Damadın bağlantıları

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Şeytan ayrıntıda gizlidir:
Şeytan Brenton Tarrant, Yeni Zelanda saldırısı için hangi zamanı seçti:
Müslümanlar için kutsal olduğundan “Cuma” gününü mü?
Türkler için manevi değeri yüksek “Çanakkale Savaşı” dönemini mi?
Bu ayrıntı şuradan aklıma düştü:
Faşist Brenton Tarrant yayınladığı bildirisinde Oswald Mosley‘i lideri kabul ediyor; onun gibi “gerçek faşist” olmak istediğini belirtiyor.
Kim bu Oswald Mosley?
1896-1980 yılları arasında yaşadı.
İngiliz soylu ailenin çocuğuydu.
Birinci Dünya Savaşı’nda İngiliz süvari birliğinde görevliydi. Fransa Batı Cephesi’nde yaralandı. İyileşip tekrar cepheye döndü. Yine yaralandı. Bu kez Dışişleri Bakanlığı’nda masa görevi yaptı.
Buraya kadar “sıradan” olan hayatı bir evlilikle değişti.
Lord George Curzon adını bilirsiniz? 1919-1924 yılları arasında İngiltere Dışişleri Bakanı olarak görev yaptı. Bu yıllar arasında Türkiye’ye “kök söktürmek” için elinden geleni yaptı. 1899-1905 yılları arasında Hindistan Genel Valisi olduğu için Anadolu’yu da sömürge yapmak istedi. Bu sebeple, Kürtleri azınlık statüsü içine aldırmak için yaptığı benzer dayatmalar yüzünden Lozan Görüşmeleri yarıda kesildi. Çanakkale Savaşı’nın intikamını almaması içine dert düşürdü…
İşte bu Lord Curzon kızı Cynthia Blanche‘yi 1920 yılında kendileri gibi soylu bir ailenin oğluyla evlendirdi; Oswald Mosley!
Londra St James Sarayı’nda 11 Mayıs’ta gerçekleşen yılın düğününe Avrupa’nın tüm kral ve kraliçeleri katıldı…
Yani… “Gerçek faşist” Oswald Mosley’in ilişkileri bilinmeden “kullanışlı faşist” Brenton Tarrant’ın 50 kişiyi neden öldürdüğü anlaşılamaz.
Devam edelim…

Prens Philip

Oswald Mosley’in politik hayatı kayınpederi Lord Curzon’un bulunduğu Muhafazakâr Parti’de başladı. Avam Kamarası’nın en genç üyesiydi.
Siyasi hayatı “zikzak” çizdi; gitmediği parti kalmadı; sonunda kendi faşist partisini kurdu: Yeni Parti!
Karısı Lady Cynthia Mosley de kurucular arasındaydı. Ölmeseydi Lord Curzon da katılırdı belki partiye; Hindistan’daki ırkçı tavırları biliniyordu. Neyse…
Faşist lider Mosley ilk ziyaretini İtalyan faşist lider Mussolini’ye yaptı. Dönüşünde faşistleri aynı çatı altında toplamak amacıyla İngiliz Faşistler Birliği’ni (BUF) kurdu. Destekçileri arasında Henry Williamson, William Joyce gibi yazarlar da vardı. Taraftarları faşistler siyah tişört giyiyordu. Komünist ve Yahudilere düşmandılar.
Cynthia Mosley, 1933’te öldü. Oswald Mosley, metresi Diana Mitford ile Almanya’da Joseph Goebbels’in evinde evlendi. Adolf Hitler düğünün misafirlerinden biriydi…
Mosley, 1940 yılında İngiltere’nin Hitler ile anlaşması için çaba harcadı. En büyük desteği (Kraliçe II. Elizabeth’in eşi –Yunan Kraliyet ailesine mensup-) Prens Philip Mountbatten’den aldı! Prens Philip’in evlenmeden önce Nazi olup olmadığı hâlâ tartışma konusudur.
Winston Churchill başbakan olur olmaz Mosley’i hapse attırarak soylular arasındaki faşistlerin gücünü kırdı. Mosley üç yıl cezaevinde kaldı sonra ev hapsine alındı.
Savaştan sonra Avrupa’yı birleştirme amaçlı “Birlik Hareketi” kurdu. Artık faşistler gözden düşmüştü. Hayatını Fransa’da geçirdi; “My Life” (Benim Hayatım) adlı otobiyografisini kaleme aldı.
Bu ayrıntıları neden yazdım?

Erdoğan hedefte

Gerçek şu: Faşizm dünyanın başına yine bela olacak.
Tarihin çöplüğüne atılan Oswald Mosley gibi faşistlerin isimlerini sıklıkla duyacağız.
Oyuna gelmemek için gerçekçi değerlendirmeler yapmak zorundayız. Baksanıza kimin eli kimin cebinde! Ancak…
-Erdoğan gibi- sandıktan üç oy fazla almak için bu derece önemli konuyu popülizme malzeme yaparsanız, haklı iken haksız duruma düşmekle kalmazhata yaparsanız!
Facebook, Youtube, Reddit, Twitter gibi sosyal medyalar, saldırının videosunu platformlarından kaldırmak için çalışma yürütürken, Erdoğan mitingmeydanında seyrettiriyor?
Faşist Brenton, 50 kişiyi öldürdü ve tüm Türkleri katletmek istediğini açıklıyor. Bunun Türkiye’ye yansıması, üç fazla oy için can alıcı konu “Eyyy Bay Kemal” diye başlayan iç politika malzemesine dönüşüyor!
Şu güzelim ülkede akılcı analizler yapılamaz oldu. Yahu…
Faşist saldırgan, Sadık Han, Angela Merkel ve Recep Tayyip Erdoğan’ı öldürmeye çağırdı. Bunun üzerine İngilizler MI5 adlı istihbarat birimini harekete geçirerek, Sadık Han’ı öldürmesi muhtemel aşırı sağ örgütler ve bağlantıları konusunda soruşturma başlattı.
Almanya ne yaptı öğrenemedim; ve fakat bizim ne yaptığımız ortada; laf sokuşturuyoruz!
Erdoğan kendini sadece AKP’lilerin cumhurbaşkanı sayabilir ama dünya –ve kuşkusuz faşistler– onu Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı biliyor!
Dünyada faşistlerin hedefi, artık ne Yahudiler ne de komünistler; yeni hedef, Türkler!
Toplumsal uzlaşmaya dünden daha çok ihtiyacımız var. Görmüyor musunuz faşistlerin ne tür bağlantıları var? Uyanık olmak şart…