Bu tür geçiş mevsimlerinde ruhsal ve fiziksel yönden sağlıklı kalmak için, doğru beslenerek bağışıklık sistemini güçlendirmek gerekiyor.
Memorial Ataşehir Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uz. Dyt. Şefika Aydın Selçuk, vücut direncini arttırmanın yolları hakkında bilgi verdi.
Nelere dikkat etmeli?
“Bu aylarda hastalıklardan koruyucu besinlerin başında mandalina ve portakal gelir. C vitamini ihtiyacının karşılanabileceği meyveler, yeşil yapraklı sebzeler, özellikle maydanoz ve yeşilbiber ile soğuğun olumsuz etkileri vücuttan silinebilir.
“Muz, ceviz, badem ve ananas mutluluk hormonu salgılanmasını sağlayacak başlıca besinlerdir. Bu besinler sayesinde güneşin sıkça görülmediği günlerde sürekli yemek düşüncesini kişi aklından kolayca çıkarabilir.
“Hareketin gittikçe azaldığı bu aylarda bölgesel olarak kilo alma ve yağlanma oranı artmaktadır. Yarım saat bile olsa ev içerisinde ya da dışarda yapılacak egzersiz hareketleri ile hem psikolojik hem de fizyolojik bir rahatlama sağlanabilir. 3 ana ve 3 ara öğünden oluşan bir menü düzeni, acıkmamak ve fazladan yiyerek kilo alma problemiyle karşılaşmamak konusunda yardımcı olacaktır.
“Özellikle sebze yemekleri hem hafif hem de besleyici özelliği bakımından bu mevsimin vazgeçilmezleri arasında yer alır. Sebze yemeklerinin içerisinde kullanılacak kuru baklagiller hem demir hem de protein alımında yardımcı olurken, farklı tatlar da damak zevkine hitap edecektir.
“Su vücudun asit ve baz dengesinde, midenin rahat çalışmasında ve kişiye tokluk hissi uyandırmakta oldukça etkilidir. Fizyolojik olarak kişilerin günde en az 8 bardak suya ihtiyaçlarının olmasının başlıca nedeni budur. Her yemek öncesi içilecek olan bir bardak su, hem tokluk hissi verir hem de midenin daha rahat çalışmasına yardımcı olur.
“Vücuda yağ alımı özellikle zeytinyağı ve sıvı yağlardan karşılanmalıdır. Katı yağlar ileriki dönemlerde damar çevresinde toplanarak kalp ve damar hastalıkları başta olmak üzere obezite ve pek çok kronik hastalığa davetiye çıkartır. Katı yağ tüketimi sınırlandırılmalı; fakat diyet süresinde dahi yağ tüketimi yapılmalıdır. Vücut, enerjinin büyük kısmını yağdan sağlar ve metabolizmamızın çalışması için de enerjiye ihtiyaç vardır.
“Bu dönemlerde kalsiyum alımı da oldukça önemlidir. Her akşam yatmadan önce içilecek bir bardak süt, kadınlarda ileride yaşanabilecek kemik erimesi riskini düşürecek, gençlerin gelişiminde kemik ve diş sağlığı üzerine etki edecektir. Kalp hastalarının son ara öğünlerinde 1 kase yoğurt ve bir orta boy meyve almaları günlük diyetlerinin vazgeçilmezi olmalıdır.
“Kızartmalar ve kavurmalar yerlerini haşlanmış etlere ve fırında yemeklere bırakmalıdır. Balık tüketimi haftada 3 günden fazla olabilir. Bir orta boy balık, derisiz olarak rahatlıkla günlük öğünlerin içerisinde tüketilebilir. Balık, Omega 3 yağları göz ve beyin sağlının gelişmesi için her yaşta sürekli önerilen bir besindir.
“Sıvı tüketimi konusunda bitki çaylarından da faydalanılabilir. 1 fincan rezene ile gaz sıkıntılarından kurtulmak mümkündür. Papatya çayının rahatlatıcı, kuşburnunun soğuk algınlığı ve gripten koruyucu etkisi vardır.