İstanbul’da 4 yıl önce sokak ortasında iki çocuk annesi Sakine Akkuş’un eşi tarafından öldürülmesine ilişkin davada Yargıtay ile yerel mahkeme arasında hukuk savaşı yaşandı. Yerel mahkeme, sanık kocaya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi ise “maktulün evinden ayrı kaldığı zamanlarda evlilik birliğinin gerektirdiği sadakat yükümlülüğüne aykırı davranıp davranmadığı ve haksız tahrik hükümleri olup olmadığının belirlenmesi” gerekçesiyle kararı bozdu. Yargıtay’a direnen mahkeme ise sadakat araştırmasına “anayasada güvence altına alınan özel hayatın gizliliği ve korunması ilkesine aykırı olacağı” gerekçesiyle karşı çıktı. Son kararı Yargıtay Ceza Genel Kurulu verecek.
İstanbul Bahçelievler’de yaşayan Sakine Akkuş, daha henüz 14 yaşında bir çocukken imam nihakı yapılarak zorla Erdal Akkuş’la evlendirildi. Bu evlilikten iki çocuğu olan Sakine Akkuş, evliliği boyunca fiziksel ve psikolojik şiddet gördü. Son yaşanan şiddet olayı üzerine evi terk eden Sakine Akkuş, annesinin yanına yerleşti ve boşanma davası açtı. Erdal Akkuş, iki çocuğunu gösterme ve barışma bahanesiyle Sakine Akkuş’u annesinin evinden aldı. Çift, bir alışveriş merkezinde yemek yedi. Erdal Akkuş, daha sonra araba ile iki çocuğunu annesinin evine bıraktı. Yanındaki silahı gizleyen Erdal Akkuş, eşi Sakine Akkuş’u ise annesinin evine götürmek üzere yola çıktı. Evin önünde inen Sakine Akkuş, 7 Şubat 2011 tarihinde sokak ortasında Erdal Akkuş tarafından üç kurşunla öldürüldü. Erdal Akkuş, ifadesinde “Eşim evden ayrıldığı dönemlerde haysiyetsiz yaşam tarzı sürdürüyordu, hakkında dedikodu çıkıyordu. Numusumu şerefimi eksiltiği düşüncesiyle cinayeti işledim” dedi. Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Erdal Akkuş’u eşini tasarlayarak öldürmekten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, hiçbir haksız tahrik indirimi uygulamadı. Sanığın itirazı üzerine dosya Yargıtay’a taşındı.
Yargıtay namus araştırması istedi
Yargıtay 1. Ceza Dairesi ise katili kollayan bir karara imza attı. Yerel mahkemenin kararını bozan Daire, bu cinayette tasarlayarak öldürme olmadığını öne sürdü. Daire, maktulün evi terk ettiği 3 aylık dönemde nerede kaldğı kimlerle irtibat halinde olduuğunun araştırılması, evlilik birliğinin gerektirdiği sadakat yükümlülüğüne aykırı davranıp davranmadığının araştırılıp karşılıklı haksız hareketlerin değerlendirilmesi gerekçesiyle kararı bozdu.
Mahkeme direndi
Ancak Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay’a hukuk dersi vererek ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası kararında direndi. Mahkeme, maktulün açtığı boşanma davasında verdiği dilekçeyi de kararında delil olarak kullandı. Buna göre Sakine Akkuş, dilekçesinde yaşadıklarını şöyle anlattı:
“14 yaşında imam nikahı ile evlendirildim. Evliliğin ilk günlerinden itibaren fiziksel şiddete maruz kaldım, baskı gördüm. Başımı camdan dışarı çıkaramıyordum. Eşimir kıskançlığı yüzünden dışarı çıkamıyordum. Akrabaları ve arkadaşlarımı görmeme müdahale ediyordu. Sürekli kendisini aldatacağımı düşünüyordum. Bu yüzden sürekli baskı uyguluyor ve şiddete maruz kalıyordum. Çocuklarımın yanında bile şiddet görüyordum. Baskılar sonucu evi terk ettim ve devlet tarafından koruma altına aldım. Eşim, evi terk ederek ailemin yanına gitmesini bile namus olayı olarak görüp seni terö cinayetine kurban edeceğiz diye tehdit ediyordu.”
Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay’ın maktüle yönelik “sadakat araştırması” yapması ve haksız tahrik indiriminin tartışılması yönündeki önerisini de reddetti. Kararda, “Maktülün 3 aylık dönemde kimlerle görüştüğü, kimlerle konuştuğu, nerede kaldığına ilişkin araştırmaların ise; sanığın duruşmadaki beyanlarında bu yönde bir beyan ve iddiasının bulunmaması ayrıca anayasada güvence altına alınmış olan özel hayatın gizliliği ve korunması ilkesine aykırı olduğu değerlendirildiğinden ve bu bentte işaret edilen haksız tahrik hükümleri yönünden sonuca etkili olmayacağı düşünüldüğünden bu yönden direnme kararı verilmiştir. Dosya kapsamı ile maktulden kaynaklanan herhangi bir haksız tahriki bulunmamaktadır…” denildi. Direnme üzerine dosya son kararı vermek üzere Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun önüne gitti.