Türkiye’de sene başında yenilenen ve 4+4+4 olarak kodlanan yeni eğitim sistemi ilk yılını tamamladı. Sonuçlar ise iç açıcı değil… Raporlara bakılırsa 5 öğrenciden dördü okuma- yazma öğrenemedi. Özellikle 60-66 aylık çocuklar sistemin ilk meyveleriydi. uzmanların açıklamalarına bakılırsa bu meyveler hayatları boyunca etkisinden kurtulamayacakları bir travma yaşadı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın konuya ilişkin açıklaması revizyon yapılacağı yönünde. Sistemde değişimler yapılacak ama geri adım da atılmayacak.
NE OLMUŞTU?
2012- 2013 Eğitim öğretim yılı Türkiye’de velileri ve öğrencileri sokağa dökmüştü. Yeni sistemde eğitim 4’er yıllık aralara bölünmüş özellikle okula başlama yaşının 60 aya indirilmesi velileri tedirgin etmişti. Tepkiler üzerine Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer sistemin en ince detayına kadar düşünüldüğünü söylemişti. Çocuğuna rapor alarak bir yıl daha anaokulu eğitimi almasını isteyen ailelere ise Başbakan Erdoğan “Rapor alacak aileler çocuklarına ihanet ediyor. Çocuklarımızın hiçbiri gerizekalı değildir’’ sözleri ile tepki göstermişti.
NE OLACAK?
Tartışmalarla geçen bir yılın ardından şimdi sistemin yeniden elden geçireleceği belirtiliyor. Alınacak önlemlerin başında çocukların bir komisyon tarafından incelenmesi bulunuyor. Bu, şu anlama geliyor: Velinin tamam demesinin yanı sıra uzmanlardan oluşan bir komisyonun ‘çocuk okula başlayabilir’ diye onay vermesi gerekiyor. Değişiklik gereği onay alamayan çocuklar ana okuluna gönderilecek.
UZMANLAR NE DİYOR?
Velilerle Milli Eğitim Bakanlığı’nı karşı karşıya getiren ve artık inatlaşmaya dönen sistem hakkında çocukları en iyi tanıyan doktorlar, pedagoglar bakın neler söylüyor.
Çocuk ruh sağlığı uzmanı Dr. Neslim Doksat, “4+4+4 iyi niyetle başladı ama iyi yönetilemedi” diyor ve ekliyor: 60-66 aylık süreç çocukların okula başlaması için erken.
ÇOCUKLAR MAALESEF BİR TRAVMA YAŞADI
Bu yıl 4+4+4’ün ilk öğrencileri sonuçlara bakılırsa oldukça zor bir yıl geçirdiler. Okula ilk başladıkları yıl bunları yaşayan çocukların eğitim hayatları nasıl bir yön izleyecek? Bir travma yaşadıklarını söyleyebilir miyiz?
Maalesef, ne yazık ki bunu bir travma olarak niteleyebiliriz, çünkü ilköğretimin başladığı ilk sene çok önemli. Çocuğun bu dönemde okulu sevmesi, ilgi duyarak gitmesi gerekir. İlk sene sağlanmaya çalışılan aslında budur. Ders çalışmayı sevmesi arkadaşları ile iletişim kurması çocuğun eğitim hayatının devamı için çok önemli. Bu hem kemik gelişimi, hem sosyal, hem zihinsel hem de akademik hayatı boyunca alacağı başarısının ilk temellerini attığı bir süreç. İlk yıl yaşanan bu bocalama dersten, okuldan soğutur. Sosyalleşme anlamında daha atıl kılacak bir şeydir en basitinden. Oradan da olumsuz bir süreç başlamasına sebep olabilir. Bunu yüzde yüz engellememiz gerekiyor. Çocukların çocuk psikiyatristlerinden yardım almaları gerekiyor. İkinci sene daha iyi adapte olurlar gibi bir anlayış uygun değil.
İYİ NİYETLİLER AMA ÇOCUKLAR ÇOK KÜÇÜK
Süreci başından ele alırsak; 60- 66 ay arasındaki çocuklar okul sıralarındaki yerini aldı ancak çocuklar bir uyum sorunu yaşadı. Başından bu yana sistemi analiz ettiğimiz de 4+4+4 doğru ilerledi mi?
İyi yönetilmeye çalışıldı. Aslına bakarsanız doğru bir şekilde ilerletilmek istendi ama 60-66 ay arasındaki çocukların bu sisteme dahil olmaları konusunda sıkıntılar yaşandı. Ben o yaştaki çocukların okula başlamaları için tüm gelişimlerini dikkate aldığımızda doğru bulmuyorum. Fiziksel, ruhsal kemik gelişimi bunlar açıcından erken bir yaş olduğunu düşünüyorum. Mesela normal yaşında okula başlayan bir çocuk bile ilk zamanlar anneden ayrılma korkusu yaşar. Bu daha küçük yaşlardaki çocuklarda daha yoğun yaşanır ve yaşandı da.
Bu sürecin başında birçok pedagog bu sistem konusunda kendilerinden fikir alınmadığını söylemişti. Hükümet akademisyenlerin uzmanların fikirlerini almadı mı bu işe başlarken?
Açıkçası iyi niyetli bir çaba ile araştırma yaptılar ve özellikle çok ciddi bir şekilde karşı çıkılınca profesyoneller tarafından da eleştirilince bir araştırma yaptılar. İyi niyetli olduklarına bu çalışmanın öyle ilerlediğine eminin ama neresinden bakarsanız bakın okula başlayan çocuk çok küçük. Daha ruhsal ve fiziki anlamda hazır değillerdi. Daha fazla pedagojik yardım alınmalıydı. Çocuk psikiyatrlarından gerçekten yardım alınması gerekirdi. 60-66 aylık her çocuğun eğitime başlaması en ince detayına kadar tetkik edilmeliydi. Belki bu konuda çok daha iyi bir psikolojik alt yapı hazırlanmalıydı.
SINIFLAR KALABALIK, SİSTEM FARKLI, ÖĞRENCİLER ZOR. ÖĞRETMEN NE YAPACAK?
Sürecin en önemli ögelerinden başında öğretmenler geliyor. Bu sistemden önce öğretmenlerin bir eğitim alması gerekmez miydi?
Öğretmenlere çok iş düşüyor elbette. Geçen yıl için yapılabilecek bir şey yok, ancak gelecek yıl için çalışmalar başlamalı. Yaz tatili döneminde öğrencilerle birebir iletişim halinde olan öğretmenler pedagojik bir eğitim almalılar mutlaka. Öğretmenlerin standart bir pedagojik formasyondan geçmeleri, bunun bir sertifika ile teyit edilmesi gerekiyor. Böyle bir çalışmanın yapılması çok önemli. Tecrübe önemli ama bir formasyonun alınması daha önemli. ZUHAL DEMİR / G. PORT