AK Parti Ankara Milletvekili, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, “Yasin Doğan” müstear imzasıyla Yeni Şafak gazetesinde yer alan bir köşe yazısında bir Nur talebesine “yobaz” demenin kara cehalet olduğunu belirterek, “Onlarca yıldır hiç kimse bu insanlardan en ufak bir zarar görmemiştir. Sadece hayırda yarışan ve hizmete odaklanan insanları tezyif edenler sadece kendilerini alçaltırlar” dedi.
Akdoğan köşe yazısında örnek şahsiyetlerinin kıymetlerinin bilinmesi gerektiğini bildirdi. Cumhuriyet tarihi boyunca Türkiye’de yetişen nice değerli insanın kıymet ve öneminin yeterince bilinmediğini, hatta “sakıncalı” gibi gösterilerek her türlü değersizleştirme çabasına maruz bırakıldığı belirtilen köşe yazısında şu görüşler dile getirildi:
“-Cumhuriyet tarihi boyunca birçok yazar, mütefekkir, düşünce adamı, din adamı, kanaat önderi sahip çıkılmak bir yana ayrımcılığın ve dışlayıcılığın farklı uygulamalarına maruz kaldı. Büyük zorluklara, baskı ve zulümlere göğüs gererek önemli eserler ortaya koyan bu insanlar milletin gönlünde taht kurmayı birçok paye ve taltiften daha anlamlı buldular.
-Cumhuriyet tarihimizde en büyük sosyal ve düşünsel etkiyi yapan şahsiyetlerin başında Bediüzzaman Said Nursi geliyor. Türkiye’nin yetiştirdiği dünya çapında bir İslam alimi ve mütefekkiri olan Üstad hazretleri hem eserleriyle, hem kişiliği ve mücadelesiyle büyük bir örneklik ortaya koydu.
-İstanbul İlim ve Kültür Vakfı’nın düzenlediği ‘Hakikat Arayışında Nübüvvetin Rolü; Risale-i Nur Perspektifi’ konulu sempozyum, basından izlediğimiz kadarıyla bir çok düşünce adamını bir araya getirdi, Kur’an’ın ve Hazreti Peygamber Efendimiz’in bir kez daha tefekkür edilmesine vesile oldu.
-Risale-i Nur külliyatı, iman hakikatlerinin asrın idrakine sunulması açısından tarihi bir rol üstlendi. Din karşıtlığının inkar fikriyatı şeklinde kendisini ortaya koymasına karşı ilim ve hikmet zemininde bir hareket geliştiren Said Nursi, küfre karşı fikri bir set çekmiş oldu.
-Bugün Türkiye’de sayısal olarak en büyük oluşumlardan birisi farklı gruplara bölünse de Nur camiasıdır. Risale-i Nur hareketin gönül veren milyonlarca insan munis, muhlis, fedakar, cefakar, ahlaklı ve erdemlidir.
-Askeri vesayet ve darbe dönemlerinde bir tehlike ve tehdit olarak görülen, türlü baskı ve zulümlere maruz kalan bu insanlar hiçbir zaman hukuksuzluğa tevessül etmemiş, her zaman barış ve huzurdan yana olmuştur. Nur talebesi profili, ilim ve irfanla yoğrulmuş, güvenilir insan özelliklerini yansıtır.
-Bir Nur talebesine ‘yobaz’ demek, kara cehalettir. Çünkü bu hareketin temeli ilim ve hikmete dayanır. Nur talebelerini ‘gerici’ gibi göstermek, hakikatten bihaber olmaktır. Çünkü bu insanlar asrın idrakine seslenen bir anlayışın temsilcisidir. Onlarca yıldır hiçkimse bu insanlardan en ufak bir zarar görmemiştir. Sadece hayırda yarışan ve hizmete odaklanan insanları tezyif edenler sadece kendilerini alçaltırlar.
-Bediüzzaman sempozyumundan rahatsızlık duyan bazı marjinal gazeteler modası geçmiş ‘irtica-yobaz’ gibi kavramlarla seviyesiz yayınlar yaptılar.
-Milyonlara mal olmuş bir insanın ve fikrin, bu tür marjinal çevrelerce değersizleştirilmesi mümkün değildir. Bediüzzaman gibi şahsiyetlerin kıymetini bugün daha iyi bilmek durumundayız. Risale-i Nur eserlerinin ve Said Nursi’nin kanaatimce daha iyi anlaşılması gerekmektedir. Bu yüzden bu tür etkinliklerin, daha kalıcı faaliyetlerle takviye edilmesi, özellikle üniversiteler ve araştırma merkezlerinde sürekli çalışmalara konu olması gerekir.
-Ahmet Hakan’ın dediği gibi her dini temayı yobazlıkla itham etmek yobazlığın dikalasıdır. Bu tür tahammülsüz anlayışların Risale-i Nur eserlerinden ve camiasından öğreneceği çok şey olduğu anlaşılıyor.”