DOLAR

34,5467$% 0.18

EURO

36,0147% -0.62

STERLİN

43,3470£% -0.52

GRAM ALTIN

3.005,41%1,48

ONS

2.705,79%1,29

BİST100

9.549,89%1,94

a

“HESAPLAŞMA OLMADAN HELALLEŞME OLMAZ”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, seçimlerin ardından ilk kez konuştu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yanıt verdi...

 MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, seçimlerin ardından ilk kez konuştu. Seçim arefesinde bir dizi istifaya neden olan kaset skandalını değerlendiren Bahçeli, “Hesaplaşma olmadan, helalleşme olmaz” diyerek hükümete yüklendi ve ekledi:

“Hükümet olarak seçimlerde MHP’ye kurulan tuzakları, kaset tezgâhlarını ortaya çıkarıp yargıya teslim etmeliler.”

AK PARTİ YÜZDE 50’Yİ NASIL ALDI?

Milliyet gazetesinden Fikret Bila’ya konuşan Bahçeli, AK Parti’nin seçimlerden yüzde 50 oy oranıyla nasıl çıktığını da analiz etti:

“Şimdi Meclis dışında kalan partilerin oy oranlarına bakıyorum. 2007 seçiminde Meclis dışında kalan sağ partilerin oy toplamı yüzde 12.99 olmuş. 12 Haziran 2011 seçiminde ise bu partilerin aldığı oy toplam yüzde 4.04 düzeyinde. Aradaki 8.45 oranındaki oyun da AKP’ye gittiği anlaşılıyor. Yüzde 50’ye ulaşmada bu oyların kaymasının da önemli etkisi olduğunu düşünüyorum. Küçük partilerin oyları da AKP’de toplanmış görünüyor.”

“KASET TEZGÂHLARINI ORTAYA ÇIKARSINLAR”

Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın balkon konuşmasında seçim kampanyasındaki kırgınlıklar alınganlıklar için helâlleşme istedi. Hesaplaşma değil helâlleşme istediklerini yönündeki sözlerini ise şöyle değerlendirdi:

“Başbakan’ın balkon konuşmasında iki önemli konu vardı. Birisi, hesaplaşma yerine helâlleşme sözüydü. Hesaplaşma olmadan helâlleşme olmaz. Hesaplaşmadan helâlleşmem. Helâlleşmeden önce bir hesaplaşma yapılmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hükümeti olarak, seçimlerde MHP’ye kurulan tuzaklar, kaset tezgahlarını ortaya çıkarmaları, yargıya teslim etmeleri, böylece hesaplaşmanın yapılması gerekir. Eğer bu oyunların içinde devletin kurumları varsa, onlar ortaya çıkarılsın ve hesap sorulsun. Önce bunu yapsınlar. Ayrıca meydanlarda MHP’nin hiç hak etmediği bin bir çeşit hakaretler yapıldı, iftiralar atıldı. Tehditler savuruldu. Bunlar için de özür dilemeleri gerekir. Özür dilemeden de helâlleşme olmaz. Kendisi bizim meydanlardaki bazı sözlerimiz için yargıya başvurarak hesaplaşmaya yöneldiğine göre, helâlleşmeden önce hesaplaşma istemek bizim de hakkımızdır.”

“ÖNCE AÇIKLAMA YAPSIN SONRA KAPIYI ÇALSIN”

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, anayasa çalışmaları için “Kapım açık, buyursun gelsin”sözleriyle ilgili ise şunları söyledi:

“Başbakan yeni anayasa konusunda uzlaşmacı bir üslup kullandı. Muhalefetin kapısını çalacağını söylüyor. Kapımızı çalmadan önce kafasında nasıl bir anayasa var onu kamuoyuna açıklasın ki, biz de bilelim. Sayın Başbakan, seçim kampanyası boyunca yeni anayasadan söz etti ama nasıl bir anayasa düşündüğünü kapsamlı biçimde açıklamadı. Önce bu açıklamayı yapması gerekir ki, biz de kapıyı açıp açmayacağımıza karar verebilelim. Önce o açıklamayı yapsın sonra kapıyı çalsın.”

“ANAYASA İÇİN MHP’NİN ÜÇ KIRMIZI ÇİZGİSİ VAR”

Bahçeli yeni yapılacak anayasayla ilgili MHP’nin kırmızı çizgilerini ise net bir dille ortaya koydu.

“Evet, bizim kırmızı çizgilerimiz var ki, bunlar Türkiye Cumhuriyeti’nin de kırmızı çizgileridir bize göre. Üç başlık altında toplayabiliriz: 1- Anayasanın başlangıç metni; 2- Anayasanın ilk üç maddesi; 3- Demokratik özerklik gibi taleplerle Türkiye’yi bölünmeye götürecek madde teklifleri. Anayasa’nın başlangıç metni ve ilk üç maddesi konusunda hassasiyetimiz yüksektir. Keza, özerklik gibi, iki dil gibi Türkiye’yi bölünmeye götürecek tekliflere de kesinlikle karşı dururuz.”

“OY VERMEYEREK BİZİ TERBİYE ETMEK İSTEDİLER”

Bahçeli, “MHP yönetiminde yer alan 10 isimle ilgili olarak internette yayımlanan kasetler nedeniyle siz ve partiniz zorluk çektiniz. Bu kasetler oylarınızı etkiledi mi?” sorusuna ise şu yanıtı verdi…

“Türk toplumu ayıpların örtülmesi konusunda inançları doğrultusunda hareket etti. MHP’nin yüzüne vurmadı. Meydanlarda, hiçbir yerde bana bu konuda tek bir soru yöneltilmedi. Bu Türk toplumunun inancından ve olgunluğundan gelen bir hareket tarzıdır. Ayıbı yüzümüze vurmadı. Ayıpları örtmek, yüze vurmamak Türk toplumunun inancının, terbiyesinin bir gereğidir. O da öyle yaptı. Ayıbı yüzümüze vurmadı ama bazıları oy vermeyerek terbiye etmek istedi, tepkisini böyle gösterdi. Meydanlar doluydu, coşkulu kalabalıklar vardı ama hepsi oya dönüşmedi. Özellikle Orta Anadolu’da seçim sonuçlarına baktığımızda bu bölgedeki oy kayıplarında bunun etkili olduğunu düşünüyorum.”

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

“DEVRİMCİ KEMAL GEREĞİNİ YAP…”

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.