Gruplar ilk kez gazetelere tam sayfa ilanlar verip kentteki bilboardlara afişler astırırken, afişlerde geçmişte suç konusu sayılıp davalar açılmasına neden olan, ‘Kürdistan’ yazılarının da kullanıldığı görüldü.
BDP ve DTK ilk kez bu seçimde açık olarak bir listeyi desteklediklerini belirtirken, bu destek diğer grupların tepkisine yol açtı. Sarı listenin başkan adayı Mehmet Kaya, “TSO her siyasi partiye eşit olmak zorunda. Yoksa sıkıntılar yaşanacaktır” dedi.
BDP ve DTK’nın desteklediği Mavi listenin başkan adayı Filiz Bedirhanoğlu ise, sürece uygun proje ve fikirleri nedeniyle BDP’nin kendilerine destek verdiğini, bunun da normal olduğunu söyledi.
Diyarbakır’da hafta sonu yapılacak olan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı seçimleri için 3 ayrı grup arasında kıran kırana bir mücadele sürüyor. ‘Mavi’, ‘Sarı’ ve ‘Bağımsızlar’ adlı grupların yarışacağı seçimler için ilk kez gruplar yerel gazetelere tam sayfa destek ilanları verip kentteki bilboardlara afişler astırdı. Beyaz ve Sarı grup yerel gazetelere ilanlar verirken, BDP ve DTK’nin yaptığı açıklamalar ile açıkça desteklediğini bildirdiği Mavi grup ise bilboardlara afişler astırdı. Mavi Grup tarafından bilboardlara asilan afişlerde geçmişte yazılması ve kullanılması suç olan ‘Kürdistan’ kelimesinin kullanılması da dikkat çekti. Asılan Türkçe ve Kürtçe afişlerde ‘Kürdistan’ın dört parçasının ekonomik birliği için mavi listeyi destekleyelim’ ve, ‘Talan edilen Kürdistan kaynaklarını yeniden inşa etmek için tüm yurtsever ve demokratları, Diyarbakırlıları Ticaret ve Sanayi Odası seçimlerinde Mavi listeyi desteklemeye çağırıyoruz’ yazıldı.
KAYA, BDP VE DTK DESTEĞİNE TEPKİ GÖSTERDİ
Seçime, ‘Barış sürecinden ekonomik kalkınmaya’ sloganı ile giren Sarı grubun başkan adayı olan eski Diyarbakır Ticaret ve Sayani Odası Başkanı Mehmet Kaya, BDP ve DTK’yı kast ederek, Diyarbakır’da ilk defa çok açık bir şekilde bir siyasi partinin seçimlerde net olarak taraf olduğunu ifade etmekle birlikte, tüm organları ile seçime müdahale ederek yol almaya çalıştığını söyledi. Kaya, şöyle dedi:
“Aslında bu doğru bir yöntem değil. Bazı kurumlar vardır ki tüm siyasi partilere eşit mesafede olmak zorundadır. TSO’lar da tüm siyasi partilere eşit olma zorunluluğu olan sivil toplum kuruluşlarının başında gelmektedir. Özellikle barış sürecine girilen bu noktada, ki örgüt bugün sınır dışına çekiliyor. Çatışmalı ortamın yarattığı ve üzerini örttüğü bazı sıkıntıların ortaya çıkmasına neden olacaktır. Bunun en önemli sıkıntılarından biri de bölgenin ekonomik yapısından kaynaklı sosyal sorunlardır. Ticaret ve Sanayi odası bu konuda aktif rol alması gereken bir kuruluş. TSO’ya ilgiyi bu çerçevede görmek lazım. Ülke bir barış süreci yaşıyor, bundan sonra yapılması gereken, bölgenin gerçek anlamda kalkınmasını sağlayacak projeler üretmek, ama o projeleri üretirken hem merkezi hükümet hem de yerel yönetimlere doğru ve eşit yakınlıkta kullanarak hayata geçirmek gerekiyor. Eğer yalnızca bir siyasi partinin ve temsilcisinin sanayi odasına girmesi halinde en büyük endişemiz, ister istemez hizmetlerin aksamasına, toplumun tamamına hizmetlerin verilmesini ve aynı zamanda yol açacaktır. Ticaret ve Sanayi odasını özgün ve tarafsız bırakmak bir zorunluluktur. Bunu her hangi bir siyasi partinin arka ve ön bahçesi haline getirmemek lazımdır.”
‘TSO’DA RADİKAL BİR DEĞİŞİKLİĞE GİDİLMESİ İNANCINDAYIZ’
BDP ve DTK’nın desteklediğini açıkladığı Mavi Grubun başkan adayı olduğu belirtilen Filiz Bedirhanoğlu da, Abdullah Öcalan’ın c’Silahlar sussun, fikirler konuşsun’ diyerek genel hatları ile demokratik sürece geçiş diye adlandırılan bir barış sürecine girdiklerini söyledi. Bedirhanoğlu şöyle konuştu:
“Çatışma dönemleri sonrası toplumsal uzlaşı dönemleri aynı zamanda birer kuruluş aşamasıdır. Geleceğe yönelik bir inşa sürecidir. Geleceği inşa süreçlerinde hem ekonomik, hem toplamsal alanlarda kalkınmasını yapabilmiş, geleceğini inşa edebilmiş bir toplum daha özgürlükçü daha demokratik olacaktır. Biz de mavi liste adayları olarak bu toprakların bize kattığı duyarlılıkları, duygusallığı ortak temelinde ticaret odasının birer amaç olmaktan çıkıp ihtiyaçların ve sorunların çözümünde birer araç olması gereğinden yola çıkarak, listemizi demokratik işverenler grubu adı altında seçimlere girmeye karar verdik. Seçimler süreç açısından çok önemli. Çünkü coğrafyamızda ekonomistlerin, sanayicilerin, yatırımcıların, girişimcilerin ticari kuruluşu olan Sanayi ve Ticaret Odası bugüne kadar demokratik katılımcılığı kültürel bir vizyon haline getirmemiş, bu yüzden kentsel bir sinerji yakalayamamıştır. Biz odanın mevcut yapısının yeniden gözden geçirerilerek, sürece uygun bir biçimde radikal bir değişikliğe gidilmesi inancındayız.”
‘DESTEK NORMALDİR’
Bederhanoğlu, BDP ve DTK’nın kendilerine açıkça desteklediğini açıklaması ile ilgili eleştirileri ise şöyle yanıtladı:
“Bu sürecin en başında bir komisyon kuruldu. O komisyon kentin ileri gelenlerine, yatırımcılarına ve ekonomistlerine gitti. Herkesin ortak bir platforma toplanıp, sürece uygun şekilde ekonomimizin toparlanması için ortak çalışmaya davet edildi. Görüşmeler bir noktaya gelip başkanlığa gelip düğümlendi. Biz her hangi bir başkan ile yola çıkmayıp meclis seçildikten sonra belirlenmesini istedik. Fakat, başka kesimlerle yapılan görüşmelerde olay dayatmacı bir şekilde gelip başkanlığa dayandığı için görüşmeler kesildi. Buradaki halkın yüzde 60- 70 iradesini temsil eden BDP ve DTK bu konuda projeleri ile Ticaret Odası konusundaki fikirleri ile mavi liste adaylarını daha çok kendine yakın buldu ve destekleme kararı aldı. Bu normaldir.”