Sidar İnan Erçelik, “Referandum kararı, hükümetin şimdiye kadar izlediği diğer oyunlardan sadece biri ve bunu kabul etmemiz kesinlikle söz konusu değil. Çünkü, bir defa bizi temsilen gittiği söylenen insanların yarısından fazlası buraya bir defa bile gelmemiş insanlardır. Buradaki insanların niçin burada olduğunu, niçin direndiğini bilmiyorlar, bunun farkında değiller. Dahası 3 ölümüz var, bu mücadele esnasında ölmüş 3 insan var, bunları ne yapacağız? Birinin sadece bir referandum olarak lütfetmesi için mi kurban oldu bu insanlar?” diye konuştu.
BUNUN BİR OYALAMA TAKTİĞİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM
Filiz Karakuş ise, “Ben öncelikle ağaçların kesilmesiyle ilgili bir referandumun olabileceğini düşünmüyorum. Burada bir yaşam söz konusu. Halkın iradesi yüzde 50, 51, 52, 80’le olabilecek bir şey değil. Bunun bir oyalama taktiği olduğunu düşünüyorum. Derhal Topçu Kışlası projesinden vazgeçilmesi, sadece Topçu Kışlası değil, parkların, bahçelerin devlet eliyle AVM’leştirilmesinden vazgeçilmesini talep ediyoruz. Tabi sadece bu dda değil, genel olarak Başbakan’ın insanların yaşamına müdahale etmekten vazgeçmesini talep ediyoruz” dedi.
BU, BÜYÜK BİR BASKIYA KARŞI BAŞKALDIRI
Enes Baş da, “Saçma bir durum kesinlikle. Çünkü, referandumu bu anlamda çok demokratik bulmuyorum. Biz azınlık olarak buradayız. Anayasa referandumunda olduğu gibi yine yüzde 52 ‘Evet’ dediğinde, yüzde 48’e hiç bir şekilde bakılmayıp, onlar gözardı edilecek. Yine aynı şekilde burada da yüzde 50’uyi geçtiğinde referandumda burası yıkılacak ve bizim burada verdiğimiz mücadelenin hiç bir anlamı kalmamış olacak. O yüzden kesinlikle saçma buluyorum referanduma gitme olayını. Buraya gelen insanların çoğu örgütsüz insan zaten. Buraya bilinçsiz geldi ama bu bilinçsizlik ‘Burada bir eğlence varmış’ diye değil. AK Parti 10 yıldan beri bizi insan yerine koymuyor, bizi dışlıyor, hiç bir hakkımız gözetilmiyor, hayatımızın en kılcal damarlarına bile müdahale ediliyor ve bunun için buradayız. Sadece Gezi Parkı meselesi değil bu. Bu, büyük bir baskıya karşı başkaldırı” diye konuştu. Baş, parkın boşaltılması yönündeki çağrılar için de, “Dünkü o saçma heyet görüştükten sonra, o heyet bizi hiçbir şekilde temsil etmiyor, Hülya Avşar ya da Necati Şaşmaz’ın bu zamana kadar hiçbir şekilde buraya bir katkısı olmadı. Bu heyetle görüşüldükten sonra Tayyip Erdoğan’ın büyük ihtimalle izleyeceği politika, ‘Biz çevrecilerle anlaştık’. Bu saatten sonra bizim buradan çıkmamamız durumunda bizi yine marjinal, terörist olarak nitelendirecek ve bize her türlü müdahale hak olacak bu sefer” diye konuştu.
ÇOK GÜZEL BİR OYUN
Doğancan Akdemir de, “Referandum çağrısı bana komik geldi. Sonuçta çoğunluğun onların yanında olduğu bir referandumda gayet mantıklı onlar için. Çok güzel bir oyun bence, çok zekice” dedi. Gezi Parkı’nın boşaltılması çağrısı için de, “Ya tabutçuya beden ölçülerimizi vereceğiz ya da buraya tekrar girmeye çalışacağız. Olay parkı bırakmamak, olay referandum falan filan değil. Olay aslında ideoloji de değil. Herkes farklı ideolojiler falan diyor ama birikmişliğin sonunda Gezi ‘ye dönen bir olay bu” diye konuştu.
Gülsemin İnanç ise, “Referandum taraftarı değilim ben. Güvenilir bulmuyorum. Biz burada pasif direnişteyiz. Kimse bir taşkınlık yapmıyor, taşkınlık yapacak olanlar olsa bile uyarılıyor” dedi. Bu arada isim vermek istemeyen özel bir şirket tarafından 25 kişilik temizlik ekibi de parka gelerek, parkın temizliğine destek oldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ekipleri de Taksim Meydanı’ndaki Cumhuriyet Anıtı ve çevresindeki yazıları temizledi.