DOLAR

34,5467$% 0.18

EURO

36,0147% -0.62

STERLİN

43,3470£% -0.52

GRAM ALTIN

3.005,41%1,48

ONS

2.705,79%1,29

BİST100

9.549,89%1,94

a

İSTİKRARI KENDİSİ BOZUYOR!

Başbakan Nisan 2009-Haziran 2013 döneminde siyasi istikrarı bozmada 33 ayla zirvede.

 Her açıklamada siyasi istikrarla, tek parti hükümetiyle övünen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’deki siyasi istikrarı en fazla bozan kişi olduğu ortaya çıktı. Başbakan Erdoğan ve Başbakanlık’a bağlı bulunan Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği (MGK), Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı (MİT), Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başkanlığı, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Toplu Konut İdaresi (TOKİ), Merkez Bankası, TRT, Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlığı (SPK) Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) gibi kuruluşların başarısızlıkları ve negatif davranışları nedeniyle AKP hükümetinin övündüğü istikrar günden güne sarsılıyor.

 
Başbakanlık dahil 26 bakanlık içinde Türkiye’nin siyasi istikrarını en fazla bozan bakanlık olarak Başbakan ve ona bağlı kurum ve kuruluşlar geliyor. Kabinenin siyasi istikrara en fazla olumlu katkıyı yapan bakanlıkları ise eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Tarım Bakanı Mehdi Eker. 

S Bilişim Danışmanlık şirketinin Bakanlık Performansları “Hükümet Kurulum ve İşleyiş” 2013 ara raporuna göre Nisan 2009’dan Haziran 2013’e kadarki dönemde Başbakan Erdoğan’ın siyasi iktidara katkısı 33 ay negatif 17 ay pozitif ve 1 ay da sıfır oldu. Ocak 2012’den Haziran 2013’e kadar ise Başbakan Türkiye’nin istikrarına sürekli olarak negatif etkide bulundu. Raporda Başbakan Erdoğan’ın not düşüşlerinde MİT meşruyet tahribi ve yargılamalardan muaf tutulması, TSK’de yüzlerce muvazzaf subayının tutukluluğu öne çıkan spesifik olumsuz gelişmeler olarak sıralandı. Başbakan Erdoğan’ın siyasi istikrara en olumlu katkı sağladığı tarih ise 10.25 puanla 13-30 Haziran 2011 dönemi. Her gün 7 binden fazla Türkçe, İngilizce, Farsça, Rusça rapor, haber, dergi, Resmi Gazete kararların okunması ve derlenmesinden yararlanılarak oluşturulan S Bilişim Danışmanlık’ın ara raporuna göre, Ocak-Haziran 2013 döneminde tüm bakanlıklar arasında Başbakan Erdoğan -27.185 puanla istikrarı en fazla bozma konusunda en üst sırada yer alıyor. Başbakan tek başına değerlendirildiğinde siyasi istikrara negatif etkisinin zirve yaptığı tarih ise -23.875 puanla Şubat 2010.
 
Adalet Bakanı Sadullan Ergin’in Mayıs 2009’dan haziran 2013’e kadarki siyasi katkısına bakıldığında Başbakan Erdoğan’ı solladığı görülüyor. Ergin’in istikrara katkısı 35 ay negatif olurken şubat 2011’de negatif -32.625 ile zirve yapıyor.
 
Nisan 2009’dan Haziran 2013’e kadarki dönemde İçişleri Bakanlığı görevi yapan Beşir Atalay, İdris Naim Şahin ve Muammer Güler’in siyasi istikrara katkılarına bakıldığında ise 33 ay negatif etki ve 19 ay pozitif katkı sağladıkları görünüyor. İçişleri bakanları arasında istikrara katkının dip yaptığı dönem ise İdris Naim Şahin’in görevde olduğu Ekim 2011 bu dönemdede Şahin’in katkısı -15.375 düzeyinde.
 
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun performansına bakıldığında ise istikrara katkısı 32 ay negatif 20 ay ise pozitif oldu. Davutoğlu dip noktayı Ağustos 2011’de -6.25 puanla yaptı.
 
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Nisan 2009’dan Haziran 2013’e kadarki dönemde siyasi istikrara 24 ay boyunca olumsuz katkıda bulunurken 27 ay da olumlu ve 1 ay da sıfır katkıda bulundu. Arınç’ın siyasi istikrara katkısının en dip yaptığı dönem ise Kasım 2009. Arınç’ın bu dönemdeki katkısı -4.625.
 
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Nisan 2009’dan Haziran 2013’e kadar siyasi istikrara 25 ay negatif etkide bulunurken 24 ay pozitif ve 3 ay da sıfır etkide bulundu. Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Beşir Atalay Van Depremi’nin yaşandığı Ekim 2011 döneminde yaptığı çalışmalar nedeniyle siyasi istikrara katkısı en dip noktaya ulaştı Atalay’ın o dönemdeki katkısı -15.125 puan.
 
 
Erdoğan’ın şahsi tutumu belirleyici
 
Raporda 59., 60., 61. Kabine’de de Kabine içi işleyişlerde Başbakan Erdoğan’ın şahsi tutum ve tercihlerinin baskınlığının öne çıktığına dikkat çekilerek şu tespitlere yer verildi:
 
* Erdoğan, MGK’de dört başbakan yardımcısıyla Başbakan-Cumhurbaşkanı-Kabine-Yüksek Askeri Bürokrasi dengesini kendi lehine çevirmiştir. Bakanlar Kurulu’nda Başbakan, hemen tek belirleyicidir.
 
* Erdoğan’ın, teknik bahislerde askeri bürokrasice, gerginlik halinde kitlevi temaslarda Emniyet bürokrasisince, makro ekonomik planlama gereklerince sınırlandığı, açık ya da örtük tutumlarca cemaatçi yapılanmalarca kısmen dengeleniyor.
 
* Teknik-bürokratik işlevlerce adalet-diplomasi-hazine-maliye-imar-kentleşme-altyapı sair) aşırı sınırlandığını hissettiğinde Erdoğan, tüm teknik-bürokratik yapılanmayı pass edecek düzenlemeyi devreye almıştır.
 
* Emniyet’ten gelen dirençleri tayin-atamalarla pass edemediğinde Erdoğan, Emniyet’in tüm terfi-sicil-değerlendirme mekanizmasını Başbakanlık Müsteşarı’nın karar uhdesine transfer etmiştir. Erdoğan, bürokratik mekanizmalarca sınırlandığı-dengelendiğinde doğrudan ıskata değil, kademeli biçimde, önce yetki kalibrasyonlarını bizzat ele alarak baskılamaya yöneliyor.
 
* İmar-kentleşmede aşırı biçimde merkezileşmiş imar yetkileri, bu yetkilerin bizzat Başbakan uhdesinde yığılmıştır. Başbakan uhdesinde yığılmayla merkezileşmiş imara özelleştirmelerin eklemlenmeleri, altyapı yatırımlarıyla gelir yaratma amaçlı ticari projelerin merkezileşmiş imarla işletilmeleri, ülke çapında bozuk-gerçeklerden kopuk, sivil toplumcu etkinliği sert ölçüde dışlayan siyasi netice üretmiştir.
 
Sayıştay devre dışı bırakıldı
 
* Kabine, gerek ABD-İsrail gerekse bölge ülkeleriyle ilişkilerde, en yüksek ve kritik-tarihi diplomatik kararlaştırma anlarında zaman zaman devre dışı kalma bakımından açık işlevsizlik halindedir.
 
* Raporlama döneminde Kabine-bürokrasi genel etkileşiminde hafif bozulma görülmektedir. Emniyet, yargılama, sağlık, eğitim, ulaştırma, denetim, gümrük, maliye, dışişleri, bozuk etkileşim frekansının hareketli olduğu sahalardır. Memur grevleri, yüz binlerce sözleşmelilerin kısa sürede geçmişe dönük mali haklarla kadroya alınmalarının yol açtığı şişme, izlenen sıkıntılardır. Kabine’nin; bürokrasinin orta-alt kademeleriyle mesafesiyse giderek açılmakta, hatta yer yer olumsuzlaşmaktadır.
 
* Kamu ihaleleri-çete suçları çıkar amaçlı suç örgütlerinin mahiyeti değiştirilmiş, ihaleye fesat karıştırma kalibrasyonları farklılaştırılmış, Kamu İhale Kurumu yetkileri daraltılmış, ihale kalibrasyonları aşırı müdahaleci hale getirilmiş, ihale kurumunda özel sektör temsilcileri çıkartılmış, Sayıştay denetimleri tavsatılmıştır. Kısaca, Cumhuriyet tarihinin iyi örneklerinden AKP, kirlilik karşıtı aktör konumunu raporlama döneminde zayıflatmıştır.
 
 
Puanlama neye göre yapılıyor?
 
Göstergelerin puanlamalarında 8 temel kategori mevcut. İşareti olumlu (+) ya da olumsuz (-) şeklinde gösteriliyor. Puanlamalar kati 1 ve 0.875, ciddi 0.75 ve 0.625, muhtemel 0.50 ve 0.375, ihtimal 0.25 ve 0.125 olarak yapılıyor. Göstergelerin farklı zamanlarda istikamet ve etkinlik kazanma derecelerine göre puanları değişebiliyor. Zaman, konjonktür, marjinal ve kaynak filtrelerine göre puanlamalar kalibre ediliyor.
 
Bakanlık performanslarının izlenmesinde kullanılan parametrelerin bazıları ise şöyle sıralanıyor:
 
* Bakanın ve Bakanlığın düzenleme-kararlaştırma-uygulamalarıyla Temel meşruiyet ve yönetim normlarına karşı konumu nedir? Parlamento ve grupla ilişkilere katkısı nedir?
 
* Hükümet içerisinde uyum-tutarlılık-görev alanına hâkimiyet düzeyi nedir?
 
* Şahsi konumu ve kamuoyu algısı nasıldır?
 
* Bakanlık-parti-bürokrasi düzeyinde kirlilik kayıtlarıyla rabıtası söz konusu mudur?
 
* Kurumlarla ilişkiler bakımından (Yüksek Yargı-Yüksek Askeri Bürokrasi-Yüksek Kamu Bürokrasisi-Özerk Kurumlar vd.) kurumlara dönük icraat-tutumunun yön ve derecesi nasıldır?
 
* Görev alanında etkili-etkilenen taraflarla diyaloğu nasıldır?

Siyasi istikrarı Erdoğan bozuyor

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

FİRST LADY ÖZGÜRLÜĞÜNE DÜŞKÜNMÜŞ!

HIZLI YORUM YAP