PATRONLARA ‘DEDE KORKUT’ GÖNDERMESİ

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Halil Hüner, '' İmparatorluklarına medya gücü katmak için basın patronluğuna soyunanların, bu sektördeki başarısızlıklarının faturasını çalışanlara çıkarttığını'' bildirdi.

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Halil Hüner yaptığı yazılı açıklamada, son günlerde İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere bir çok kentte yüzün üzerinde gazetecinin ”tasarruf” denilerek işten atıldığını anımsatarak, şunları kaydetti: ”Basın patronluğu özveri ve sabır gerektirir. Basın patronluğu güçlü irade ve dik duruşu gerektirir. Basın patronluğuna soyunanlar, bu özelliklere sahip değilse bize bulaşmasınlar. Siz gidin ticaretinizi yapın, alın, satın…Gazetecileri imparatorluklarınızın payandası yapmayın… Gelip geçici iktidarlar sayesinde ulaştığınız gücün, bir gün sizi de yokedebileceği gerçeğini görün… Hem patronaj, hem de siyasal iktidarın baskıları altında, yılmadan, var güçleriyle sadece gazetecilik görevlerini yapan arkadaşlarımızı bugün işsiz bırakarak; gazetecilerin seslerini kısacağınızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Biliniz ki çoğalarak direncimizi katlıyorsunuz. Bu haksız işten çıkarmalar karşısında susmayacağız…Ne zaman dara düşseniz, ilk yaptığınız gazetecileri kapı dışarı etmek…Her şey para değildir, her şey mal mülk değildir. Zenginliğinize zenginlik katmak için bulaştığınız sektörü ne durumlara düşürdüğünüz ortadadır. Tam anlamıyla çöküş yaşanılan şu günlerde emekçi gazetecilere karşı girişilen kıyımın adı ‘rezillikten’ başka bir şey olamaz. Daha çok kazanmak, sırtınızı dayadığınız güce yaranmak için sektörü feda ettiniz; artık yeter, buraya kadar!

Sizlere “Dede Korkut Ata’mın sözleriyle sesleniyorum:

Hani dediğim erenler,

Dünya benimdir diyenler,

Ecel aldı gizledi,

Fani dünya kime kaldı

Gelimli gidimli dünya

Son ucu ölümlü dünya”

“İNSAN HAKKI YOKSA GAZETECİ DE YOK…”

TGS İzmir Şube Başkanı Halil Hüner, ayrıca Türk basınında yazan, tv’lerinde program yapan, sosyal medyada sayfa-portal yöneticiliği yapan tüm basın emekçilerini de kıyım karşısında mesleklerine sahip çıkmaya çağırdığını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Gazete sayfalarında, yazarların köşelerinde ‘işsiz kalan gazeteciler, meslektaşlarımız için, onlara gösterilen tavrı protesto için, bugün yazmıyorum’ gibi bir spot kullanmasını, TV programı yapanların aynı sözleri bir kağıda yazarak ‘1 dakikalığına susuyorum’ notu ekleyip göstererek, kameraya bakmakla yetinmesini öneriyoruz. Özgürlük yoksa, iş güvenliği yoksa, insan hakları yoksa, GAZETECİ DE YOK. Basın emekçilerini Türkiye Gazeteciler Sendikası çatısı altında emek ve ekmek mücadelesine çağırıyorum.”