Diyarbakır’da yaşayan ve eşi cezaevinde bulunan G.Ş. Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak, kayınpederi S.Ş.’nin kızı B.Ş.’ye cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla şikayetçi oldu. Olayla ilgili soruşturma başlatan Cumhuriyet Savcısı, hazırladığı iddianamede, dede S.Ş.’nin ’Mağdurun beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğa cinsel istismarda bulunduğu’ iddiasıyla 23 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını istedi.
ÇOCUK İNTİHARA KALKIŞMIŞ
Cumhuriyet Savcısı iddianamede, anne G.Ş.’nin ifadelerine de yer verdi. İddianamede, mağdur B.Ş.’nin babasının cezaevinde olması nedeniyle zaman zaman şüphelinin yanında kaldığı belirtildi. Şüphelinin B.Ş.’yi okşayıp öptüğü ifade edilen iddianamede, mağdurenin başlarda S.Ş.’nin dedesi olarak kendisini sevdiğini zannettiğini, yaptığının kötü bir şey olduğunu anladığında da ilaç içerek intihara kalkıştığı belirtildi. İddianamede, anne G.Ş.’nin kızına neden intihar ettiğini sorması üzerine olayın ortaya çıktığı belirtilirken, mağdurenin olayı görüştüğü psikologlara da anlattığı ifade edildi.
RUH SAĞLIĞI BOZULDU
Soruşturma kapsamında mağdur B.Ş., Mersin Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’na sevk edilerek rapor alındı. Alınan raporda, cinsel istismar olayı ile ilgili olarak mağdurun, ’Kronik travma sonrası stres bozukluğu ve depresyon’ yaşadığı belirtildi. Raporda mağdurenin ruh sağlığının bozulmuş olduğu ve poliklinik takibe alındığı da belirtildi. Cumhuriyet Savcısı, şüphelinin öz torununa sürekli olarak cinsel istismarda bulunduğunu belirterek, cezalandırılmasını istedi.
’GELİNİM EVE GEÇ GELDİĞİ İÇİN BANA İFTİRA ATIYOR’
İddianamenin Diyarbakır 3’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilmesinin ardından S.Ş.’nin yargılanmasına başlandı. Davanın ilk duruşmasında ifadesi alınan tutuksuz sanık S.Ş. kendini şöyle savundu:
“Mağdur benim torunum olur. Mağdurun babası olan oğlum cezaevindedir. Torunum annesi evde olduğunda, kendi evlerinde kalırdı. Ara sıra da benim yanıma gelirdi. Annesi sabah işe gider, akşam geç saatlerde evine dönerdi. Mesaisi saat 17.00’de bitmesine rağmen geç saatlere kadar evine gelmezdi. Ben kendisini bu hususta defalarca uyardım. Ayrıca evde ben yalnız yaşamıyorum. Gelinlerim, 4 oğlum ve 1 kızım daha vardır. Evimde halen başka torunum da bulunmaktadır. Suçlamayı kabul etmiyorum. Gelinim gece geç saatlere kadar eve gelmediği için bu durumu kocasına söylemekle uyardım. Bu nedenle hakkımda iftira attığını düşünüyorum. Ben kesinlikle torunuma karşı cinsel tacizde bulunmadım.”
TUTUKLANMA TALEBİ REDDEDİLDİ
Daha sonra söz alan B.Ş.’nin avukatları sanığın tutuklanmasını istedi. Sanık S.Ş.’nin avukatları ise dosyada yayın yasağı ve gizlilik kararı olması gerektiğini belirterek B.Ş.’nin intihar ettiğine dair hastane kayıtlarının getirilmesini talep etti. Duruşmaya kısa bir ara veren mahkeme, sanığın tutuklanmasına ilişkin talebin reddine karar verdi. Mahkeme, mağdur B.Ş.’nin psikolog eşliğinde talimatla ifadesinin alınması ve eksiklerin tamamlanması için duruşmayı erteledi.