TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan Cezaevi İnceleme Alt Komisyonu dün Silivri Cezaevi’nde incelemede bulundu. AK Partili Murat Yıldırım başkanlığındaki komisyon, cezaevi şartlarını incelemesine karşın, tutuklu emekli orgeneraller İlker Başbuğ ve Hurşit Tolon başta olmak üzere tutuklu askerler tutuklu vekiller Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ın yargı süreciyle ilgili isyanlarını dinledi.
Vekillerden alınan bilgiye göre Başbuğ şunları söyledi: “2002’de orgeneralliğe terfi ettim. İktidarla, sizlerle birlikte çalıştım, Sayın Başbakan’la, Sayın Cumhurbaşkanı ile haftada en az 1 kere görüşüyordum. Bu geçmişime rağmen savcılar beni cebir ve şiddet kullanarak hükümeti ortadan kaldırmakla, yasadışı silahlı terör örgütü kurmakla suçluyor. 7 yıl boyunca bir taraftan her hafta Başbakan’la görüşüp aynı süre içinde bir silahlı terör örgütü nasıl kurabilirim? Bu iki taraflı bir garabet. Ortada bir terör örgütü yoksa suçlanıyor olmam garabet. Ortada bir silahlı terör örgütü varsa, TSK’nın başındaki Genelkurmay Başkanı olarak bir terör örgütü yönetmişsem daha büyük garabet, o zaman kapatın bu devleti. En son 3 kişiyi bu davaya dahil ettiler. Bir tanesi diyor ki ‘Ben PKK’lıyım, bir tanesi İBDA-C üyesi olduğunu söylüyor, diğeri DHKP-C’li. Bunlarla aynı davada yargılanıyor olmak utanç verici.”
Haberal’ın tuvaleti akıyor
Gözlemlerini anlatan CHP’li Malik Ecder Özdemir, “Genel olarak cezaevi yönetiminden şikâyet yok. Yemeklerle ilgili şikâyetler var. Ancak özellikle Balbay ve Haberal’ın koğuşları çok kötü. İkisi de 4-5 metrekarelik odalarda kalıyorlar. Haberal’ın koğuşunun tuvaleti akıyor, fayansları kırık” bilgisini verdi. Balbay ve Haberal’ın da kendilerinin de Meclis’te olması gerektiğini söyledikleri öğrenildi.
Tahammülüm yok
Zirve Yayınevi’ndeki katliam davasında bir numaralı sanık gösterilen emekli Orgeneral Hurşit Tolon Meclis heyetine umutsuz bir tablo çizdi: “Daha önce tutuklandım, sonra serbest bırakıldım. Yeniden tutuklandığımda ortada yeni bir delil, belge bile yoktu. Tam da şimdi özel yetkili mahkemeler kalksın, kalkmasın tartışmaları yaşanırken Zirve iddianamesiyle birleştirmeleri bir tuzak. Bu mahkemelerin kaldırılmasını istemeyenlerin tuzağı gibi geliyor bana. Ömrümün sonunda bu acıyı çekmeye tahammülüm kalmadı.”