Türkiye ve Japonya’dan 22 üniversite, araştırma enstitüsü ve kamu kurumları işbirliği ile hazırlanan Japon – Türk Deprem Araştırmaları Projesi (JTDAP) ile Marmara Denizi’ndeki fay hatları konusunda bilim adamları arasında yıllardır yaşanan tartışmalar son bulacak. Deniz altına kurulacak 5 gözlem istasyonu ve Türkiye’de ilk kez uygulanacak deniz altındaki GPS ölçümleri sayesinde Marmara Denizi’ndeki fay hareketleri en ufak detaylarına kadar tespit edilecek. Elde edilecek detaylı veriler, İstanbul’un son dönemdeki önemli gündem maddelerinden kentsel dönüşüm çalışmalarına önemli veri girdisi sağlayacak.
Japon-Türk Deprem Araştırmaları Projesi (JTDAP) hakkında Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırmaları Enstitüsü’nde düzenlenen basın toplantısında bilgi verildi. Toplantıda konuşan JTDAP proje yürütücüsü ve Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Gülen, proje çerçevesinde benzer felaketlere maruz kalan ülkelerin bireylerinin Japon ve Türk bilim adamları ile birlikte Marmara bölgesinde deprem sonucu oluşacak can ve mal kaybını minimuma indirebilmek amacıyla en modern teknolojileri kullanarak Marmara Denizi’nde denizaltı gözlem istasyonları kuracağını, bilimsel araştırmalar yapılacağını aktardı. Gülen, “Japon–Türk Deprem Araştırmaları Projesi (JTDAP) çerçevesinde Türkiye’den ve Japonya’dan toplamda 22 üniversite, araştırma enstitüsü ve kamu kurumları işbirliği ile oluşturulan konsorsiyum kapsamında her iki ülkeden de alanlarında uzman bilim adamları ekibinin katılımı ile Marmara Denizi’nde en modern ölçüm teknolojisine sahip deniz altı deprem istasyonları, deniz altı elektromanyetik istasyonları ve ilk kez denizaltı GPS istasyonları kurularak 5 yıl boyunca ölçümler yapılacak ve Kuzey Anadolu Fayı’nın Marmara Denizi içersindeki kollarının depremselliğinin belirlenmesine yönelik detaylı bir bilimsel çalışma Türk ve Japon bilim adamları tarafından gerçekleştirilecektir.” dedi.
KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN HARİTASINI BELİRLEYECEK
Projeden elde edilecek ölçüm sonuçlarının kullanılarak muhtemel bir Marmara depreminin oluşturacağı deprem ve tsunami hasar ve tehlike haritasının güncelleneceğini aktaran Gülen şöyle konuştu: “Bahsedilen bilimsel çalışmalardan elde edilecek sonuçlar görselleştirilerek Afet eğitiminde kullanılacak ve deprem gerçeğinin daha iyi anlaşılacağı bir toplumsal bilinç oluşturulması hedeflenmektedir. Ayrıca bu proje deprem ve tsunami erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi, sistem çıktılarının medya, internet ve telefon şebekeleri ile en hızlı bir şekilde geniş kitlelere ulaştırılması ve bu sistemlerin kurulmasına yönelik altyapı çalışmalarına destek sağlayacaktır.”
Projeden elde edilen veriler ve sonuçlarının Türkiye’nin son günlerde gündemini meşgul eden kentsel dönüşüm projelerine önemli bir veri sağlayacağını bildiren Prof. Dr. Gülen, “Projeden genel olarak beklenen sonuç, bilimsel araştırmaya dayanılarak elde edilecek sonuçların afet eğitiminde kullanılıp, kısa, orta ve uzun dönemde depreme hazırlık seviyesinin arttırılarak deprem zararlarının ve can kaybının azaltıldığı bir Türkiye yaratmaktır.” diye konuştu.
Proje ile elde edilen veriler ile muhtemel İstanbul depreminde hangi bölgenin ne şekilde etkileneceği bilgisinin ortaya koyulmasının hedeflendiğini ifade eden Gülen, “Hem deprem hem de tsunami simülasyonlarını gerçekleştireceğiz bu proje sayesinde. Bunlar çok önemli veriler.” ifadesini kullandı.
‘GPS ÖLÇÜMLERİ BİLİMSEL TARTIŞMALARA SON VERECEK’
Proje ile ilk kez Marmara Denizi’nin altıda GPS ölçümleri yapacaklarını vurgulayan Levent Gülen, aynı zamanda denizin altında elektro manyetik ölçümler yapılacağını aktardı. Marmara Denizi’nin içindeki fayların kolları ve dağılımları konusunda birden fazla teori olduğunu ve karışlıklı olarak bilim adamlarınca tartışıldığını anlatan Gülen, “Bizim bu yapacağımız deniz altı ölçümleriyle bu tartışmalar bir son vereceğiz. Bizzat denizin altında ne oynuyor, ne oynamıyor ölçeceğiz.” dedi.
Proje ile Marmara Denizinin altındaki deprem istasyonları sayısının 5’ten 10’a çıkarılmasının hedeflendiğini belirten Gülen, “Çok hassas olarak en küçük depremleri bile fay hattının dibinde denizin altında saptayabileceğiz. Bunları araştırıp inceleyebileceğiz.” şeklinde konuştu.
ERKEN UYARI SİSTEMİ İGDAŞ’TAN SONRA MARMARAY’DA DA KULLANILACAK
Gazetelerde yer alan İstanbul’da depremin 10 saniye önce öğrenilebildiği ve bu bilginin İGDAŞ’a gönderildiğini bilgisinin sorulması üzerine Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik, İstanbul Proje Koordinasyon Birimi tarafından yürütülen İstanbul’daki Acil Bilgi Sistemi’nin geliştirilmesi projesi kapsamında çalışmaların sürdürüldüğünü ifade etti. Acil müdahale sistemi kapsamında kullanılan 100 cihazın 200’e çıkarılacağını, aynı zamanda tüm donanım ve yazılımların yenileneceğini ifade eden Erdik, projenin en büyük kullanıcılarının İGDAŞ olacağını aktardı. İGDAŞ’ın kendi bölge regülatörlerine koymak için alacağı cihazlarla birlikte bu sayının 5-6 yıl içinde 500-600 cihaza kadar yükseleceğini ifade eden Erdik, “Dünyanın belki de en iyi enstrümante edilmiş bir kenti olacak İstanbul. Bu konuda büyük atılımlar içindeyiz. Şu anda iki tane de tünelimiz var bunları kullanacak. Bir tanesi Marmaray tüp tüneli, öteki de Marmaray’ın güneyinden geçen lastik tekerlekli araçlar için yapılan tünel olacak. Her iki tünelde de herhangi bir deprem anında trafiğin durdurulması erken uyarı sistemiyle yapılacak.” dedi.
Depremin yeri ve merkeze yakınlığına göre erken uyarı sisteminin 4 saniye ile 15 saniye arasında bilgi vereceğini anlatan Erdik, şu anda İGDAŞ tarafından kullanılan erken uyarı sisteminin, talep etmesi halinde fabrikalar ve otomasyonla çalışan büyük işletmelere de verilebileceğini bildirdi. Erdik sistem sayesinde herhangi bir deprem halinde doğalgazdan meydana gelen yangın olaylarının yaşanmayacağını sözlerine ekledi.