DOLAR

34,6577$% 0.02

EURO

36,3850% 0.01

STERLİN

43,6543£% 0.15

GRAM ALTIN

2.942,81%0,39

ONS

2.643,69%0,47

BİST100

9.636,12%-0,25

a

ŞAHİN’DEN SERT SÖZLER…

Adalet Sarayı'nda Türk Ceza Kanunu'nun 109. maddesiyle düzenlenmiş "hürriyeti engelleme" suçunun işlendiğini savunan Şahin, "Mesele, devleti aşiret mantığıyla, kabile mantığıyla, dar bir akılla, tutulmuş bir akılla yönetme meselesidir" diye konuştu.

 Adalet Sarayı’nda Türk Ceza Kanunu’nun 109. maddesiyle düzenlenmiş “hürriyeti engelleme” suçunun işlendiğini savunan Şahin, “Mesele, devleti aşiret mantığıyla, kabile mantığıyla, dar bir akılla, tutulmuş bir akılla yönetme meselesidir” diye konuştu.

 
Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, 22 Temmuz operasyonu kapsamında adliyeye sevk edilen polis yakınlarını Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı önünde ziyaret etti.
 
Şahin, adliye önüne kurulan sofraya oturarak polis yakınları ile birlikte iftar yaptı.
 
Eski İçişleri Bakanı Şahin, 2011 yılında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile aralarında geçen ikili bir konuşmadan bahsetti.
 
Yaşanan konuşmada, o dönemde ‘ülkede bölücü terör örgütü ve diğer işbirliği örgütlerin bir ahtapot gibi bu milleti rahatsız etme küstahlığına’ düştüğünü ifade eden Şahin şöyle konuştu:
 
“Bölücü örgüt 2011 yılında bu hükümete diz çöktürmeyi planlamıştı. Başbakana diz çöktürme zehrini kurmuştur. KCK şehirlere inmiştir. Bir ahtapot gibi bu ülkeyi sarma girişiminde bulunmuştu. Bunlar Ilgaz Dağı’nda Başbakana suikast düzenlemişti. İçişleri Bakanı olarak 6 Temmuz hükümetinde görev almıştım. Bugün bir kısmı içeride olan arkadaşlarımızla bir iç güvenlik çalışması yaptık.
 
Bütün örgütleri delilleri tespit edilmiş dosyayla yargı önüne çıkarmak gerekirdi. Bunu Başbakana söyledim. ‘Bu ay Ramazan ayı, bu ayda, haram ayında adli operasyon yapılmaz! demişti. Bu ülkeyi bölmek isteyen, tabiatı yok eden, bebeği katleden hatta hayvanları terörde kullanan KCK-PKK ve DHKPC operasyonları için haram ay olarak kabul ediliyor.
 
KCK, PKK ve DHKP-C operasyonları için Ramazan ayını haram ay olarak kabul ediliyor.
 
Haram ay diyen anlayış bugün bu Ramazan’da ne oluyor da neden oluyor da Kadir Gecesi’nde acaba bu gözünü kırpmayan bu vatanperverlere acunluk yapılıyor. Ben ferdi olarak açıklanmasını istiyorum.
 
Kanuna rağmen engellenen özgürlükler yürüyen hukuki sürece sabırsızlıkla gösterilir ‘bak gör daha neler olacak’ deyip sabırsızlıkla göstermek ne demektir. Bu ülkenin tamamı yönetmek ve başarıyla yönetmek zorunda olan şahısların bak orada ne var diyerek taraflığını göstermesi kabul edilemez.”
 
“Başbakan’ın özür borcu var”
 
Eski Bakan Şahin, gözaltına alınan Emniyet Amiri İsmail Arslan’ın “Vefat eden anneme okuduğum hatim yarım kaldı” sözlerine ilişkin Başbakan’ın ifadeleriyle ilgili olarak da, “5 cüzü vasiyete de sabırsızlık gösterip hapiste okursun deme talihsizliğini bu tarih unutmayacaktır. Belki o kardeşimiz bütün millete ve geçmişi için hatmini bağışlayacaktı. Buna sayıdan başka bir şey gerekmez. Özür dilemeli. Özür borcu var” dedi.
 
“Sahur vakti evlerinden alındılar”
 
Polislerin, görevlerini yaptıkları için sahur vakti evlerinden alındıklarını savunan Şahin, şöyle devam etti:
 
“Burada bulunma nedenleri; adında Tevhid, adında Selam da yazan tüm örgütlere karşı mücadele yapmalarıdır. İhaleye fesat karıştırmaya, yolsuzluğa, kimden, nereden gelirse gelsin her suça karşı görevlerini yaptıkları için buradalar. Bu adalet sarayları 17-25 Aralık’ta güvenilmezdi de bugün güvenilir mi? Bizim için bu adalet sarayları hala güvenilir. Ben de bir gün buraya geleceğim, İstanbul Belediyesi’ndeki dosyalarım, Oslo ve İmralı için buraya geleceğim. Ben de gelir buradaki kahramanlarla yargılanırım. Bu tarz iyi bir tarz değil. Yargının da yürütmenin emrine girmiş olduğu bir dönemdeyiz. Bu yargılamayı yapan savcılar, hakimler yürütme tarafından kuşatma altına alınmıştır. Bu davanın adı ‘Kaç, koş İsmail koş’tur.”
 
Şahin, yapılan operasyon neticesinde sadece ailelerin mağdur edilmediğini, vatandaşların da yapılanlar karşısında şaşkın olduğunu ileri sürdü.
 
Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini savunan Şahin, sorgusu süren polislerin direnme imkanları olduğu halde meslektaşlarına teslim olduklarını söyledi.
 
“Eski Türkiye’yi özlüyoruz”
 
Gözaltı sürelerinin dolduğunu ileri süren Şahin, “Diğer arkadaşlarımız da tutsaklıktan kurtulacaktır. Bakmayın ekranların sustuğuna, tarih mutlaka konuşacak. Gün sağduyu, samimiyet günü. Biz bu bayrama böyle giriyoruz, onurlu bir şekilde bunu yaşıyoruz. Hırsızlık değil, yolsuzluk değil suçlama. Suçlama, eczacıya ‘dükkanında niye ilaç var?’, polise ‘niye dinleme yaptın?’ suçlaması. Maalesef yeni Türkiye bu. Eski Türkiye’yi özlüyoruz. İçerideki kahramanlarımızın yakınlarına ‘geçmiş olsun’ diliyorum, sabır diliyorum” diye konuştu.
 
KCK operasyonlarını başlatmak için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile 2011’de görüştüğünü belirten Şahin, “Başbakan, 2011’de ‘Ramazan ayı haram ayı, PKK’ya, terör örgütlerine operasyon yapmayın’ dedi, şimdi sahur vakti polise operasyon yaptı” ifadesini kullandı.
 
Eski Bakan İdris Naim Şahin yaptığı basın açıklamasının ardından, Çağlayan Adliyesi’ne girdi.
 
Şahin’e protesto
 
Adliyede yaklaşık 2 saat kalan Şahin, adliye çıkışında elinde pankart bulunan bir kişi tarafından protesto edildi.
 
Üzerinde “Sonsuza dek Erdoğan” ve “Vatan haini Fethullah’ta tutuklansın” yazılı pankartı açan kişi, daha sonra “İdris Naim sen kimsin, kendini ne zannediyorsun? Biz Erdoğan’ın sonsuza kadar yanındayız” şeklinde sözler söyledi.
 
Eski Bakan İdris Naim Şahin’in korumaları ve polisler, protestocunun elindeki pankartı indirerek bu kişiyi adliye önünden uzaklaştırdı.
 
Şahin, gözaltında bulunan polislerle ilgili olarak, “Soruşturma ve yargılama süreci devam ediyor, memleketlerini seviyorlar” diyerek kendisini bekleyen makam aracı ile Çağlayan Adliyesi’nden ayrıldı.
 
Baransu’dan “adliyede tartaklandım” iddiası
 
Öte yandan, Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne giren gazeteci Mehmet Baransu, polisler tarafından saldırıya uğradığını iddia etti.
 
Avukat Ömer Turanlı ile adliye önünde gazetecilere açıklama yapan Baransu, emniyetin foto film ekipleri tarafından görüntüsünün kaydedildiğini savunarak, şunları söyledi:
 
“20 yıldır gazetecilik yapıyorum. Balyoz ve Ergenekon davalarında bunlar yaşanmadı. Bizleri kameraya çekiyorlar. ‘Niye çekiyorsunuz?’ dedik, polisler bize saldırdı. Beni gözaltına almakla tehdit ettiler. 40 dakika bekledim, kimse gelip gözaltına almadı. Hürriyet’in, Habertürk’ün muhabiri vardı orada. Baro odasına sığınmak zorunda kaldık.”
 
Baransu, ellerinde saldırı anına ilişkin görüntü olduğunu savundu.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

AK PARTİ’DE FLAŞ İSTİFA…

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.