORALARDA GÖZÜKMEN” dediği, Abdullah’ın “Oraya gitmeyecem zaten abi, …, Kayseri’ye abi, …., Oraya gidermiyim abi ben” dediği, İlhan’ın “İyi sen gel ikisi için mi yoksa o biri için mi” dediği, Abdullah’ın “İkisi için abi, …., Senin dediğin gibi söyledim abi” dediği, İlhan’ın “öbürünü de yapsın ha bi tane daha var dün söylediği” dediği tespit edilmiştir.
16.05.2011 tarihinde yapılan Abdullah Başak, Yusuf Turanlı konuşmasındaki görüşmeler transferi kapsamaktadır. O tarihte Kayserispordan Serdar Kesimal, Hasan Ali Kaldırım transferlerini yapmak istiyorduk. İlhan Ekşioğlu’nun yürüttüğü bu transfer çalışmaları için 550.000$ bütçe ayrılmıştı. Zaten 16.05.2011 saat 14:30daki Abdullah Başak, İlhan Ekşioğlu konuşmasında bu açıkça görülmektedir.
Bu konuşmada İlhan Ekşioğlu ’istersen bir daha seninle yarın konuşalım senin de gitmeden doğru olur mu oralarda gözükmen’ dediği, Abdullah’ın ’oraya gitmeyecem zaten abi, Kayseriye Abi, oraya gidermiyim abi ben’ , İlhan’ın ’iyi sen gel ikisi için mi yoksa o biri için mi’ dediği, Abdullah’ın ’ikisi için abi, senin dediğin gibi söyledim’ sözleriyle Kayseriden yapılması istenilen transferler için konuştukları açıkça görülmektedir.
Halbuki emniyet bu görüşmeleri şike yapıldı anlamında algılamaktadır. Burada Emniyet Korcan’la ilgili bir çalışma yapıldığını söylemektedir halbuki konuşmalarda iki kişiyle transfer çalışmaları üzerine konuşmalar yapılmaktadır. Bu durumda emniyetin ikinci kişiyi ortaya koyması gerekir. Bunu koyamazlar çünkü böyle bir şey yoktur.
Hukuka aykırı maddi menfaat karşılığında faaliyette bulunulduğu değerlendirilmiştir denmektedir. Değerlendirme neye göre yapılmıştır? Ve faaliyetlerin menfaat karşılığı yapıldığı söylenmektedir. Bu da ne menfaatidir? Böyle bir şey yoktur.
Yusuf Turanlı, Korcan Çelikay’ın menajeridir. Onunla görüşmesi gayet doğaldır. Zaten Yusuf Turanlı ile Korcan Çelikay arasında yapılan şu tapelere baktığımızda olayı daha net göreceğiz.
17.05.2011 tarihi , saat 10.57 de Yusuf Turanlı – Korcan Çelikay konuşması :
Soruldu : 17.05.2011 günü Saat:10.57’de Yusuf TURANLI ile yaptığınız telefon
görüşmesinde özetle; Sizin “Dün görmemişim abi ya gece yazmışsın da”dediğiniz,
Yusuf’un “Hoca dedim ne düşünüyorsun şu Hakan ın işi netleşsin dedi ona göre dedi getireceğiz yani…. Dediğim gibi ha (Gülüyor) rahat ol ameliyatı düşün… Hayırlısıyla
ameliyatı da bitirelim ondan sonra tatil yaparsın” dediği, Sizin “ÖYLE KOLAY DEĞİL ABİ ZAM GELSİN ZAM” dediğiniz, Yusuf’un “ZAM MI HARİKA ORASI SEN RAHAT OL.. GERİSİNE KARIŞMA.. PARA.. Ben kiminle görüşeyim burada (İlhan ÇELİKAY’ı kastederek) KARDEŞİNLE Mİ” dediği, Sizin “Abi sen.. kimseyle görüşmene gerek yok ki niye görüşeceksin yani.. Dönüşte görüşürüz abi” dediğiniz, Yusuf’un “ÇÜNKÜ
HEDİYEYİ PAZAR ÖĞLENE ALACAĞIM BEN YANİ tamam ” dediği, Sizin “FARK
ETMEZ ABİ SENDE YA DA BENDE DURMASI ÇOK ÖNEMLİ DEĞİL YANİ” dediği
tespit edilmiştir.
-Görüşmede geçen Hakan … ? İsimli şahıs kimdir?
-Görüşmede Yusuf TURANLI “… Dediğim gibi ha (gülüyor) rahat ol ameliyatı düşün.. Hayırlısıyla ameliyatı da bitirelim ondan sonra tatil yaparsın” diyerek neyi kastetmektedir?
Cevap : Görüşmede geçen şahıs Beşiktaş kalecisi Hakan ARIKAN’dır. Ben Sivassporda kiralık olduğumdan dolayı Beşiktaş’a geri dönme durumum vardı. Hakan ARIKAN’ın takımdan gitmesi durumunda şans bulabilecektim.
Benim Beşiktaşspor’a gitmem gündeme gelmişti. Bende bu durumu Yusuf’a soruyordum. Yusuf’ta yukarıda belirttiğim gibi sen bunları düşünme fıtık rahatsızlığımdan dolayı olacağım ameliyatı düşün diyordu.
Ben Sivasspor da kiralık olduğum için o zaman bana performansımın iyi olursa aldığım para da iyileştirme yapacaklarını söylediler. Bende Beşiktaş’a gitme durumum olmazsa Sivassporda kalabileceğim ancak aldığım ücrette zam gelmesini istedim. Aynı zamanda Beşiktaş kulübüne gidersem daha iyi bir sözleşmem olmasını istedim.
Korcan Çelikay yukarıdaki ifadeyi vermektedir. Yusuf Turanlı da bunun mukaveleden dolayı alacağı ücret olduğunu ifadesinde söylüyor.
Burada görüldüğü gibi kendi ifadesiyle transferiyle ilgili konuşma yapmaktadır çünkü “hediyeyi Pazar günü öğlene kadar alacağım ben yani” demesinin bizimle ilgisi olamaz. Çünkü Fenerbahçe Spor Kulübünün tüm yetkilileri 21-22 Mayısta Sivas’ta maçta bulunmaktadırlar. Emniyet her şeyi takip ettiğine göre burada da fiziki takip ve telefon konuşmalarıyla gelişmeleri ortaya koymak mecburiyetindedir. Eğer 21 Mayısta hediyeyi biz vermişsek 7-15 Haziranda Yusuf Turanlı’nın aldığı iddia edilen paraların Korcan Çelikay’a verildiğine dair hiçbir belge yokken varsayımlarla böyle olduğu düşünülmektedir.
18.05.2011 tarihinde saat : 19.03de Yusuf Turanlı – Korcan Çelikay konuşmasında da Korcan Çelikay Fenerbahçe Spor Kulübü Futbol Takımını yeneceklerini ve ellerinden geleni yapacaklarını söylemektedir.
Yusuf Turanlı da iyi oynayanın kazanmasını söylüyor.
Soruldu : 18.05.2011 günü saat:19.03’de Yusuf TURANLI ile yaptığınız telefon görüşmesinde özetle; Sizin “Aldın mı abi mesajımı” dediğiniz, Yusuf’un “Aldım da niye değiştirdin ya numarayı da” dediği, Sizin “NİYE DEĞİŞTİRMEYİ ABİ…. İyi abi yeneceğiz İnşallah Fener i… Öyle abi biz elimizden geleni yapacağız bilgin olsun” dediği, Yusuf’un “Sonuçta siz topunuzu oynayacaksınız iyi oynayan kazansın” dediği, Sizin “Hiç gerek yok başka şeylere” dediğiniz, Yusuf’un “Senin BBM açık ama” dediği, Sizin “BBM ide kapatacağım abi” dediğiniz, Yusuf’un “Tamam var mı bana söyleyeceğin bir şey … SEN Mİ OYNUYORSUN şey gene sen oynuyorsun demi” dediği, Sizin “İnşallah evet” dediği tespit edilmiştir.
İletişim dinlenmesi ve kayıt altına alınması çalışmalarına karşı önlem olarak telefon görüşmelerinde konuşmalarınıza dikkat ettiğiniz, telefon hattını değiştirdiğiniz ve farklı yollardan iletişim kurduğunuz anlaşılmaktadır.
– Bu konuda tedirgin olmanızı gerektirecek herhangi bir illegal faaliyet içinde misiniz? Konuyla ilgili olarak ifadenizi veriniz.
Bu tapelerin sonunda Emniyet sorgulamasında iletişim dinlenmesi ve kayıt altına alınmasına karşı konuşmalara dikkat ettiklerini söylemektedir. Böyle bir çelişki olabilir mi? Aleyhimize olan tapeleri kullanırken konuşmalarımız için herhangi bir tedbir alınmadığını kabul edenler lehimize olan tapeler için neden konuşmalara dikkat edildiğini söylemektedirler. Doğru konuşmalar neden rahatsız etmektedir? Açıkça sahaya çıkıp ellerinden geleni yapacaklarını Korcan Çelikay söylemektedir.
Soruldu : 21.05.2011 günü saat:11.56’da Abdullah BAŞAK ile Yusuf TURANLI arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Abdullah’ın “Tüm kadroyu öğrendim de kadro açıklanmış” dediği, Yusuf’un “… BENİMKİ OYNUYORDUR DA” dediği, Abdullah’ın “Evet, …, Mehmet YILDIZ’ı kesmiş, ……, Pedriel ile Eneramo’yu koymuş” dediği, Yusuf’un “Daha iyi olmuş, …, Sert olanları oynatıyor ya” dediği tespit edilmiştir.
Yukarıdaki görüşmelerde Abdullah BAŞAK ve Yusuf TURANLI Fenerbahçe müsabakasında sizin oynayacağınız hakkında konuştukları anlaşılmaktadır.
– Abdullah BAŞAK ve Yusuf TURANLI’nın Fenerbahçe – Sivasspor müsabakalarında sizin oynayacak olmanızı takip etmelerinin sebebi nedir?
Daha önce de belirttiğim gibi her zaman oynayacağımız takım veya diğer takımlar ile ilgili bilgileri basından, kulüplere yakın kişilerden, öğrenir ve sorumlu arkadaşlara iletiriz. Buradaki işlem de budur. Eğer herhangi bir anlaşma olsa idi Yusuf Turanlı, Pedriel ve Eneramo ile ilgili sert olanları oynatıyor der miydi? Bizim ile ilişki içinde olsaydı bu durumda en az bu kadroya sitem ederlerdi. Biz Fenerbahçeliler takımımıza, taraftarımıza güvendiğimiz için böyle bir girişimin içinde olmadık.
Soruldu : 21.05.2011 günü saat:12.01’de İlhan Yüksel EKŞİOĞLU ile Abdullah BAŞAK arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Abdullah’ın “Şimdi kadroyu açıkladılar abi, …., Kalede Ramoviç, …, Yok şey pardon yanlış dedim KALEDE KORCAN” dediği, İlhan’ın “HI” dediği, Abdullah’ın (GÜLÜYOR) Şey yalnız ilerde abi şeyi oynatıyor Eneramo, Pedriel 2 forvet oynatıyor, …, Gene defansta Hayrettin var Kadir var, …, Sedat var, …, Öbürlerini de söyledi ama şimdi dayım aradım da Sivas ı, …, Alacağız yeneteceğiz, …., Çok rahatım, hatta yani ne biliyim yani çok çok rahatım BEN ŞEYİ DÜŞÜNÜYORUM ACABA MİNİ COOPER MI ALSAM PEUGEOT 508 Mİ ALSAM ( Gülüyor)” dediği, İlhan’ın “Ya sen şu maçı alalım varya” dediği, Abdullah’ın “Vallahi yemin ediyorum İlhan abi bunu kalben söylüyorum yani şu çektiğimiz streslere yani bi kaç kişi o klupte zaten stresi yaşayan başkanla beraber cidden yani, …, Alnımızın akıyla abi” dediği tespit edilmiştir.
Ben, Emniyette ve hastanedeyken yine Sivasspor – Fenerbahçe arasındaki maçtan dolayı Korcan Çelikay’a Minicooper araba alındığı tüm basınımızda yer aldı. Arabanın da Korcan’ın kız kardeşi adına alındığı yazıldı. Hâlbuki Korcan’ın kız kardeşi bulunmamaktaydı. Bu araba telefon tapesinde de görüldüğü gibi İlhan Ekşioğlu’nun şampiyon olursak dile benden ne dilersin sözü üzerine, “totemi olan” Abdullah Başak’a alınan bir hediyedir. Önce bir saat alınması konusunda espriler yapılmış, ancak zaman geçtikçe İlhan Ekşioğlu kendi isteği ile Kosifler otodan Minicooper arabayı hediye olarak almıştır. Arabanın fiyatı 39.000 Eurodur. 9.000Euro peşin ödenmiştir. Geriye kalanda 3 x 10.000Euro şeklinde ödenecekken tutuklamalar sonucunda ödenmemiştir. Araba Savcılık tarafından zapt edilmiştir. Kosifler oto parası ödenmediğinden gerekli kanuni işlemleri başlatmıştır. 06.10.2011 tarihinde 15.Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla CMK.nun 131. maddesi gereğince el koyma kararı kaldırılmıştır.
Emniyetin istihbaratlarının ne kadar doğru olduğunu bu olayda görmekteyiz. El koyma kararı kaldırıldıktan sonra Minicooper sahibi tarafından kullanılmaya başlanmıştır.
EK-9: Teslim tutanağı
Soruldu : 22.05.2011 günü saat 18.55’de Alaeddin YILDIRIM ile İlhan Yüksel EKŞİOĞLU arasındaki telefon görüşmesinde özetle; İlhan’ın “…. Aşağıdasın de mi” dediği, Alaeddin’in “Ne oldu” dediği, İlhan’ın “Şeyi düzeni bozmayın ama şey BOL ŞUT HA” dediği, Alaeddin’in “Tamam konuşuruz tamam” dediği tespit edilmiştir.
Tüm maçlardan önce yöneticiler heyecanları gereği futbolcularına bu tapedeki gibi veya soyunma odasında, orta sahada basın, şöyle yapın, bol şut atın, koşun gibi futbolun içinde olması gereken hatırlatmaları yaparlar. Burada da İlhan Bey, futbolcuları hava yağışlı olduğu için bol şut atmalarını istiyor. Bu konuda teknik direktör ve diğer teknik adamlar her maçtan önce söylerler. Ben ve idarecilerimiz her maçtan önce futbolda kazanmak için futbolcularımıza gerekli uyarıları yapmışızdır. Onun için bu sözleri başka takım yetkilileri söylerler. Bundan bir şeyler çıkarmaya çalışmak yanlıştır.
Soruldu: 22.05.2011 günü saat 20.53’de Yusuf TURANLI ile Abdullah BAŞAK arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Yusuf’un “NASIL GOL YEDİ YA ÇOCUĞA BAK” dediği, Abdullah’ın “Sonu iyi bitsin de” dediği, Yusuf’un “Daha ne olacak daha ne bitsin abi FENER KAZANIR YA DAHA ŞEYİ Mİ VAR ABİ KALEYE GİTMİYOR FENER YA… Ama yani sonuçta…. ÇOK KÖTÜ YEDİ O ÇOCUĞA ÜZÜLDÜM” dediği tespit edilmiştir.
Bu tapede de Yusuf’un “nasıl gol yedi ya çocuğa bak” demesiyle Korcan Çelikay’ın kötü gol yediğini söylemektedir. Ancak bunun yanında oyun içinde gerekli kurtarışları da yapmıştır. Örnek olarak Stoch’un yüzde yüz gollük şutunu kurtarmıştı. Bu pozisyon gol olsa idi Fenerbahçe’miz 2 farkla öne geçecekti ve maç bizim açımızdan daha kolay bir hale gelecekti. Maçlarda her zaman kolay goller yenilebilinir veya kaçırılabilinir. Bu pozisyonda şanssız bir durumdur. Geçen haftalarda Mersin maçında Mersin İdmanyurdu’nun 2 kalecisi de çok kötü goller yediler. Bunlar futbolda olağan şeylerdir. Sivasspor maçında kalecimiz Volkan Demirel de kötü 2 gol yedi. Bundan 2 yıl önce Ali Sami Yende Volkan Demirel ile Edu hava topunda anlaşamadılar ve hata yaptılar. Bunun sonucunda gol yedik ve şampiyon olamadık.
MADEMKİ FİZİKİ TAKİP VE İLETİŞİM TAKİBİ YAPILMAKTAYDI İLHAN EKŞİOĞLUNDAN ALINDIĞI SÖYLENEN PARANIN KORCAN ÇELİKAY’A VERİLMESİ GEREKİRDİ. AMA HİÇBİR ŞEKİLDE KORCAN ÇELİKAYA PARA VERİLDİĞİNİN TESPİTİ YOKTUR. TAMAMEN HAYALİ OLARAK KURGU YAPILMAKTADIR. ÇÜNKÜ BÖYLE BİR ANLAŞMA VE OLAY YOKTUR. BUNUNLA İLGİLİ HİÇBİR DELİL VEYA BELGE YOKTUR. KENDİSİDE İFADESİNDE PARA ALMADIĞINI SÖYLEMEKTEDİR.
Diğer bir konu da Fenerbahçe kuruluşlarından Kulübe aktarılan 400.000TL nereye kullanıldığı sorusudur. Fenerbahçe Spor Kulübünün giderlerini karşılamak amacıyla kulübün şirketlerinden de kulübe ihtiyaç duyulması durumunda maddi aktarmalar yapılır.
11.05.2011 günü saat 15.57’de Aziz YILDIRIM’ın (530 5527290) Abdullah KİĞILI’yı (532 3212222) aradığı görüşmede özetle; (Kayıt Sıra No:2404)
Aziz’in “Fenerium nasıl gidiyor satışlar var mı bu ara” dediği, Abdullah’ın “Para mı istiyorsun başkan” dediği, Aziz’in “Para istemiyorum para var mı PARA VARSA VER AMA… Varsa Tamer ile konuşsunlar tamam” dediği, Abdullah’ın “Bakayım bakayım.. Derhal derhal” dediği tespit edilmiştir.
Soruldu : Abdullah KİĞILI isimli şahıstan para isteminizin sebebini ve bu parayı hangi amaçla istediğinizi açıklayın. Şahsın para verip vermediğini, vermiş ise kaç lira verdiğini belirtin.
CEVAP :
*11.05.2011 günü saat 17.22’de Aziz YILDIRIM’ı (531 7608902), Abdullah KİĞILI’nın (532 3212222) aradığı; (Kayıt Sıra No: …….)
Abdullah’ın “400 TL Tamer’e gönderiyoruz şimdi” dediği, Aziz’in “Tamam peki” dediği tespit edilmiştir.
*11.05.2011 günü saat :17.24’de Aziz YILDIRIM’ın (530 5527290) Tamer YELKOVAN’ı (552 6121253) aradığı görüşmede özetle; (Kayıt Sıra No:2405)
Aziz’in “Abdullah KİĞILI 400.000 Feneriumdan aktarma yapıyor şu an” dediği, Tamer’in “Şimdi telefon geldi ben de şaşırdım” dediği, Aziz’in “Ben telefon ettim… Tamer beye varsa gönder şimdi 400 gönderiyoruz dediler… Görüyorsun her yerden çalışıyorum” dediği, Tamer’in “Bir de şu futbolcular şu işi ateşlerse iş biter vallahi” dediği tespit edilmiştir.
Soruldu : Abdullah KİĞILI’dan almış olduğunuz 400.000 miktarında parayı nerede hangi amaçla kullandınız.
Yukarıda yapılan telefon görüşmelerinde Feneriumdan sorumlu yönetim kurulu üyemiz Sn. Abdullah Kiğılı dan kulübe para vermesini istiyorum. Kendisi de 400.000TL kulübe göndereceğini söylemektedir. Ben de bu gelişmeyi muhasebe sorumlusu Tamer Yelkovan’a aktarmaktayım.
Abdullah Kiğılıdan para alınmamıştır. Bu para Fenerium’dan aktarılmıştır. Harcamanın nerelere yapıldığı ekte verilen listededir. (EK-10)
Garanti Bankası Kalamış Şubesinden Fenerbahçe Spor Kulübü’ne Fenerbahçe Spor Ürünleri San. Tic. A.Ş. 400.000 TL 12.05.2011 tarihinde aktarılmıştır.
HARCAMA YERLERİ
13.05.2011 Tarih Garanti Bankası Kulüp Kredi Kart Ödemesi 74.038 TL
13.05.2011 Tarih Pittoresco İç Mimarlık Cari Hesap Ödemesi 20.000 TL
16.05.2011 Tarih Denizbank Hesabımıza EFT 100.000 TL
16.05.2011 Tarih Tekstilbank Hesabımıza EFT 58.000 TL
16.05.2011 Tarih Turklandbank Hesabımıza EFT +152.000 TL
404.038 TL
IV. ALİ KIRATLI – FATİH AKBABA GÖRÜŞMESİ İDDİASI
Ali Kıratlı aracılığı ile yapıldığı ileri sürülen şike iddiasının hiçbirini kabul etmiyoruz. Fatih Akbaba sorgusunda Sivas’a 2 yıldır gitmediğini söylemiştir. Sivas’la ilgisi olmayan bir kişi ile nasıl şike yapılabilir?
Papermoon’da yaptığımız toplantıda Eskişehir Spor Kulübü Başkanı Halil Ünal, Şekip Mosturoğlu, İlhan Ekşioğlu, Eskişehirspor Yöneticisi bir kişi ile birlikte Sezer Öztürk ve Alper Potuk transferlerini konuştuk. Halil Ünal, Alper’in en az bir yıl daha Eskişehir’de oynamasının iyi olacağını söyledi. Biz ısrar edince düşünmek için zaman istedi. Bunun üzerine Sezer Öztürk’le ilgili bonservis bedelini konuştuk. Halil Ünal Başkan rakamı bizim söylememizi istedi. Bizde kendisinden bonservis için rakam istedik. İki tarafta rakam söylemediği için benimle Sayın İlhan Ekşioğlu yemek yedikten sonra ayrıldık. Yanımızda İlhan Ekşioğlu’nun getirdiği herhangi bir para yoktu. Bizde kimseye para vermedik. 20.05.2011deki fiziki takip tutanağındaki gibi 250.000$ kimseye verilmemiştir. (EK-11) Halil Ünal’ın ifadesi.
Transfer çalışmaları yapılırken yöneticiler teknik heyetin verdiği listeye göre transfer çalışmaları yaparlar. İlhan Ekşioğlu’da Alper Topuk’un transfer çalışmalarını yürütmekteydi. Transfer çalışmaları sırasında yöneticilerimiz gerekirse kendi kaynaklarından harcama yaparlar. İşlemin oluşmasından sonra Yönetim Kurulu Kararıyla yaptıkları harcamalar kendilerine ödenir.
27.05.2011 tarihinde İlhan Ekşioğlu kendi kaynaklarından 300.000$ parayı Ali Kıratlı’ya vermiştir. Ali Kıratlı’da bu parayı Fatih Akbaba’ya Alper Potuk transferinde kullanılmak üzere verdiğini söylemektedir. Her ikisinin de ifadesinde vardır. Fatih Akbaba’nın Sivas’la oynayacağımız maçla ilgisi bulunmamaktadır. Onun ilgisi Alper Potuk’un transferi iledir. Sayın Bülent Uygun ile olan yakınlığını Sivasspor – Fenerbahçe maçına nasıl bağlayabiliriz? Ayrıca uzun zamandır görüşmediğini de ifadesinde söylemektedir. 22.05.2011 tarihinde oynanacak Sivasspor – Fenerbahçe maçıyla ilgili Ali Kıratlı’nın Fatih Akbabayla görüştüğü söylenmektedir. Zaten ayın 21inde Sivas takımı da kampa girmiştir. Fatih Akbaba nasıl bir çalışma yapabilecektir ki?
Ayrıca 29.05.2011 tarihindeki fiziki tutanakta Sivasspor – Fenerbahçe maçı öncesinde Ali Kıratlı’nın Fatih Akbaba ile Fenerbahçe Spor Kulübü lehine olacak şekilde maddi menfaat karşılığında hukuka aykırı faaliyetlerde bulunduğu söylenmektedir.
Emniyet burada varsayım fantezileri üzerine bazı şeyler oturtmaya çalışmaktadır. Hayallerinin gerçek olması için kendilerince bir yol çizmeye çalışmaktadırlar. Hukuka aykırı yapılan eylem nedir? Hukuka aykırı faaliyetler nedir? Bunların ortaya konması gerekir. Bu sorulara maalesef nedenleri konmadığı için cevap veremiyorum. Yapılan daha önceki anlaşmalar nedir? Bunların belgeleriyle ortaya konması gerekir. Hayali suçlarla suçlanmamız yakışmamaktadır.
07.06.2011 Tarihinde 400.000$ emanetin Tamer Yelkovan tarafından hazırlanıp İlhan Ekşioğlu’na verildiği söylenmektedir. FİZİKİ TAKİP VE İLETİŞİM TAKİBİ YANLIŞ YAPILMIŞTIR. Benimle Tamer Yelkovan arasında da böyle bir konuşma yoktur. AYRICA İLHAN EKŞİOĞLU’NA BU TARİHTE BİR ÖDEME YAPILMAMIŞTIR. Emniyet yanlış izleme yapmıştır. Kulüpten paranın çıkış yapılmadığı 07.06.2011 tarihinde sanki Kulüpten para çıkmış gibi göstererek resimli roman yazmışlardır. Halbuki para 08.06.2011 tarihinde İlhan Ekşioğlu’na verilmiştir.
07.06.2011 tarihindeki fiziki takip tutanağında Abdullah Başak’ın sağ kolu ile göğsü arasında tuttuğu ve üzerinde Güllüoğlu yazılı, içerisinde destelenmiş şekilde para olduğu değerlendirilen beyaz renkli naylon poşetin bulunduğu ve Yusuf Turanlı’nın ise sol kolu ile göğsü arasında bükülmüş vaziyette içi boş beyaz ve yeşil renkli karton çantanın olduğunun görüldüğü söylenmektedir. Yine her şey görüldüğü gibi varsayım üzerine oturtulmaktadır. Beyaz renkli naylon poşetin içinde destelenmiş şekilde para olduğunu söylemek için poşeti ele alıp içini gördükten ve saydıktan sonra ancak bu ifade kullanılabilinir, aksi halde kendinizi ve kamuoyunu kandırmaya ve iftira atmaya yönelik bir söylem olur.
Emniyet teşkilatı kendisi de inanmadığı için Abdullah Başak ile Yusuf Turanlı’yı durdurup tutanakla durum tespiti yapmamıştır. Yusuf Turanlı’da olduğu söylenilen poşetteki para kime verilmiştir? Bunun takip edenlerce bilinmesi gerekirken her şey ortada bırakılarak suçlama yapılmaktadır.
08.06.2011 TARİHİNDE İLHAN EKŞİOĞLU KULÜPTEN YAPILACAKLARLA İLGİLİ 400.000$ AVANS ALMIŞTIR. İnşaatları yapacak olan şirketle yapılan anlaşma gereği şirket işe başlayıp 3 ayda bitireceğini taahhüt etmiştir. İşe başlama tarihinde de kendisine 400.000$ avans verilecek idi. Şirket işe başlamadığı için avans verilmemiş ve 400.000$ da İlhan Ekşioğlu tarafından 22.06.2011de 225.000$ (İkiyüzyirmibeşbin Dolar), 23.06.2011 de ise 175.000$ (Yüzyetmişbeşbin Dolar) olmak üzere kulübe nakit olarak iade edilmiştir. EK-12: 400.000$ alındığı ve iadesi ile ilgili belgeler. Siz, şike için aldığınız parayı (400.000 $) 22-23.06.2011 tarihinde tekrar kulübünüze öder misiniz? Şike için alınan para verildiği yerde kalır. Hal bu ki; burada kulübe geri ödenmiştir. Yani şike parası orada yoktur. İNŞAATLA İLGİLİ 400.000$ ortada vardır.
Paranın Korcan Çelikay’a verildiğiyle ilgili yaratılan kaos boşunadır. Çünkü Korcan Çelikay’la hiçbir şekilde anlaşma yapılmamış ve hiçbir şekilde para verilmemiştir. Bununla ilgili hiçbir delil veya belge yoktur. KENDİSİ DE İFADESİNDE PARA ALMADIĞINI SÖYLEMEKTEDİR. BU SUÇLAMA DA, MİNİCOOPER ARABA GİBİ HAYAL ÜRÜNÜDÜR.
Maçtan sonra basında yer alan haberlere de şöyle göz atarsak; ERMAN TOROĞLU SAVCILIK VE EMNİYETTE VERDİĞİ İFADELERİNDE, “BANA, ÇALIŞTIĞIM YERE SON BİR YILLIK SÜREÇTE BİR MAÇTA ŞİKE VEYA TEŞVİK GİRİŞİMİNDE BULUNULDUĞUNA DAİR HERHANGİ BİR İHBAR VEYA BİLGİ GELMEMİŞTİR. GEÇMİŞTE BU TÜR OLAYLARA SIKLIKLA RASTLADIM” DEMEKTEDİR. (EK-13)
Yine Erman Toroğlu 22.05.2011 tarihinde Sivasspor – Fenerbahçe maçından sonra 23.05.2011 tarihinde Hürriyet gazetesinde “BÜYÜK BAŞARI” başlığı altında şöyle yazmıştır ; “BEĞENDİĞİM, KARŞILAŞMADA 7 GOL ATILDI. HEPSİDE 4 EYLÜL STADI GİBİ GÜZELDİ” DİYOR. YORUMA GEREK VAR MI? (EK-14)
Basında çıkan diğer yazılar ise;
ALTAN TANRIKULU: BEĞENDİM, SİVASSPOR’UN ALNININ AKIYLA 90 DAKİKA MÜCADELE ETMESİNİ. (HÜRRİYET GAZETESİ) (EK-15)
ŞANSAL BÜYÜKA : ŞAMPİYONA SAYGI (AKŞAM GAZETESİ) (EK-16)
RIDVAN DİLMEN: SON 10 YILA DAMGA VURDU (SABAH GAZETESİ) (EK-17)
DİĞER KÖŞE YAZARLARININ YAZILARI (EK-18)
Maçların oynanmasından sonra Federasyon gözlemcileri, temsilcileri ve hakemler tarafından gerekli raporlar Türkiye Futbol Federasyonuna verilir. Bu maçla ilgili verilen hiçbir olumsuz görüş yoktur. TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONU BU RAPORLARA GÖRE MAÇIN TEMİZ OLDUĞUNU ONAYLAMIŞ VE FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜNÜ 2010 – 2011 YILININ ŞAMPİYONU İLAN ETMİŞTİR. MADEMKİ ŞİKE VE TEŞVİK VARDI NEDEN FENERBAHÇE’NİN ŞAMPİYON OLMASININ ONAYLANMASINA MÜSAADE EDİLDİ.
Bakın Osman Erdal Fırat maçın tanımı ile ilgili raporunda ne yazıyor:
“Kapalı, yağışlı bir hava ve iyi bir zemin üzerinde oynanan müsabakayı toplam 13.247 seyircinin, tahmini 2500 kişisi misafir takım seyircisi olarak izledi. Müsabaka EV SAHİBİ TAKIM İÇİN PRESTİJ, MİSAFİR TAKIM İÇİN İSE ŞAMPİYONLUK MÜCADELESİYDİ. Her iki takım seyircileri takımlarını destekleyici tezahüratta bulundular. İKİ TAKIM SPORCULARI MÜSABAKA SÜRESİNCE MÜCADELEYİ BIRAKMADILAR. Sporcular, birbirlerine karşı centilmence davranıp, oyunu çirkinleştirecek bir pozisyon yaratmadılar. HAVANIN YAĞIŞLI OLMASI ZEMİNİN KAYGANLAŞMASINA NEDEN OLDU. Bu nedenle ikili mücadelelerin çokluğu, fiziki temasların fazlalığı, TOP KONTROLÜNÜN ZOR OLMASI ve her iki takım sporcularının kazanma azmi ile oynamaları hakemin pozisyonlara yakın olarak dikkatli karar vermeye yönlendirdi. HAVANIN YAĞIŞLI OLMASI, yardımcı hakemlerin önlerinde akınların fazlalığı ve kritik ofsayt pozisyonlarının çokluğu yardımcı hakemleri zorlayıcı nedenlerdir. Teknik alanlardaki şahısların sorumlu davranışları, 4.hakem için maçın normal seyrinde gitmesine neden oldu.”
EK-19: Türkiye Futbol Federasyonu Hakem Raporu, Temsilci Raporu, Medya Temsilci Raporu, Gözlemci Raporu.
EK-20: Müsabakaya ilişkin maç kadroları.
EK-21: Müsabakaya ilişkin oyuncu puan listeleri.
SAYIN SAVCI MEHMET BERK, BANA VE AVUKATLARIMA, SİVASTA FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ ŞAMPİYON OLMASAYDI BU DAVAYI AÇMAYACAKLARINI SÖYLEYEREK BİZLERE NE ANLATMAK İSTİYOR OLABİLİR? BUNU BUGÜN BİLE ANLAMIŞ DEĞİLİM.
SONUÇ: ÖYLE BİR MAÇ Kİ SON 15 DAKİKASINI 3-2 ÖNDE OLMAMIZA RAĞMEN PROTOKOL TRİBÜNÜNDE DEĞİL İÇERİDEKİ KÜÇÜK SALONDA TV’DEN SEYRETTİM. NEREDEYSE HEYECANDAN KALBİMİN DURACAĞINI HİSSETTİM. ŞİKE YAPILAN BİR MAÇTA BUNLAR YAŞANILABİLİNİR Mİ? SİVASSPOR DA SEZONUN EN İYİ FUTBOLUNU SAHAYA YANSITTI. SİVASSPORU DA TEMİZ FUTBOLUNDAN DOLAYI TEBRİK EDİYORUM.
FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ OLARAK YUKARIDA ANLATTIĞIMIZ ŞEKİLDE SİVASTA HİÇBİR ŞEKİLDE ŞİKE İLE ŞAMPİYONLUĞUMUZU İLAN ETMEDİK, CAMİAMIZIN BÜTÜN KATKILARI, YÖNETİM KURULU, TEKNİK HEYET, FUTBOLCULARIN EMEĞİ VE ALIN TERİ İLE KAZANILMIŞ BİR MAÇ VE ŞAMPİYONLUK ÖYKÜSÜDÜR.
ntvspor