‘PİSİ PİSİNE ÖLDÜLER…’

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan alt komisyonda konuşmasına, “19 yıl sonra hatırlanmak gerçekten güzel” sözleriyle başlayan Osman Partal, olayın üzerinden 19 yıl geçmesine rağmen psikolojik sorunlarından dolayı mesleğini yapamaz hale geldiğini, patronunun işten çıkardığını, GATA’da tedavisinin başlamasıyla kendini daha iyi hissetmeye başladığını söyledi. Partal yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Saat 03.00 civarıydı, bizi yol kenarına dizdiler. Bir anda mermiler yağdı, arkadaşlar şehit oldu. Ben kendimi arkaya attım. Anamız babamız bizi askeriyeye teslim etti, sahipsiz değiliz diyorduk. Maalesef boşa çıktı. 10 dakika taradılar. Yaralılar kalmasın diye, kafalarına sıktılar. Ben bu esnada yolun aşağısındayım. Yere yattım, ‘Buradan kurtulma şansım yok, bari cenazem köye ulaşsın’ diye grubun içinde kalmayı denedim. Allah’ın takdiri, yaşıyorum. Sakat kalmadım, ama ruhum çok yaralı.” 

Partal, pusuya düşmeden önce yaşananları ise şöyle anlattı: “Malatya İl Jandarma’dan çıktıktan sonra Turgut Özal Parkı’nda koruma bekledik. Askeri bir yetkili gelip, ‘İleride eskort eşlik edecek devam edin’ dedi, ama eskort gelmedi.” Otobüsü pusuya düşüren PKK’lılar arasında Şemdin Sakık’ın da bulunduğunu ve otobüs şoförüne ‘diğer araba nerede’ diye sorduğunu kaydeden Partal, katliamın ardından 10 kadar askerin sağ olduğunu ancak yardım getirmek için yola çıkıp geri geldiğinde sadece bir askerin sağ kaldığını söyledi. 

Diğer tanık Erkan Omay ise durdurulan ikinci otobüste olduğunu anlatarak, “Bizi paldır küldür alıp dağa götürdüler. Sakık da aralarındaydı. Skorskyler gelince ellerimizi çözüp kaçtılar. Ortada kaldık. Bir değneğe mendil bağladım, asker olduğumu söyledim. Ellerini kaldır gel dediler. Sonra komutan alnımdan öptü. 33 arkadaşımız pisi pisine öldü” dedi.

RADİKAL