KANDİL’E OPERASYON
SORU: Türk Silahlı Kuvvetlerinin, PKK’nın ana üstlenmesinin bulunduğu Kandil’e kalıcı bir operasyon gerçekleştirmesi teknik anlamda mümkün mü?
CEVAP: Teknik anlamda mümkündür.
İSTİHBARAT DESTEĞİ
SORU: Türk Silahlı Kuvvetleri PKK ile mücadelede ABD’den istihbarat desteği alıyor mu?
CEVAP: Sınırlı ölçüde alıyoruz.
TUTUKLU KOMUTANLAR
SORU: Çeşitli dava ve soruşturmalarda çok sayıda muvazzaf ve emekli TSK personeli tutuklu yargılanmakta. Bazı çevreler bu durumu PKK terör örgütü ile mücadelede zaaf kaynağı olarak göstermektedir. Bu yorumlara ilişkin düşünceleriniz nedir?
CEVAP: Söz konusu personelin durumu mutlaka sistemi etkilemektedir. Teröristle yürütülen mücadelede askerî faktörlerin yanı sıra, psikolojik faktörler de önemli rol oynar. Yargı sürecindeki personelimizin durumu bizleri derinden üzmektedir. Ancak, bu üzüntümüzün terörle mücadeledeki kararlılığımızı zaafa düşürmesi söz konusu değildir.
KONVOYA SALDIRI
SORU: 18 Eylül’de Bingöl’de meydana gelen olayda bir istihbarat zaafı var mı? Örgütün asker sevkiyatı hakkındaki istihbaratı nasıl elde ettiği hakkında bilgi söz konusu mu?
CEVAP: Olay öncesinde, teröristler tarafından bu olaya yönelik somut herhangi bir duyum veya bilgi alınmamıştır. Konvoy bilgisinin sızmasını önlemek için intikal günü, zamanca aldatma tedbiri uygulanarak değiştirilmektedir. Bu olay öncesinde de aldatma uygulanmıştır.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel gazetemize önemli açıklamalarda bulundu. Sorularımıza yazılı cevap veren Özel, çok tartışılan Bingöl’deki saldırıdan önce tedbir amaçlı olarak “zaman aldatma” taktiğini uyguladıklarını kaydetti. KCK operasyonlarının PKK ile mücadelede hayati öneme sahip olduğunu kaydeden Özel, ABD’den alınan istihbarat desteğinin de sınırlı olduğunu ifade etti. Kandil’e kalıcı bir operasyonun teknik anlamda mümkün olduğunu, örgütün İran ve Suriye’de de kampları bulunduğunu ifade eden Özel, üst düzey yöneticilerinin ise çok sık yer değiştirdiğini ve iyi korunduğunu belirtti. Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in sorularımıza verdiği cevaplar şöyle:
SORU: 2012 yılında terörle mücadelede verilen şehit sayısı ne kadardır? Aynı dönemde kaç örgüt elemanı etkisiz hale getirilmiştir?
CEVAP: TSK olarak 1 Ocak 2012’den 24 Eylül 2012’ye kadar terörle mücadele kapsamında verdiğimiz şehit sayısı 110’dur. Aynı dönemde 427 terörist ölü, 54 terörist yaralı/sağ olarak ele geçirilmiş, 117 terörist kendiliğinden teslim olmuştur. Etkisiz hale getirilen terörist toplamı 598 olmuştur.
SORU: Terörle mücadelede görev alan sınır birliklerinde sözleşmeli asker sayısı ne kadardır?
CEVAP: Şu anda sınır birliklerinde görev yapan sözleşmeli er sayısı 929’dur. Halen eğitimi devam etmekte olan 316 sözleşmeli er, eğitimlerini tamamlamalarını müteakip birliklerine katılacaktır.
SORU: Dönem dönem çeşitli çevrelerce Olağanüstü Hal’in yeniden uygulamaya konulması gündeme getiriliyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz; sizce OHAL gerekli mi?
CEVAP: Siyasi bir karardır.
SORU: Yürürlükte olan yasalar terörle mücadele için yeterli mi? TSK, terörle daha etkin bir mücadele için yeni yasal düzenlemelere ihtiyaç duymakta mıdır?
CEVAP: İhtiyaç olduğu düşünülmektedir. Konu ile ilgili düşünce ve teklifler yetkili makamlara sunulmuştur.
SORU: Türkiye 30 yıldır terörle mücadele ediyor. Sadece askeri yöntemlerle terörün bitirilmesi mümkün mü?
CEVAP: Terörün; siyasi, sosyal, ekonomik yönlerinin olduğu da bilinmektedir. Silahlı örgüt mensuplarıyla (teröristle) mücadele askeri yöntemlerle yapılmalıdır ki, öyle de oluyor.
SORU: KCK operasyonları PKK ile mücadelede etkin rol oynamakta mıdır?
CEVAP: Terör örgütünün işbirlikçileriyle mücadele, teröristlerle mücadele kadar önemlidir. Bölgede korku ve şiddet uygulayan, örgüte zorla eleman kazandıran, özellikle silahlı terör eylemlerini ve sivil itaatsizlik türü eylemleri organize eden, halk üzerinde oluşturduğu baskı ile terör örgütüne zorla para temin eden ve halkımızı devlete karşı provoke edenlerin yakalanması; devletimizin bekasının sağlanması, yasaların hâkim kılınması ve halkın can ve mal güvenliğinin sağlanması için hayati önemi haizdir.
SORU: Örgütün son dönemde özellikle Suriye ve İran tarafından yoğun destek gördüğü sıkça dile getirilmektedir. PKK terör örgütünün söz konusu iki ülkede kampları veya üslenme bölgeleri var mı? Örgütün son dönemde artan saldırılarının iddia edilen bu destekle bağlantısı söz konusu mu?
CEVAP: Terör örgütünün bahse konu ülkelerde terörist kampları vardır. Bu kamplarda teröristler eğitilmektedir. Hiçbir terör örgütü; siyasi, askeri, mali ve psikolojik destek almadan yaşayamaz.
SORU: MİT ve Emniyet ile istihbarat paylaşımı konusunda herhangi bir zafiyet var mı?
CEVAP: Böyle bir zaaf yoktur.
SORU : Türk Silahlı Kuvvetleri PKK ile mücadelede ABD’den istihbarat desteği alıyor mu?
CEVAP: Sınırlı ölçüde alıyoruz.
SORU: PKK terör örgütünün 2012 yılı eylemlerinin önceki dönemlere göre farklılıkları söz konusu mu? Örgütün alan hâkimiyeti kurmak istediğine dair yapılan yorumları nasıl karşılıyorsunuz?
CEVAP: Örgüt 2012 yılını “Final Yılı” olarak ilan etmiştir. Kendine göre son hamlelerini yapmaktadır, ancak başaramayacaktır. Örgütün “alan hâkimiyeti kurmak istediğine dair” verilen demeçler; yersiz, mesnetsiz, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına yakışmayan yorumlardır.
SORU: Türk Silahlı Kuvvetlerinin PKK’nın ana üstlenmesinin bulunduğu Kandil’e kalıcı bir operasyon gerçekleştirmesi sıkça tartışılan bir konu. Böyle bir operasyon teknik anlamda mümkün mü?
CEVAP: Teknik anlamda mümkündür.
SORU: Örgütün üst düzey yöneticilerinin nokta operasyonlarla etkisiz hale getirilmesi imkânsız mı?
CEVAP: Çok iyi korunuyorlar ve çok sık yer değiştiriyorlar. Etkisiz hale getirmek için çalışıyoruz.
SORU: PKK terör örgütünün elinde füze ve gelişmiş silahların olduğu iddiası doğru mudur?
CEVAP: Teyide muhtaç bilgiler alıyoruz.
SORU: Daha önceki açıklamalarınızda Dersim arşivlerinin tasnif edilmeye başlandığını belirtmiştiniz. Arşivlerin açılma tarihi belli mi?
CEVAP: Çalışma devam ediyor.
SORU : 35 yılı aşkın askerlik hayatınızda canınızı en çok yakan anınızı bizimle paylaşır mısınız?
CEVAP: Bu soruya cevap verilmeyecektir.
SORU: Her şehit haberinden sonra birileri çıkıp “Neden hiç zenginlerin çocukları şehit düşmüyor?” sorusunu yöneltiyor. Bu tür tepkileri nasıl karşılıyorsunuz?
CEVAP: Askerlik hizmeti Vatan hizmetidir. Zengin fakir ayırımı yapılmaz.
SORU: Şimdiye kadar çok kez silah arkadaşlarınızın cenazesine katıldınız. Her seferinde bu acıyı tekrar tatmak duygu dünyanızda ne tür değişikliklere neden oluyor?
CEVAP: Tarifi mümkün olmayan çok acı bir durum. Allah kimseye göstermesin.
Necdet Özel: Yargılamalar teröre karşı mücadelemizi etkilemezYargı sürecindeki personelimizin durumu bizleri derinden üzmektedir. Ancak, bu üzüntümüzün terörle mücadeledeki kararlılığımızı zaafa düşürmesi söz konusu değildir.
SORU: Çeşitli dava ve soruşturmalarda çok sayıda muvazzaf ve emekli TSK personeli tutuklu yargılanmaktadır. Bazı çevreler bu durumu PKK terör örgütü ile mücadelede zaaf kaynağı olarak göstermektedir. Bu yorumlara ilişkin düşünceleriniz nedir?
CEVAP: Söz konusu personelin durumu mutlaka sistemi etkilemektedir. Daha önce de ifade edildiği gibi, tecrübeli personelin tutuklanmaları sebebiyle kadro görevlerinden uzak kalmalarının Türk Silahlı Kuvvetlerinin anayasa ve kanunlar ile üstlenmiş olduğu görevlerin ifasına olumsuz yansımaları olmaması için, imkanlar ölçüsünde gerekli tedbirler alınmıştır. Teröristle yürütülen mücadelede askeri faktörlerin yanı sıra, psikolojik faktörler de önemli rol oynar. Yargı sürecindeki personelimizin durumu bizleri derinden üzmektedir. Ancak, bu üzüntümüzün terörle mücadeledeki kararlılığımızı zaafa düşürmesi söz konusu değildir.
Sevkiyatlarda güvenlik tedbirleri tam alınıyor
SORU: 18 Eylül’de Bingöl’de meydana gelen saldırıda askerlerin toplu halde ve silahsız olarak sevk edildikleri iddia edildi ve bu durum eleştirildi. Söz konusu eleştirileri nasıl yorumluyorsunuz? Personelin izne gidiş dönüşlerinde veya terhislerinde havayolu ile sevkiyat yapılamaz mı?
CEVAP: Öncelikle eleştiriler, doğru bilgiye dayanıyorsa, yıkıcı değil yapıcı ise değer ifade eder. Bingöl’deki terörist saldırıda intikal esnasında alınan emniyet tedbirlerinin neler olduğu, Bingöl Valiliği’nin 18 Eylül 2012 tarihli açıklamasında da ifade edilmiştir. Sorun, bu alınan tedbirlerin etkinliği ve yeterliliği ile ilgilidir. Olayla ilgili olarak 8’inci Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından adli soruşturma başlatılmıştır.
Olayda, Elazığ-Bingöl-Muş karayolu güzergâhında konvoy öncesi menfezler dâhil yolun kontrolü yapılmış, 25 ayrı kontrol noktasında yolun emniyeti timlerce alınmış, ayrıca güzergâhta 6 BTR ve 4 shorland zırhlı aracı ile yol emniyet ve kontrol devriyesi icra edilmiştir. Konvoyun önüne ve arkasına zırhlı Kobra araçları, ortasına jammer konularak emniyet artırılmıştır. Olası herhangi bir gelişmeye müdahale etmek üzere silahlı helikopterler Bingöl merkezde hazır bekletilmiştir. Personelin hava yolu ile intikal ettirilmesi kapsamında; mevcut yönetmelik, personel intikallerinin yoğunluk arz ettiği dönemlerde, hava yolundan da istifadeyi mümkün kılmaktadır. Kasım 2011’den itibaren askeri personelimizi, imkanlar ölçüsünde, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın uçaklarından ve bölgedeki helikopterlerden istifade ederek hava yoluyla taşıyoruz. Bu kapsamda bugüne kadar toplam 10.352 personelin havadan intikali sağlanmıştır. Ayrıca konuyla ilgili olarak, Milli Savunma Bakanlığı ile havayolu şirketleri arasındaki görüşmeler devam etmektedir. Ancak her halükârda, uygulamada bütün intikallerin havayolu ile yapılması mümkün olmayabilecektir.
BİNGÖL’DE İSTİHBARAT ZAAFI YOK
SORU: 18 Eylül’de Bingöl’de meydana gelen olayda bir istihbarat zaafı var mı? Örgütün asker sevkiyatı hakkındaki istihbaratı nasıl elde ettiği hakkında bilgi söz konusu mu?
CEVAP: Olay öncesinde, teröristler tarafından bu olaya yönelik somut herhangi bir duyum veya bilgi alınmamıştır. Konvoy bilgisinin sızmasını önlemek için intikal günü, zamanca aldatma tedbiri uygulanarak değiştirilmektedir. Bu olay öncesinde de aldatma uygulanmıştır.
SORU: Afyon’da meydana gelen patlama ile ilgili sabotaj iddiaları konusunda ne düşünüyorsunuz?
CEVAP: Konuyla ilgili olarak Askerî Savcılık açıklamasını yapmıştır.