DOLAR

34,5467$% 0.18

EURO

36,0147% -0.62

STERLİN

43,3470£% -0.52

GRAM ALTIN

3.005,41%1,48

ONS

2.705,79%1,29

BİST100

9.549,89%1,94

a

HANGİ BELGE OLURSA OLSUN ERMENİ TEZLERİ FOS ÇIKIYOR

Rus, İngiliz ve Ermeni Arşivleri de Ermeni Tezlerini Yalanlıyor. İşte o gerçekler...

 1915 olaylarına ilişkin iddiaları, Rus ve İngiliz arşivlerinin yanı sıra Ermeni kaynakları üzerinden araştıran AK Parti Ankara Milletvekili Prof. Dr. Seyit Sertçelik, Osmanlı’ya karşı 300 bine yakın Ermeni’nin savaştığını belirterek, ”1914-1918 yılları arasında Ermenilerin toplam kayıpları iddia edildiği gibi 1,5 milyon değil 150 bin civarında. Rus ve Ermeni arşiv belgeleri de Ermeni tezlerini yalanlıyor” dedi.

Ermenice ve Rusca bilen Sertçelik, ”Ermeni Belleteni dergisinde 1916’da yer alan başyazıda, ‘Şimdi yavaş yavaş yok olanların büyük bölümü ortaya çıkıyor. Ancak devasa boyutlarda olduğu söylenen felaket, ne mutlu ki gerçekleşmedi’ ifadeleri yer alıyor. Ermeni yayıncılarından Arşak Çobanyan da ‘Türkiye’de Ermenilerin yok edildiği gerçek değildir’ diyor. Ermeni soykırımı iddiası yalan bir projedir” diye konuştu.
1915 olaylarının 100’üncü yıl dönümünde Türkiye’ye karşı uluslararası boyutta büyük bir kampanya hazırlığı içindeki Ermeni lobisine karşı Türkiye’de de çalışmalar yürütülüyor. Tarihçi milletvekilleri Prof. Dr. Seyit Sertçelik ve Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’nun yanı sıra diplomat kökenli milletvekili Faruk Loğoğlu, TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam başkanlığında oluşturulan komisyonda birikimlerini birleştirerek, Ermeni tezlerine karşı arşiv belgeleri üzerinden çalışma yürütüyor.
Çalışmaları AA’ya değerlendiren AK Parti Ankara Milletvekili Seyit Sertçelik, Ermeni iddialarını yin Ermeni kaynaklarıyla çürüteceklerini söyledi. Ermenice ve Rusça bilen Prof. Dr. Sertçelik, 8 yıl süreyle Rus arşivlerinde yaptığı araştırmaları kamuoyuyla paylaşmaya hazırlanıyor. Daha önce yazdığı, ”Rus ve Ermeni kaynakları ışığında Ermeni sorununun ortaya çıkış süreci, 1678-1914” isimli kitabını, mart ayında çıkacak yeni bir kitapla destekleyeceğini kaydeden Prof. Dr. Seyit Sertçelik, Osmanlı’da ”millet-i sadıka” olarak anılan Ermenilerin, ”sorun” haline geliş sürecinin, 1678 yılında başladığını dile getirdi.
”Ermeniler İlk Kez 1828’de Kan Döktü”
Ermeni sorununun temelinde, Ermenilerin Anadolu’da bağımsız devlet kurma planlarının yattığını belirten Seyit Sertçelik, İran’ın idaresi altında yaşayan Ermenilerin, Hristiyan Ermeni Devleti kurma girişimlerinin sonuçsuz kalması üzerine Osmanlı coğrafyasından toprak koparmaya yöneldiklerini vurguladı.
Sertçelik, ”Ermeniler, 1828-1829 Osmanlı-Rus savaşında Ruslara destek verdi. Rus ordusu Doğubeyazıt’ı işgal ettiğinde Anadolu Ermenileri binlerce Türkü, yani komşularını katletti. İşte ilk kez Ermenilerin kan dökmesi böyle oldu. Bu olayla birlikte Ermeniler, artık ‘millet-i sadıka’ olarak anılmazlar. Osmanlı coğrafyasında bilhassa Doğu Anadolu’da Ermenilere karşı soğukluk ve güvensizlik başlar. Hatta o bölgede yakınlarını kaybeden Türklerin intikam almasından korkan 90 bin Ermeni, Erivan bölgesine, Ermeni nüfusun yoğun olduğu bölgelere doğru göç eder. 1877-1878 Osmanlı-Rus harbinden sonra imzalanan Berlin Anlaşmasına, Anadolu’da yaşayan Ermeniler’in, Kürt ve Çerkez’lere karşı korunmasına dair bir madde konulmasıyla birlikte Ermeni sorunu 1878 yılında uluslararası sorun haline geldi” diye konuştu.
”Ermeniler, İtilaf Devletlerinin Küçük Müttefikiydi”
1890’dan sonra Anadolu’nun birçok yerinde Ermeni isyanları başladığını anlatan Prof. Dr. Sertçelik, ”Bu isyanlar döneminde 300 bin Ermeni’nin katledildiği ileri sürülüyor. Ama doğrusu 1890-1909 yılları arasındaki kayıplar, yaklaşık 10 bin civarındadır. O dönemdeki Rus istihbaratçıları, Ermenilerin kayıpları konusunda sayılara bir sıfır eklediklerini söyler. 100 kayıp varsa 1000 derler” dedi.
Ermenilerin, 1. Dünya Savaşının çıkmasıyla birlikte ”bağımsız devlet kurma” hayaline oldukça yaklaştıklarını düşünerek, savaşı coşkuyla karşıladıklarını ifade eden Prof. Dr. Seyit Sertçelik, şöyle konuştu : ”Bu tarihi fırsatı değerlendirmek için hızla örgütlenen Ermeni çeteleri, Çarlık Rusyası’nın da desteğiyle 8-10 bin kişilik 6 gönüllü Ermeni birliği kurdu. Ayrıca, Rus ordusu bünyesinde Osmanlıya karşı savaşan 150-300 bin arasında Osmanlı Ermenisinin olduğunu görüyoruz. Ermeni’lerin mazlum ve mağdur olduğu düşüncesi hiç tutarlı değildir. Ermeni ileri gelenleri, 1. Dünya Savaşında itilaf devletleri safında, savaşın bir tarafı ve küçük müttefiki olduklarını söylerler. Yani savaşın bir tarafıdır, mağdur oldukları söylenemez” dedi.
”1914-1918 Arasında Toplam 150 Bin Ermeni Öldü”
Ermeni çetelerinin, Anadolu’da telgraf tellerini keserek, haberleşmeyi durdurmak istediğini, bununla yetinmeyip önceleri devlet memurlarına sonra da sivil Müslümanlara saldırdığını anlatan Prof. Dr. Sertçelik, ”Köylere kitlesel katliam saldırıları gerçekleştirdiler. Bunun üzerine Osmanlı Devleti, ülke topraklarında güvenliği sağlayabilmek için 1915’te Ermeni vatandaşlarını Mezopotamya bölgesine gönderdi. İngiliz kaynaklarına göre bu tehcir sırasında 450-500 bin Ermeni, güneye gönderildi. Rus arşiv belgelerinden de 360 bin Ermeni’nin Rusya’ya kaçtığı anlaşılıyor. Toplamda 1914-1918 yılları arasında Ermenilerin kayıpları 150 bin civarında. Karşımıza çıkarılan 1,5 milyon sayısı, sayılara ilave edilen sıfır alışkanlığından kaynaklanıyor. Ölen bu 150 bin Ermeni’nin önemli bir kısmı da cephede Osmanlı’ya karşı savaşırken, kurşun atarken öldüler” diye konuştu.
”O Dönemin Ermeni Kaynakları Da Yalanlıyor”
Prof. Dr. Sertçelik, İngiliz, Rus ve Osmanlı arşiv belgelerinin yanı sıra o dönemin Ermeni kaynaklarında da 1915’te ”soykırım” yaşandığına dair Ermeni tezlerini çürüten verilerin yer aldığına dikkati çekiyor.
Ermeni Belleteni dergisinde 1916’da yer alan başyazıda ‘Şimdi yavaş yavaş yok olanların büyük bölümü ortaya çıkıyor. Ancak devasa boyutlarda olduğu söylenen felaket, ne mutlu ki gerçekleşmedi’ denildiğini kaydeden Sertçelik, ”Ermeni yayıncılarından Arşak Çobanyan da ‘Türkiye’de Ermenilerin yok edildiği gerçek değildir’ diyor. Ermeni soykırımı iddiası yalan bir projedir. Dönemin olağanüstü koşullarını gözönüne alındığında tehcir kararının kaçınılmaz olduğunu söyleyebiliriz. Bu husus, ulusal ve uluslararası hukuk bakımından meşruiyeti ve hukukiliği bulunan bir devlet tasarrufudur” diye konuştu.
”Rus İstihbaratçılar Anadolu’yu Çok İyi Biliyordu”
Hem Osmanlı arşivlerinde hem de Rus arşivlerinde Birinci Dünya Savaşı başladığında Osmanlı coğrafyasında 1 milyon 300 bin Ermeni yaşadığına dair verilerin örtüştüğüne dikkati çeken Sertçelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Ruslar, 1830’lu yıllardan beri başta İstanbul olmak üzere Anadolu’yu ele geçirebilmek için projeler hazırlıyordu. Rus ordusunun Anadolu’ya geldiğinde bir sürprizle karşılaşmaması için Anadolu’yu önceden tanımaya çok önem veriyorlardı. Bu yüzden de Anadolu’da yaşayan gayrimüslimlerin, özellikle Ermenilerin nüfuslarının doğru bilinmesi gerekiyordu. Kendilerine yardım edecek sayıyı bilmek istiyorlardı. Bu yüzden de sayıları şişirmenin bir anlamı yoktu. Dönemin Rus Genelkurmay istihbaratçıları Anadolu’nun adeta fotokopisini çekmişti. Yeraltı ve yerüstü kaynakları üzerine detaylı çalışmalar yapmışlardı. Anadolu işgal edildiğinde, vakit kaybetmemek amacıyla titiz araştırmalar yapmışlardı. Şehirlerin yıllık olarak ısı değerlerini, yağış miktarlarını, nerelere kar yağacağını, su kaynaklarını ve yolları dahi rapor etmişlerdi.”

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

DALIP GİDECEKSİNİZ UZAKLARA!

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.