35,2396$% 0.22
36,7560€% 0.14
44,2110£% 0.03
2.981,84%0,14
2.632,25%-0,06
9.949,01%0,33
En önemli özelliği Kemalizm ideolojisini kaldırması. Atatürkçülük, laiklik ve Türk vurgusundan kaçınılmış. Vatandaşlık tanımı mevcut anayasadan çok farklı. Resmi ideolojiden mümkün olabiliğince uzak.
Metin olabildiğince kısa ve anlaşılabilir bir dille kaleme alınmış. Sivil katılımın olmadığı 5 kez anayasa yapan Türkiye göz önüne alındığında, öneriler bu açıdan çok farklı görülebilir.
MÜSİAD’IN ÖNERİSİ NEDEN ÖNEMLİ?
Türkiye değişiyor, yenileniyor, kabuk değiştiriyor. Ağır aksak da olsa gelinen nokta eskisinden çok daha ileride. Mevcut anayasa ile karşılaştırıldığında öneri, zihniyet devrimi niteliğinde. Metni hazırlayan kesimin Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) olması daha bir önem kazandırıyor.
Dernek üyeleri AK Parti’nin dayandığı muhafazakar-dindar çevrelerin temsilcileri. Hükümete yakınlığıyla biliniyorlar. Bir anlamda partinin oy depoları durumundalar. İktidar partisinin bu taleplere kayıtsız kalamayacağı kuşkusuzdur. Dahası doğuda ve batıda BDP ile yarışan AK Parti BDP ve PKK’nın istismarını bitirme adına adım atmak zorunda kalabilir.
ANA DİLDE EĞİTİM SÜRPRİZİ
Ana dilde eğitim anayasa önerisinin sürprizi. Eğitim ve öğretim dilinin Türkçe olduğu kabul ediliyor, ancak anadilde eğitim ve öğretim hakkı tanınıyor. Metinde bu hak böyle dile getiririliyor:
“Anayasa önerisinde ana dilde eğitim hakkı tanınıyor. Ana dilde eğitim resmi dilin öğrenilmesi ya da öğretilmesine engel oluşturamaz. Bu hak, milli birliğe ve ülke bütünlüğüne zarar verecek bir faaliyette bulunma hakkı verir şekilde yorumlanamaz. “
BENZER TALEPLERİ GÜLEN DİLE GETİRMİŞTİ
Dahası ana dilde eğitim hakkını veren öneri aslında sürpriz değil. Çünkü muhafazakar ve dindar kesimden bir süredir benzer sinyaller geliyordu. Fethullah Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı 2. Başkanı Cemal Uşak’ın “Biz dindarlar Kürtlerin ıstırabını hissetmedik” sözü günlerce konuşulmuştu. Yine geçtiğimiz günlerde Gülen, “Neden okullarda Kürtçe’nin de öğretilmesine fırsat verilmedi?” diye sormuştu.
ANA DİLDE EĞİTİMDE GÖRÜŞ FARKI
Ancak bu konda iki farklı görüş var. BDP çevreleri, kolejlerde olduğu gibi İngilizce, Almanca gibi eğitim dilinin Kürtçe olmasını talep ediyor. Kimi çevreler ise ana dilde eğitimden kasıt Kürtçenin seçmeli ders olarak okutulması olarak anlıyor.
KEMALİZM RUHU GİDİYOR
Başlangıç bölümünün kaldırılması çarpıcı. MÜSİAD Başkanı Ömer Cihad Vardan, bu durumu “Anayasa, resmi ideoloji görüntüsünden arındırılmıştır” sözleriyle izah ediyor.
Oysa yürürlükteki anayasanın başlangıcı tüm maddeleri bağlayan bir dille yazılı. Metin “Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O’nun inkılâp ve ilkeleri doğrultusunda“ yazısıyla başlıyor.
MEVCUT ANAYASADA ATATÜRKÇÜLÜĞE MUTLAK SADAKAT YENİSİNDE YOK
Yaplması gerekenlerin altının çizildiği ve sıralandığı bölümün ardından, yazının sonu işte bu sözlerle tamamlanıyor:
“FİKİR, İNANÇ VE KARARIYLA anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere, TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur.”
ÖNERİLEN BAŞLANGIÇ
Peki yeni öneride bu bölüm nasıl değiştirildi? Kemalizm yerine hangi kriterler getirildi? Başlangıç “Irk, etnik köken, dil, din mezhep, cinsiyet ve benzeri sebeplerle ayrım gözetmeksizin, herkesin tek bir candan, eşit ve özgür kardeş olduğuna inanarak” diye başlıyor.
“Evrensel değerler, ortak miras ve idealler ışığında, insanı yücelten tam demokratik bir devleti gerçekleştirmeyi amaçlayarak” diye devam ediyor.
KIRMIZI ÇİZGİLERE HALK DOKUNABİLİR
Mevcut anayasanın 2. maddesinde “Atatürk milliyetçiliğine bağlı” ifadesi yeni öneride yer almıyor. Onun yerine “milli” ifadesi konuluyor. Yeni anayasa önersinde kırmızı çizgilere dokunuluyor. “Değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez” ibaresi bu öneride tarihe karışıyor. 1. maddede devletin şekli ve nitelikleri yapıldıktan sonra 4. fıkrasında değişiklik halkın onayına bırakılıyor:
“Bu maddenin değiştirilmesi, Meclisin ve halk oylamasında seçmenlerin üçte iki çoğunluğunun oyuyla mümkündür.“
VATANDAŞLIK TANIMI
Yeni anayasanın en merak edilen konularından birisi olan vatandaşlık, Avrupa Vatandaşlık Sözleşmesi çerçevesinde, tanımlanmış. 23. maddede tarif edilen vatandaşlık tanımı şöyle yapılıyor:
“Herkes vatandaşlık hakkına sahiptir. Hiç kimsenin vatandaşlığını değiştirme hakkı elinden alınamaz. Türkiye Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır.”
MEVCUTTAKİ VATANDAŞLIK TANIMI
Mevcut anayasada vatandaşlık, ucu açık, farklı anlamlara çekilebilecek bir tanımla yapılıyor:
“Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür. Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türktür. (Mülga cümle: 3/10/2001-4709/23 md.)”
Türkiye tarihi boyunca ilk kez siyasal katılımla sivil bir anayasal yapma şansı yakaladı. 5 kez yapılan anayasanın içinde halk olmadı.
ANDİÇME METNİNDE BÜYÜK DEĞİŞİKLİK
Vekillerin ant içme töreninde okudukları metin de tırpanlanmış. “Laik Cumhuriyet“, “Atatürk ilke ve inkılapları” yer almıyor. Yine “Büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine andiçerim” ifadesi de metinde yok.
KUTSAL KİTAP ÜZERİNE
Ancak metnin sonuna eklenen fıkra tartışma yaratacak. Bu bölüm eski kavgalara zemin hazırlayacak türden:
“İsteyen milletvekili inandığı kutsal kitap ve benzeri değerler üzerine yemin edebilir.”
KRİTİK KONULAR HALKA SORULACAK
Avrupa Birliği gibi egemenlik yetkilerinin devri ya da paylaşılmasını gerektiren ulusal-üstü organlara üyeliğe ilişkin antlaşmaların onaylanması, zorunlu halk oylaması koşuluna bağlanıyor.
KURUMLAR ANAYASAL KURULUŞ OLMAKTAN ÇIKARILIYOR
Askeri yargı tümden kaldırılıyor. Eğitimde kılık kıyafet engeli Yüksek Öğretim Kurulu, Diyanet İşleri Başkanlığı, Atatürk Dil ve Tarih Kurumu, Radyo ve Televizyon Üst Kurumu Anayasal kuruluşlar olmaktan çıkarılıyor. Genelkurmay Başkanlığı Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanması öngörülüyor. Genelkurmay Başkanının, kuvvet komutanları arasından, Milli Savunma Bakanının önerisi üzerine, Bakanlar Kurulu tarafından atanması öneriliyor.
SURİYE’YE BİR UYARI DAHA!