35,2803$% 0.26
36,7612€% 0.22
44,2121£% 0.09
2.980,29%0,10
2.626,37%-0,28
9.986,12%0,37
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin, bölgesinde çok önemli gelişmelerin yaşandığı bir süreçten geçtiğine dikkati çekti. Erdoğan, şöyle devam etti:
”Özellikle anamuhalefet partisinin genel başkanı, Mısır’ın eski devlet başkanına yaptığımız tavsiyeleri, ‘erken’ olarak nitelendirdi. Ancak Mısır’da ortaya çıkan sonuç karşısında bir kez daha mahkum oldu. Aynı genel başkan, bugün Libya ile ilgili acele açıklamalar yapmamızı bekleyerek, bir yandan kendisiyle çelişiyor bir yandan da dış politika alanında en küçük bir vizyona sahip olmadığın aleni olarak ortaya koyuyor. CHP Genel Başkanı, maalesef daha da ileriye giderek, kendisine sorulan çanak bir soru karşısında ‘ödülün hakkını veriyor Sayın Başbakan’ diyecek kadar sorumsuzca bir açıklama yapıyor. ‘Son dönemde ismi geçen ülkelerin haritada yerini göster’ deseniz inanın belki de yerini gösteremez. ‘O ülkelerdeki toplumsal yapı nedir, Türkiye’nin bu ülkelerle ilişkileri hangi aşamadadır? Oralarda ne kadar Türk vatandaşı yaşıyor, Ne kadar Türk işadamı yatırım yapıyor?’ diye sorsanız, bunların çoğunu da bilmez. Ne Türkiye’nin bu bölgedeki yatırımlarından, imkanlarından oradaki insanlarından veya hassasiyetlerinden haberi var ne de bu ülkelerin iç yapıları hakkında bir kanaate sahip ama sırf hükümeti, sırf AK Parti’yi eleştirmek uğruna kendi ülkesinin uluslararası vizyonunu gözardı ederek, Libya’da Türk vatandaşlarının güvenliğini çiğneyecek kadar ileri gidebiliyor.”
Türkiye’nin, geçmişte olduğu gibi dış politikasında birilerinin peşine takılıp giden, gelişmeleri tribünlerden izleyen, akıntıya göre yol alan, en önemlisi gündemi belirlenen bir ülke de olmadığını vurgulayan Erdoğan, “Bu konular hariçten gazel okuyarak, desteksiz atarak, fantezi yaparak değerlendirilemez” dedi.
Milletlerin kaderini, halkların geleceğini, insanları yaşamını ilgilendiren konularda büyük bir hassasiyet göstermek, meselenin her yönünü ele almak gerektiğini belirten Erdoğan, ”Büyük devletlere yakışan nasıl kenarda durup seyretmek değilse kenarda laf üretmek de değildir. Gelişmeleri, 24 saat çok yakından ve tüm boyutlarıyla izliyoruz. Gereken adımları atıyoruz” dedi.
ÖDÜL YANITI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, aldığı ödülle ilgili sözlerini hatırlatan Erdoğan, ”Libya’dan aldığımız ödül, Filistin halkı için çırpınışımız nedeniyle tevdi edilmiştir. Bu ödül, bir yönetimin değil, Orta Doğu halklarının Türkiye sevdasının tezahürüdür. Nitekim bugün Orta Doğu’nun neresine giderseniz gidin, kardeş halklar Türkiye’nin politikalarını gönülden desteklemekte, bağrına basmaktadır. Libya’da şahsımız nezdinde Türkiye’ye verilen ödül, Filistin davasına yaptığımız katkılar sebebiyle halkların sevgisinin bir sonucu olarak verilmiştir” diye konuştu.
Bu söz ve düşüncelerini bulunduğu her platformda dile getirdiği gibi Libya’da ödül alırken de samimiyetle ifade ettiğini kaydeden Erdoğan, ”Libya’da durum bu kadar hassasken, buradan siyasi rant elde etme çabalarına girişmek, en hafif tabiriyle fırsatçılıktır, sorumsuzluktur, seviyesizliktir” dedi.
ÖNCELİK TAHLİYE
”Önceliğimiz Libya’daki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tahliyesidir” diyen Erdoğan, vatandaşları sağlıklı şekilde tahliye etmenin kendileri için en önemli ve öncelikli görev olduğunu vurguladı. Erdoğan, ”Libya otoritelerine ve muhaliflere de ülkelerindeki yabancıların can güvenliğinin sağlanması konusunda azami ölçüde hassas olmaları gerektiğini hatırlatmak istiyoruz” dedi.
LİBYA YÖNETİMİNE ÇAĞRI
Demokratik taleplerini dile getirenlere karşı insaf dışı müdahalelerin yapılmasının şiddet sarmalını büyüteceğini kaydeden Erdoğan, şiddetin daha büyük, gelişerek, artarak ülkenin geneline yayılması tehlikesinin endişeleri olduğunu ifade etti.
”Libya bizim için dost olmanın ötesinde kardeş bir ülkedir” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
”Kardeş bir ülkede, halkların kendi içinde kardeşin kardeşi öldürmesi, kan dökmesi bizim en büyük ıstırabımızdır. Buna batılı farklı bakabilir ama biz çok daha farklı bakıyoruz. Onun için de halkların demokratik ve özgürlükler noktasındaki taleplerini gözardı etme yanlışına düşülmemesi gerekir. Libya yönetiminin böyle bir yanlışın içinde olmaması gerekir. Çünkü biz Libya’da akan kanı, kendi vücudumuzun bir parçasından akan kan olarak görürüz. İnsanların hayatını kaybetmesinden, yaralanmasından büyük üzüntü duyarız. Libya’da bulunan Türklerin hayatları ve hakları, kardeş Libya halkına emanettir. Yönetimin ve göstericilerin bu hassasiyetimizi çok iyi anlamalarını, azami özen göstermelerini bekliyoruz.”
Halkının taleplerine arzularına kulak tıkayan, halkının inançlarına, beklentilerine duyarsız kalan, kendi halkını düşman ve tehdit gören hiçbir yönetimin uzun süreli ayakta kalmasının mümkün olmadığını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Hele halkına bu noktada şiddet uygulayan, gayriinsani yöntemlerle talepleri bastırmak isteyen hiçbir yönetim istikametini koruyamaz, istikrarı sağlayamaz. Biz bölgede hem istikrar, barış, huzur, güvenlik istiyoruz hem de insani hakların, özgürlüklerin, demokratik taleplerin karşılanması gerektiğini savunuyoruz. Çünkü istikrar bastırmakla, susturmakla, sindirmekle değil, adaletle, hoşgörüyle, refahla sağlanabilir.”
Erdoğan, muhalefeti, medyayı ve aydınları sorumlu davranmaya davet etti.
OY VERECEĞİ SANDIĞI BULAMAYANLAR
”Bunlar on yıllar boyunca var olanı değil, görmek istediklerini gördüler” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Kahramanmaraş olaylarına baktılar, orada sadece sinema filmi gördüler. Bunlar Çorum olaylarına baktılar, orada sadece Sünnilik gördüler. Gazi Mahallesi olaylarına baktılar, orada sadece Alevilik gördüler. Taksim’deki kanlı 1 Mayıs olaylarına baktılar, orada sadece izdiham gördüler. Bunlar Abdi İpekçi cinayetine; Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Çetin Emeç, Muammer Aksoy suikastlarına baktılar orada sadece dış mihrak gördüler. Bunlar Danıştay saldırısına baktılar türban gördüler. Başörtüsüne baktılar, gerici gördüler. Milletin inançlarına baktılar irtica gördüler. Kürt meselesine baktılar silah gördüler. Doğu, Güneydoğu meselesine baktılar Et-Balık gördüler.
Bunlar faili meçhullere baktılar hiçbir şey göremediler. Bunlar halka baktıklarında bidon kafa gördüler, göbeğini kaşıyan adam gördüler; yüzde 60 aptal gördüler. İşte şimdi de Sivas’a baktılar, göre göre Devlet Bakanımız Hayati Yazıcı’yı gördüler.
Hata bizde ki ellerine adres tutuşturduk. Oy vereceği sandığı bulamayanlar bizim verdiğimiz adresleri, Taksim’i, Sivas’ı, Dersim’i nereden bulacaklar.”
BAHÇELİ’YE YANIT
Erdoğan, 10 yıl önce 21 Şubat 2001’de MGK toplantısı sonrasında ortaya çıkan ekonomik krizin Türkiye’nin yaşadığı en büyük ve derin kriz olarak tarih sayfalarında yerini aldığını söyledi. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
”Cumhurbaşkanı, Anayasa kitabını, kitapçığını demiyorum, aldı o günün iktidarının suratına fırlattı. Başbakan demiyorum, 3’lü koalisyon hükümeti vardı. Şimdi MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli Mersin’de halka hitap ediyor. Şu ifadeleri kullanıyor: ‘Alnımız açık, başarı da öpülmek için; ensemiz de açık, başarısızlığımızda tokat atılması için. Bir defa denenmek istiyoruz.’ Ancak MHP Lideri ‘bir defa denenmek istiyoruz’ derken, 2001’de DSP ve ANAP’la iktidar ortağı iken, ülkeye ödettiği bedeli, ardından da 3 Kasım 2002 seçimlerinde ensesine yediği tokadı belli ki hatırlamıyor, hatırlamak istemiyor.
1997’de sivil siyasete yönelik müdahale, tarihimizin en büyük ekonomik krizi olarak baş göstermiş, 21 Şubat 2001’de de adeta patlayarak arkasında çok büyük bir enkaz bırakmıştır. Bizim AK Parti olarak 8 yıl boyunca, altını kalın çizgilerle çizerek ifade ettiğimiz bir gerçek var. Biz, o bırakılan pisliği temizledik, temizliyoruz ama dönemin iktidar ortakları şimdi bundan rahatsız oluyor. Niye rahatsız oluyorsunuz?”
SEÇİM TARİHİ TEKLİFİ SUNULDU
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.