TÜRK Kızılayı Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, Çeşme’de verdiği konferansta, depremden sonra oluşan dalgalara değinerek, “İzmir ve çevresinde tsunami olmaz” dedi.
Türk Kızılayı Genel Başkan Başdanışmanı ve Afete Hazırlık ve Deprem Eğitim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı (AHDER) Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, Çeşme Gençlik Platformu Derneği tarafından Emir Çakabey Kültür ve Sanat Merkezi’nde ilköğretim öğrencilerine yönelik olarak düzenlenen ‘Deprem ve Depremden Korunmanın Yolları’ konulu konferansa katıldı. Konferansı, Kaymakam İnci Sezer Becel, Belediye Başkanı CHP’li Faik Tütüncüoğlu, Çeşme Emniyet Müdürü Mahmut Muçlu ve 200’e yakın öğrenci ve öğretmen izledi.
Konuşmasına Çeşme’nin depremselliği ile başlayan Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, ilçenin birinci derece deprem bölgesinde olduğunu söyledi. Prof. Dr. Işıkara, “Çeşme beşik gibi. Sabah akşam sallanıyorsunuz. Çeşme’nin yakın çevresinde 6’nın üzerinde, hele hele 5’in üzerinde çok deprem var. Dolayısıyla siz depremle beraber yaşıyorsunuz. Burada kaplıcalar, termal oteller var. Kaplıca dediğiniz zaman orada aktif fay var demektir. Fayın hareketi yeraltı sularını ısıtıyor, o sürtünmeden kaynaklı kayaçlardaki faydalı mineraller suya katıldığı için şifalı su oluyor. Aktif faylarla iç içe yaşıyorsunuz. Onun için de erken uyarı sisteminin pek bir faydası yok” dedi.
İZMİR VE TSUNAMİ
Deprem sonrasında özelikle açık denizlerde ve okyanuslarda tsunami olabildiğine de dikkat çeken Prof. Dr. Işıkara, “İzmir ve çevresinde tsunami olmaz. Deprem şiddetli lodoslarda olursa 2.5-3 metre dalgalar olur. Geçen yıl Japonya’da deprem sonrası tsunami olmuştu. Japonlar tsunami dalgasını 6 metre yüksekliğine göre hesap etmiş ve tsunami setini 6 metre yapmışlar. Eğer bunu 10 metre yapmış olsalardı, dalgalar o sete çarpıp gidecekti. 18 bin kişi hayatını kaybetmeyecekti” diye konuştu.
DEPREM BİLİNCİ 1999 DEPREMİNDEN SONRA BAŞLADI
Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, 1900-2010 yılları arasında toplam 110 yılda Türkiye ve yakın çevresinde 11 bin 332 deprem olduğunu, Türkiye’de sadece büyüklüğü 4’ün üzerinde olan deprem sayısının 9 bin 200 olduğunu belirtti. Türkiye’de deprem bilincinin 1999 yılındaki büyük depremlerden sonra oturmaya başladığını kaydeden Prof. Dr. Işıkara, “Bu tarihten önce ülkemizde inanılmaz bir sorumsuzluk, umursamazlık söz konusu. Alacağımız evin manzarası var mı? Çeşme Koyu’nu görüyor mu? Hep bunları araştırmışız ama hiçbir zaman, ‘Aldığımız ev depreme dayanıklı mıdır?’ sorusunu sormamışız” dedi.
BİLİRİM DİYENLERE İTİBAR ETMEYİN
Medyada, ‘Depremi ben önceden bilirim’ diyen insanlara yer verildiğini dile getiren Prof. Dr. Işıkara, “Bunlara itibar etmemenizi istiyorum. Maalesef bilim bir depremin ne zaman olacağını çözemedi” ifadelerini kullandı.
Sunumu sırasında öğrencilerden bazılarını sahneye çıkararak depremde doğru davranışı örnekleriyle anlatıp, uygulatan Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara’ya Çeşme enginarı, Çeşme kavunu ve Çeşme sakızından üretilmiş Türk kahvesinden oluşan hediye sepeti takdim edildi. Konferans sonrası, öğrencilere depremi tanıtan ve alınacak önlemleri gösteren 1000 kitapçık dağıtıldı.