İZMİR’in işgali sırasında, düşmana ilk kurşunu atarak milli mücadeleyi başlatan Şehit Gazeteci Hasan Tahsin, Konak’taki İlk Kurşun Anıtı önünde düzenlenen törenle anıldı. Törene katılan bazı kişiler, üzerinde ‘T.C.’ yazan kırmızı şemsiye açıp, “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” sloganı attı.
İzmir’in işgalinin başladığı 15 Mayıs 1919 tarihinde Yunan askerlerine ilk kurşunu atan ve orada şehit edilen Gazeteci Hasan Tahsin, İzmir’deki İlk Kurşun Anıtı önünde düzenlenen ve yaklaşık 150 kişinin katıldığı törenle anıldı. Törene İzmir Vali Yardımcısı İbrahim Ballı, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Adnan Oğuz Akyarlı, CHP İzmir Milletvekilli Alaattin Yüksel, CHP İzmir İl Başkan yardımcıları Ülkümen Rodoplu, Hüseyin Mutlu Akpınar, Bornova Belediye Başkanı CHP’li Kamil Okyay Sındır, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu’nun yanı sıra gazeteciler ve vatandaşlar katıldı.
Şehit Gazeteci Hasan Tahsin Ortaokulu öğrencilerinin de hazır bulunduğu törende hava güneşli olmasına rağmen üzerinde ‘T.C.’ yazan kırmızı şemsiyeler açıldı, bazı vatandaşlar “Ne Mutlu Türk’üm diyene” sloganı attı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkan Yardımcısı Misket Dikmen, İlk Kurşun Anıtı’na çelenk koydu.
‘DÜNYANIN EN BÜYÜK GAZETECİ HAPİSHANESİ’
Dikmen, törende yaptığı konuşmada, 94 yıl önce ilk kurşunu atan Hasan Tahsin’in, Türk ulusunun özgürlük simgelerinden olduğunu belirterek, gazetecilere yönelik baskıların tehditlerin devam ettiğini söyledi. Dikmen, şöyle konuştu:
“Gazeteciler, aydınlar cezaevine atılarak susturulmaya, sindirilmeye, ağır ağır öldürülmeye çalışılıyor. Türkiye tutuklu ve hükümlü gazeteci sayısı bakımından dünya birinciliğini sürdürüyor. Türkiye, dünya basın özgürlüğü sıralamasında en gerilerde. Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün yayınladığı 2013 Dünya Basın Özgürlüğü Raporu’nda Türkiye 179 ülke içinde bir önceki yıla göre altı basamak gerileyerek 154’üncü sırada yer aldı. Örgüt, Türkiye’yi ‘Dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi’ olarak tanımlıyor. Gazetecilik giderek daha çok cesaret gerektiriyor. Kalemini satmayan yürekli gazeteciler ülkemizde ya öldürülüyor ya cezaevlerinde tutuluyor ya işten çıkarılıyor ya da susturulmaya çalışılıyor. Bu ağır ve zorlu meslek koşulları içinde umutlarımızı yitirmeden, mesleğimizin olmazsa olmazlarından ödün vermeden ulusça birlik ve beraberlik inancıyla mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz.”
Anma törenine katılanlar, konuşmaların ardından İlk Kurşun Anıtı’nın önünden ayrıldı.