35,2574$% 0.22
36,8178€% 0.22
44,2246£% 0.03
2.981,06%0,12
2.632,20%-0,06
9.949,01%0,33
Diyorlar ki:
Erdoğan’a-AKP’ye önyargılısınız.
Hiç önyargım olmadı.
Sadece, güvenmedim.
Sadece, Erdoğan’ın 16 yıl önce seçmeni kandıracağını öngördüm.
Haklı çıktım! Nasıl mı?
Bu soruyu Erdoğan yanıtlasın!
Tarih: 26 Eylül 2002.
Perşembe. Saat11:00.
Erdoğan, İstanbul Grand Cevahir Otel’de “AK Parti 3 Kasım 2002 Seçim Beyannamesi”ni açıkladı. Mikrofonu eline aldı bakın -16 yıl önce- neler dedi:
Dedi ki: Dünyada köklü dönüşümler yaşanırken Türkiye, zamanını ve enerjisini iç meseleleriyle uğraşarak tüketmektedir. Artık, kendi içine dönük böyle bir sistemle toplumun talepleri karşılanamayacağı gibi, uluslararası camianın saygın üyesi de olunamaz…
Dedi ki: DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümetinin uyguladığı ekonomik istikrar programları ve acı reçeteler halkı canından bezdirdi. Üretim gücü zayıflatıldı, istihdam azaltıldı ve kaynakların üretimi yerine rant gelirlerine yönelindi…
Dedi ki: Ülke, iç ve dış yatırımcılar açısından cazibesini kaybetti; Türkiye ürkütücü boyutlarda mali ve beşeri sermaye kaybına uğradı. İyi yetişmiş nitelikli insanlarımızarasında bile işsizlik had safhaya ulaştı; yetenekli genç beyinler geleceklerini yurtdışında iş aramanın telaşına düştü…
Bugüne ne kadar benziyor değil mi?
Durun yeni başladık; daha neler dedi neler…
Dedi ki: Kamu açıklarına dayalı ve sadece sıcak para girişiyle desteklenen büyüme modelinin sürdürülemeyeceği açıktır. Kamu açıkları, harcamalarda tasarruf ve verimliliğinartırılması yoluyla azaltılacaktır…
Dedi ki: Ekonomik ve sosyal altyapı yatırımlarına öncelik verilecek; taşıt alımı, lojman ve sosyal tesis gibi verimsiz harcamalar yapılmayacaktır…
Dedi ki: Siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanmasına paralel olarak döviz kurlarındada istikrar sağlayacağız…
Dedi ki: Yoksulluğun ve gelir dağılımındaki dengesizliğin temelinde yolsuzlukların yattığı, son yıllarda açıkça görülmüştür. Kamu kesimi rant dağıtma mekanizması olmaktan çıkarılacaktır…
Dedi ki: Yolsuzluğun önlenmesinde temel öncelik, siyasetin ve kamu yönetiminin yolsuzluktan arındırılması olmalıdır. Ülkemizin uluslararası imajını zedeleyen yolsuzluk olaylarının ortaya çıkarılması ve suçluların cezalandırılması için gerekli idari ve hukuki önlemler alınacaktır…
Dedi ki: Kamu rant dağıtma mekanizmasıolmaktan çıkarılacak. Kamu otoritesini kullanan siyasetçilerin ve kamu yöneticilerinin mal varlıkları şeffaf hale getirilecektir…
Dedi ki: Kamu yöneticilerinin atanmasında teknik yeterliliğin yanı sıra, dürüstlük temel bir ölçüt olarak dikkate alınacak. Personel alımında objektif kriterler getirilecek, terfilerde liyakat ve fırsat eşitliği esas alınacaktır…
Dedi ki: Partimiz, hükümetin ve kamu yöneticilerinin hesap verme sorumluluğunu açıkça kabul etmektedir. Yolsuzluklara imkan vermeyen şeffaf devlet anlayışını yerleştirecektir…
Dedi ki: Parti çıkarlarını ülke çıkarlarının üstünde tutan “negatif siyaset” değil, ülke çıkarlarını parti çıkarlarından önde tutan “pozitif siyaset” takip edeceğiz…
Gülmeyiniz!
Daha ne komikleri var!
Dedi ki: Önyargılardan ve saplantılardan arınmış gerçekçi bir dış politika izleyeceğiz. Dış politikada karar verme ve uygulama sürecine parlamento ve toplumun çeşitli kesimlerinin katılımı sağlanacaktır…
Dedi ki: Partimiz, siyasi alanın daralmasına, temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasına, kamuda göreve alınmada eşitsizliklere neden olan düzenlemelere ve uygulamalara son verecektir…
Dedi ki: Partimiz, düşünce ve ifade özgürlüğünün tam olarak sağlanmasını sınırlayan engelleri kaldıracaktır. Devlet yönetimini şeffaf hale getirecektir…
Dedi ki: Temel yasal düzenlemelerin ve anayasal değişikliklerin yapılmasında partimizin Meclis’teki sayısal üstünlüğü yeterli olsa bile, mümkün olabilecek en geniş toplumsal mutabakat aranacaktır…
Dedi ki: Hukuku, korkutmanın ve cezalandırmanın değil, adaleti sağlamanın aracı olarak görüyoruz. Hukukun siyasallaşmasını engelleyen önlemler alınacaktır..
Dedi ki: Eğitimde önyargılı ve ezbere dayanan yaklaşım terk edilecek; evrensel değerleri öne alan çağdaş yaklaşım benimsenecektir. Üniversiteler, her çeşit düşüncenin demokratik bir ortamda, hoşgörü içinde öğretilip tartışıldığı, yasakların ve sınırlamaların olmadığı özgür foruma dönüştürülecek. Rektör, dekan, bölüm başkanı gibi her kademedeki yöneticinin seçimle işbaşına gelmesi sağlanacaktır…
Dedi ki: Ülkemizin temel gıda ürünleri açısından kendi kendine yeterli olması sebebiyle, tarım arazilerinin sürekli işlenir halde tutulması, tarımsal üretimde verimliliğin artırılması amacındayız. Hayvancılığı mutlak geliştirmek zorundayız…
Dedi ki: Çevrenin korunması amacıyla yenilenebilir-temiz enerji kaynaklarından yararlanacağız…
Dedi ki: İşçilerden alınan gelir vergisi ve sigorta primlerini mutlak azaltacağız…
Dedi ki: Partimiz, siyaseti ahlaki bir çizgiye yerleştirecektir..
Uzatmayayım… Neler dedi Erdoğan biliyorsunuz.
Peki, 16 yılda ne yaptı?
24 Haziran’da kandırılmaktan hoşlananlar hala varsa ne diyebiliriz?
Böyle bir sonuç; siyasetin değil, psikolojinin alanına girer!
İsterseniz "Devam" Dersiniz
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.