Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde insan hakları dersi veren Prof. Dr. Anıl Çeçen, Kürt sorunuyla ilgili tartışma yaratacak bir öneri getirdi. Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu bünyesindeki Terör ve Şiddet Olayları Kapsamında Yaşam Hakkı İhlallerinin İncelenmesine Dair Alt Komisyon’a bilgi veren Çeçen, “Güneydoğu’da yaşanan teröre artık biz normal koşullarda insan hakları açısından bakamayız. Savaş hukuku açısından bakmak durumundayız” dedi. Radikal gazetesinin haberine göre, devletin egemenliğini göstermesi gerektiğini savunan Çeçen, Kürt ailelerin 10 çocuk sahibi olmasını eleştirerek, doğum kontrollü uygulanmasını da önerdi.
SAVAŞ HUKUKU LAZIM
Şırnak’ın Uludere ilçesinde 35 vatandaşın yaşamını yitirdiği vahim olay tartışılırken, Meclis İnsan Hakları Komisyonu’na konuşan kamu hukukçusu Prof. Çeçen’in önerisi şok etkisi yarattı. Güneydoğu ve Kuzey Irak’taki çatışmanın bir ‘ön savaş’ olduğunu ileri süren Çeçen şunları söyledi: “Güneydoğu’da yaşanan teröre biz artık normal koşullarda insan hakları açısından bakamayız. Sürekli silahlı çatışmalar, sürekli zarar var. Bu çerçevede de biz artık İnsan Hakları Sözleşmesi’nin getirdiği temel haklar çerçevesinde konuyu değerlendirme noktasında değiliz. Vur gerilla vur’ sözlerinin arttığını görüyoruz. Diğer yandan bölgedeki belediyelerin bir araya gelerek bölgesel belediyeler birliği yapılanmasına gittiğini görüyoruz. Eğer Türkiye Cumhuriyeti Devleti devletse, devlet olduğunu bilecek. Çünkü bir devlet ya vardır ya yoktur. Varsa egemenliğini kullanır, yoksa başka devlet modelleri devreye girer. Güneydoğu’da yaşanan terörü o zaman bir savaş öncesi dönem olarak görmek ve bu çerçevede, savaş hukukunun yani Cenevre’de imzalanan protokolleri gündeme getirmek zorundayız. Yani bölgeyle ilgili olarak yapılmayan bir şeyi öneriyorum.”
Prof. Çeçen’in önerileri bununla da sınırlı kalmadı. Çeçen, geçmişte de zaman zaman dile getirilen ‘Kürt nüfusunun artması’ meselesine de kendine göre ‘çözüm’ getirdi.
KÜRT’E DOĞUM KONTROLÜ!
Prof. Anıl Çeçen, “Neden bugün Türklere yönelik bir doğum kontrolü yapılırken Doğu Anadolu’da yoksul Kürtlerin 10 tane çocuğu var? Ben araştırdım. Baktım ki, Dünya Bankası fonlarından bunlara para yardımı yapılıyor. Burada bir plan var” iddiasında bulundu.
Meclis’teki komisyon toplantısındaki açıklamalarına dair Radikal’in sorularını yanıtlayan Çeçen, “İnsan hakları, normal barış koşullarında geçerlidir, Silahlı çatışma ortamında en temel hak olan yaşama hakkı ortadan kaldırıldığı için farklı bir hukuk uygulanmaktadır o da savaşı önlemek, savaşı kurallara bağlamak, silahlı çatışmanın yarattığı zararları tazmin etmek” dedi. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ndeki “Hiç kimse keyfi olarak sürgün edilemez” ilkesini hatırlatmamız üzerine ise Çeçen “Silahlı çatışma ortamında güvenlik olmadığı için herkes terk etmek durumunda kalıyor” yorumunda bulundu.
“FÜZE ATILSIN”
Prof. Dr. Anıl Çeçen, toplanma ve örgütlenme hakkının sınırlandırılıp sınırlandırılamayacağı sorumuza da şu yanıtı verdi: “ Tabii sınırlandırılabilir. Nerde bir topluluk varsa uydu üzerinden yer tespiti ile bir füze göndermek mümkün. 40-50 kişi bir araya geldiyse ve bu olaylar tırmandırılmak isteniyorsa pek ala hedef olacak. O zaman terörün tırmanmasını önlemek üzere geçici bir süre, silahlı çatışma ortamı ortadan kalkana kadar bu tür toplantılar sınırlanabilir. Ama sürekli olur demiyorum.”
Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Anıl Çeçen, tutuklanma ve sürgün meselesinin de anlattığı çerçevede ele alınması gerektiğini savundu.
İNSAN HAKLARI DERSİ VERİYOR
1948 doğumlu Prof. Dr. Anıl Çeçen, AÜ Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 1974-1978 arasında Unesco Eğitim Komitesi Sekreterliği’ni yürüttü. Günümüzde AÜ Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilimdalı başkanlığını yürütüyor. İnsan hakları ile Atatürk İlke ve İnkılap Tarihi dersi veriyor. Çeçen’in Türkiye’de Sendikacılık, Adalet Kavramı, Sosyal Demokrasi, Türk Devletleri, Tarihte Türk Devletleri, İnsan Hakları, Halkevleri başlıklı kitapları bulunuyor.
SAVAŞAN TARAF…
Prof. Anıl Çeçen’in ‘savaş hukuku’ önerisine hukuk çevrelerinden uyarı geldi. Radikal’e konuşan Uluslararası İlişkiler Profesörü İlter Turan, savaş hukukunun gayri nizami örgütlerle yürütülen mücadelede uygulanamayacağını söyledi. Eski Adalet Bakanlarından Hikmet Sami Türk ise savaş hukuku uygulanması halinde PKK’nın ‘savaşan taraf’ haline geleceğine dikkat çekerek, “Bu durum PKK’yı savaşan devlet olarak kabul etmek demektir” dedi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin eski yargıçlarından CHP Milletvekili Rıza Türmen de şunları söyledi: “Cenevre sözleşmelerini uygularsanız mahkum olan PKK’lılar savaş tutsağı sayılacak. Savaş esiri sayıldıkları için Kızılhaç onları ziyaret edecek. PKK’ya ‘savaşan taraf’ statüsü vereceksiniz. Üstelik İnsan Hakları Sözleşmesi’nden doğan yükümlülükler de kalkmayacak.”