34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
43,3470£% -0.52
3.005,41%1,48
2.705,79%1,29
9.549,89%1,94
Türkiye’nin kader seçimi olarak görülen 12 Haziran öncesi kamuoyunu sarsan gelişmelerin kimi hedef aldığı anlaşılamıyor. Seçim yarışını etkilemek için oyun içinde oyun oynanıyor. Ancak senaristlerin kim olduğu belli değil. Yeni Anayasa, Kürt sorunu, başkanlık sistemi ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sahne olacağı Meclis’in dizaynı için görülmemiş bir mücadele veriliyor.
Seçim heyecanı sınır ötesine taştı. İngiltere’nin ve dünyanın saygın haftalık dergisi The Economist, kavgaya dahil oldu. Dergi AK Parti’ye adeta savaş ilan etti. Hükümete karşı manifesto niteliği taşıyan makalede “Demokrasi için CHP’ye oy verin” çağrısı yapıldı. Gerekçeler yenilir yutulur gibi değil. Erdoğan’a diktatör iması yapıldı. “Kaygı din devleti değil, demokrasi” diyen Economist, Kılıçdaroğlu’na oy vermenin “demokrasiyi garantilemenin açık ara en iyi yöntemi” olduğunu yazdı.
DİYARBAKIR’DA KAOS PLANI MI MHP’YE TUZAK MI
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Diyarbakır mitingini kana bulayacağı iddia edilen ülkücüler gündeme bomba gibi düştü. Teknik takibe alınan zanlıların telefon konuşmaları gazetelerin manşetlerini süsledi. Diyaloglarda “3 ölü 5 yaralı 8 ölü falan filan. Oldu mu oradan MHP yüzde 25 ile gelir yani” ifadeleri yer alıyordu. Ancak tersini düşünenler de var. Gözaltına alınan ülkücülerin bilgisayarlarına çeşitli bilgiler yüklenildiği ve destek materyalleri olarak çeşitli mekanlara belgeler yerleştirildiği iddiaları yine basında yer aldı. Olayla ilgili 17 ülkücü gözaltına alındı.
İNTERNETE DÜŞEN SES KAYDI
Yine son günlerde ittifak iddiaları da gündemden düşmedi. Hatta ses kaydı internete düştü. BDP İl Başkanı olduğu iddia edilen kişi, “… Eğer CHP uygun değilse götürelim eğer MHP kazanıyorsa orda bir tane çıkarıyorsa ikincisini biz destek sunarsak MHP çıkarıyorsa biz götürüp MHP’ye verelim oyu” diyor. Hatta Erdoğan bu ittifakı Diyarbakır mitinginde, “Bununla ilgili ses kaydı, bugün yarın internete düşer” sözleriyle anlatmıştı.
HOPA OLAYLARI TÜRKİYE’NİN KONUŞTUĞU FOTOĞRAF
Artvin Hopa’da meydana gelen 1 protestocunun ölümü ve bir koruma polisinin ağır yaralandığı olaylar da çok konuşuluyor. Olayın arka planı soru işaretleriyle dolu. Erdoğan’ın konvoyuna yönelik protestoda Jandarma’nın bir köşede olayları seyretmesi eleştirildi. Bülent Arınç’ın “Ama polis bir çaba içindeyken askerlerin hareketsiz kalması, açıklamaya muhtaç bir durum” sözleri kafaları iyice karıştırdı. Jandarma iddialara ilişkin bir açıklama yapmadı.
YABANCI SERVİS İDDİASI, İFADE BİLMECESİ
10 MHP kurmayını istifaya götüren seks kasetlerinin arkasında yabancı gizli servislerinin olduğu iddiası da gündemi meşgul etti. Fatih Altaylı’nın bir kaynağa dayandırarak yaptığı İşin yabancı istihbarat örgütlerinin Türkiye’deki yapılanmaları tarafından tezgâhlandığı belirlendi. Bir kişinin ismi tespit edildi. Diğerlerininki belirlenmeye çalışılıyor” açıklama dikkat çekiciydi. Nitekim Altaylı bu yazıyla ilgili geçtiğimiz günlerde savcılığa ifade verdi. Kaset skandalı sebebiyle istifa eden MHP’lilerin adli makamlara başvurmadığı ortaya çıkması beraberinde soru işaretleri doğurdu. Şahısları tek tek arayarak ifadelerine başvurmak isteyen Cumhuriyet Savcılığı, hiçbir MHP’liden müşteki sıfatıyla olumlu cevap alamadığı ortaya çıktı.
İNAN KIRAÇ VAKASI
Yine seçim sürecinin başladığı günlerde Taraf’ın “İnan Kıraç denedi kaset halletti” manşeti çok konuşuldu. Baykal’ı koltuğundan eden kaset skandalından önce işadamı İnan Kıraç’ın Baykal’a yaptığı ziyaret çok konuşuldu. “Önder Sav, Mustafa Özyürek ve Onur Öymen’i listene alma” dediği ileri sürülen Kıraç iddiaları reddetti. Haberde bu ziyaretten bir kaç gün sonra Kılıçdaroğlu’nun Baykal’ın adamlarına aynı isimleri listelerde görmek istemediği yazıldı. Yine Kıraç’ın 2-3 gün sonra CHP’nin seçimlerden birinci parti çıkacağını söylemesi gündemi uzun süre meşgul etti.
GİZLİ TANIK
Son olarak Milliyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş’ın köşesine taşıdığı inanılması güç iddia senaryoların son halkası oldu. Ankara kulislerinde dile getirilen iddiaya göre gizli tanık operasyonuyla Kılıçdaroğlu ve CHP hedef alınıyor. Ortaya çıkan ‘gizli tanık,’ savcıları ikna edip Kılıçdaroğlu’nun Deniz Baykal kasedini önceden bildiğini; hatta kaseti bizzat ailesine ait gizli banka kasasında sakladığı iddia edildi.
internethaber
TSK’DAN ‘BAŞBUĞ’ AÇIKLAMASI…