35,2068$% 0.3
36,7672€% 0.92
44,3202£% 0.7
2.968,33%1,32
2.622,74%1,01
9.724,50%-0,42
Onlar daha çok “Vur kır parçala, bu maçı kazan” şeklinde bir tezahürat yapmayı seviyorlar.
Ve zaten o ekibe göre Baykal da yetersizdi, Kılıçdaroğlu da zaten felaketti, Hikmet Çetin, Murat Karayalçın ve Altan Öymen de kabul görmüyordu.
1980 öncesine dönersek Ecevit de onlara göre yeterli değildi.
Bunlar öyle bir grup ki, kendilerini genel başkan yapsan kendilerini de beğenmezler, muhtemelen İnönü ve hatta bir iki din adamı ile sohbet edip, Diyap Ağa’ya maaş bağlattı diye Atatürk bile bunların bir bölümü tarafından eleştirilir. (Unutmayın ki, bunların bazıları son Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi en iyi aday olarak Sinan Oğan’ı görüyorlardı)
Yerel seçimlerden CHP’yi birinci parti olarak çıkarıp, rekor sayıda ilin belediye başkanlıklarının CHP’ye geçmesini sağladığına göre, ilk seçiminde başarısız sayılmaz.
Ancak şimdi eleştiriler “yerel seçim başka, genel seçim başka” şeklinde geliyor, CHP seçmeninin öfkeli olduğu, Özel’i istememeye başladığı söyleniyor.
Benim çevremdekilerin hemen hemen tamamı CHP seçmeni ve aralarında eleştiren de var, beğenen de.
Kendi adıma ben de “daha sert” olmasını istiyorum ama bir yandan da anlamaya çalışıyorum.
Gördüğüm şu.
Özgür Özel “bilime uygun” davranmaya çalışıyor.
Yani Albert Einstein’in “Aptallığın en önemli kanıtı, aynı şeyi defalarca deneyip farklı sonuç almayı beklemektir” cümlesine uygun hareket ediyor.
1979’dan sonra bir daha asla iktidar olamamış, AKP karşısında 23 yıldır yenilgiye uğramış bir yöntem yerine yeni bir yöntem deniyor.
Başarılı olur mu?
Bilmiyoruz. Göreceğiz.
Ama elimizde hiç veri de yok değil.
Mesela önceki gün Beştepe’deki Saray’ın odalarında elden ele dolaşan, konuşulan ve biraz da panik yaratan bir anketin sonuçlarını sizinle paylaşayım.
CHP’den umduğunu bulamayıp, AKP’ye doğru yanlayan ve bir ay içinde CHP aleyhine, AKP lehine 12 puanlık bir değişim olduğunu anketine yansıtan Metropoll’ün son anketi.
Burada “Yarın seçim olsa kim oy verirsiniz?” suali sorulmuş.
Verilen yanıtlarda kararsızlar dağıtıldıktan sonra AKP 31,9, CHP 31,4 görünüyor.
Genel seçim sonucu ise AKP 35,3, CHP 25,4’tü.
MHP 9,3, İYİ Parti ise 4,9. DEM’in oyu da 9,6.
Yeniden Refah 3,9, Zafer 3,7.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise durum AKP lideri açısından iyiden iyiye felaket.
Seçimin TBMM tarafından erkene alındığı ve Erdoğan’ın da girebildiği varsayımından hareket edilmiş olmalı ki 4 aday var. Yavaş ve İmamoğlu da ayrı ayrı seçime katılıyorlar.
Buna göre Erdoğan yüzde 28,5 oy alırken Mansur Yavaş yüzde 24,2, İmamoğlu 18,2 ve Demirtaş da 9,7 oranına oy alıyor.
Seçim ikinci tura kalırsa ikinci tercihlerde İmamoğlu 27,6, Mansur Yavaş 21,9, Erdoğan ise 7,4 alıyor.
İkinci tercihlerde de Erdoğan’ın hiç şansı yok.
Peki üçlü bir yarışta durum ne oluyor yani Yavaş, İmamoğlu ve Erdoğan arasında geçecek bir yarışta.
Burada Erdoğan 28,6 alıyor. Mansur Yavaş da 28,6 ile Erdoğan ile başa baş.
İmamoğlu’nun oyu da 24,6. Yanıt vermeyenlerin oranı ise yüzde 18.
Muhalefetin oyu Erdoğan’ın iki katı neredeyse.
Erdoğan, Yavaş ve Özel arasında bir yarışta da durum farklı olmuyor.
Erdoğan’ın oyu 28,7’de kalıyor.
Mansur Yavaş 40,3’e yükseliyor.
Özgür Özel ise 18,4’te kalıyor.
Yani Metropoll’ün aslında CHP içinde bir ikilik yaratmayı amaçlarmış gibi görünen ve İmamoğlu ile Yavaş arasında bir çekişme tetikleyerek AKP’ye avantaj sağlamayı amaçlıyormuş hissi uyandıran anketi bile aslında Erdoğan döneminin kapanmak üzere olduğunu gösteriyor.
Benim gördüğüm şu ki, Özgür Özel, Erdoğan’dan yavaş yavaş uzaklaşan muhafazakar seçmeni kırıp dökmeden karşı tarafa geçirmeye çalışıyor.
Milletin Meclis’inde dışarıya hakaret ve tehdit, kendilerine alkış, tebessüm
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.