Sadece Hristiyanlıkta değil, bütün inanışlar ve peygamberlerin mesela Budha, Hint kast sistemine karşı çıktığını, saraydan ayrılarak yoksulların arasına karıştığını, Zerdüşt’ün İran din adamlarına karşı çıktığını anlatan Eliaçık, bu kez tarihsel bir perspektif çizdi. Eliaçık, ” Mazdek’te de durum aynıdır. Musa da saraydan çıkıp halkı firavunun zulmünden kaçırmıştır. Yani nereden baksan bundan 5 bin yıl öncesine kadar dünyada bir ezilenler tarihi vardır ve bu hareketlerin önderleri hep peygamberlerdir… İslam’a gelirsek, halife Osman döneminde Ebu Zerr Ğıfari bozulmaya isyan etti. İlk büyük karşı çıkışı yaptı. Ve onu Medine’den sürerek çöle gömdüler. Onun gömülmesiyle birlikte İslam’ın Hz. Muhammed’den gelen damarı, tabiri caizse, bir metafor olarak toprağın altına girdi. Gömüldü yani. Teorik olarak bir ikiye ayrılış oldu bu noktada. Statüko İslam’ı, kendini Bizans’ın ve Sasani’nin mülkiyet geleneklerine kaptırdı. Sonra ikinci olarak isyan eden bir muhalif İslam var. Emevi İmparatorluğu’na isyanlar başladı. Bunların en önemlisi Kerbela olayıdır. Sonra da bu devam etti. Kimi zaman silahlı, kimi zaman silahsız… Kimi zaman yeraltında, kimi zaman yerüstünde. İslam’ın, heterodoks tarihi diyoruz buna. Abbasilerde Zenc isyanı var, zenciler ayaklandı bu kez. Afrika’dan zenci köleler getirip, saray aristokratlarının devletten aldıkları geniş arazilerde ağır şartlar altında çalıştırdılar. Sonra büyük bir isyan başladı. Bu isyanda 500 bin kişi öldü.” dedi.
İSLAM’IN ÖTEKİLERİ KİTABINI YAZACAĞIM…
İslam’ın Kayıp Şehri: El-Muhtare isimli makalesinde bunu ayrıntısıyla ele aldığını dile getiren Eliaçık hoca, ” Karmatiler bunların devamı şeklinde ortaya çıktı. Sonra İsmaililik diye bilinir, Abbasi döneminin yeraltı muhalefetiydiler. Bir de yerüstü muhalefeti vardı ama onlar biraz daha kültürel işlerle uğraşıyorlardı. İslam’ın Yenilikçileri diye kitap yazdım, üç ciltlik bir kitap orada da anlattım. Ama bir kitap daha yazacağım, bu muhalif hareketleri daha derinden inceleyen İslam’ın Ötekileri diye. Nizari İsmaililer var, bir de öncülleri Karmatiler var. Onlar böyle büyük merkezi imparatorluklar kurarak değil, küçük küçük komünal topluluklar kurarak İslam’ın daha iyi yaşanacağını savunuyor. Ve 360’a yakın kale kurmuşlar. Paylaşım esaslı… Özel mülkiyet kalkmış… 200 yıl yaşamıştır. Bayrakları kırmızıdır Karmatilerin ve birbirlerine ‘refik’ yani ‘yoldaş’ derler. Anlayacağın bir orak çekiç eksik! İlginç bir şekilde Marksist yapının birçok sembolü var. Anadolu’ya gelecek olursak… 11. ve 12. Yüzyıl’da Anadolu’da Selçuklular döneminde Babai hareketler mevcut. Onlarda da bu tip temalar vardır. Kanla bastırılmıştır. Kırşehir’de binlercesi, çoluk çocuk dahil öldürülüyor. Daha sonra bunlar Bektaşi çevresine sığınıyor. Oradan Osmanlı bünyesinde Yeniçeri ocaklarına sızarak oradan devam ediyorlar. Orada ilk yıllarda Babailik, Ahilik, Kalenderilik, o Karmati kültürünün devamıdır. Bilinen saray İslam’ının dışında halk İslam’ını savunurlar. Zalimin yanında mazlumu savunurlar. Şeyh Bedrettin’e gelince, o da bir Osmanlı müderrisi. Genellikle sol çevrelerin yorumladığı gibi, Şeyh Bedretin’in metinlerinde öyle sosyalizan bir eğilim yok. Mesela Varidat daha tassavuf ekolü bir kitaptır. Ancak onun etrafında toplanan halk, onu Saray’a muhalif gördüğünden, halkın metinlerinde bu daha net var. Osmanlı tarihinde bu tarz hareketler olmuştur. Osmanlı’nın kendi kültürü bir saltanat kültürü, Sünni bir kültür olduğu için, mesela Araplar arasında İranlılarda olduğu kadar devrimci bir İslam tam olarak gelişmiyor. Var olanlar da Anadolu’da gelişiyor. İstanbul’da yok. Bu sokaktan gelen İslam’ı da, yani muhalif İslam’ı, dışlanan İslam’ı İslamın Ötekileri kitapında toplayacağım” şeklinde konuştu.