Bir, savcılıkta ise 1 belge dışında kendisine gösterilen diğer belgeleri kabul etmediğini, bunların düzmece belgeler olduğunu söyledi. Batı Çalışma Grubu’nun (BÇG) MGK kararının ardından irticai faaliyetleri takip amaçlı kurulduğunu söyleyen Bir, yine savcının kendisine gösterdiği fişleme katalogları için “İlk kez burada gördüm, kabul etmiyorum” dedi.Çevik Bir’e savcı, diğer şüphelilere yöneltilen BÇG hakkında sorulan katalog soruların yanı sıra evinde bulunan 2 el yazısı not ile bir cemaat CD’sini sordu. İfadesinde kendisine isnat edilen suçlamaları kabul etmeyen Bir, özetle şunları söyledi:
DÜZMECE BELGELER
“Gölcük Donanma Komutanlığı’nda bulunduğu iddia edilen ve bana gösterilen belgeler, Genelkurmay Başkanlığı’nı yıpratmak için amatörce ve düzmece hazırlanmış belgeler. Genelkurmay Başkanı’nın imzası olan bir belgeye 2’nci Başkan paraf atmaz, böyle bir şey olamaz. Bu askeri teamüllere aykırıdır. Bu belgeleri kimler hazırladıysa çok amatörce hazırlamış.
MGK’NIN TALİMATLARI
Yine bana göstermiş olduğunuz fişleme kataloglarını ilk kez burada görüyorum, kesinlikle kabul etmiyorum. Hükümetin, MGK’nın ve zamanın Başbakanı’nın emir ve talimatlarını uyguladım. Yasadışı hiçbir faaliyette bulunmadım ve yapmadım.
CD BANA AİT DEĞİL
Evimde bulunduğu iddia edilen, içinde bazı cemaat liderlerinin konuşması ve vaazları bulunan CD bana ait değildir. Genelkurmay Başkanlığı’nda düzenlenen İrticai Faaliyetler Bilgilendirme toplantılarından sadece 2’sine katıldım. Göstermiş olduğunuz belgede imzası bulunan kişi İdris Koralp. Bu sorunun muhatabı kendisidir. Göstermiş olduğunuz 4 Nisan 1997 tarihli yazının, o yazı olup olmadığını hatırlamıyorum.”
KAÇMA ŞÜPHESİ
Emekli Orgeneral Bir, tutuklanma talebiyle sevk edildiği nöbetçi mahkemede de suçlamaları kabul etmedi. Bir, “Suçsuzum, şayet yargılanacaksam, sabit ikametgâhım olması nedeniyle tutuksuz yargılanmak istiyorum” dedi. Ancak mahkeme, “Hakkındaki kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösterir olguların bulunması, sevk maddelerindeki eylemler için öngörülen cezanın alt ve üst haddi bu miktarların kaçma kuşkusu doğurması, eylemlerinin niteliği gereği adli kontrol kararı verilmesinin yetersiz kalacak olması” gerekçesiyle tutuklanmasına karar verdi.
Moralinin iyi olduğu kaydedilen Çevik Bir’in Sincan Cezaevi’nde üç kişilik koğuşta emekli generaller Ünal Akbulut ve İdris Koralp ile birlikte kaldığı bildirildi. Çevik Bir’in avukatı Vahap Bozkurt’un bu hafta içinde itiraz dilekçesi vereceği kaydedildi.
BÇG, MGK KARARIYLA KURULDU
EMEKLİ Orgeneral Çevik Bir’e mahkemede yöneltilen soruları yanıtlayan avukatı Vahap Bozkurt, özetle şunları söyledi: “28 Şubat 1997 tarihli MGK kararlarından sonra, 13 Mart 1997’de Bakanlar Kurulu, MGK kararlarını uygulama kararı almıştır. MGK Anayasal bir kurumdur. 14 Mart 1997’de dönemin Başbakanı merhum Necmettin Erbakan, gerekli düzenlemelerin yapılmasını istemiştir. Mahkemenize sunduğumuz belgelerle BÇG’nin MGK kararları ek-A’sı, Başbakan’ın talimat yazısı, İçişleri Bakanı Meral Akşener’in kendi alt birimlerine MGK kararları uyarınca verdiği talimatlar bulunmaktadır. İrticai unsurlara destek sağlayan ülkelerdeki rejimlerin kontrolü, MGK kararları ve ek A-10’uncu maddesi gereğidir. Belediyelerle ilgili suçlamalar ise yine ek?A’nın 10’uncu maddesi ve ek A’nın 12’nci maddesi gereği yapılan çalışma ve raporlamalardır. BÇG, MGK kararları ve Bakanlar Kurulu kararları uyarınca irticaya karşı tedbir alınması amacıyla oluşturulmuştur.
DEMİREL’İN KARARI HÜKÜMETİ DEĞİŞTİRDİ
Erbakan, kendi isteğiyle istifa etmiş ve protokol gereği görevi Tansu Çiller’e bırakmak üzere istifa ettiğini belirtmiştir. Ancak dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman’ın hükümeti kurma görevini Mesut Yılmaz’a vermesi nedeniyle hükümet değişikliği olmuştur. Sayın Tansu Çiller Başbakan olsaydı, mevcut hükümet görevine devam edecekti.
KARARLAR, HÜKÜMETİ KORUMAK İÇİNDİ
BÇG’nin, MGK kararları doğrultusunda yaptığı tüm çalışmalar, mevcut hükümeti ve devleti, bölücü ve irticai teröre karşı korumak amaçlıdır. Yukarıda arz edilen nedenler ve toplanmasını talep ettiğimiz belge ve deliller, isnat edilen suçun somut olayda hiçbir surette oluşmadığını, bizzat hükümet tarafından alınan karar ve talimatların yerine getirildiğini, delillerin toplanmasına müteakip suçun vasıf ve mahiyetinin tamamen değişeceğini ve isnat edilen suçun maddi ve manevi unsurlarının bulunmadığını gösterecektir.”