35,1761$% -0.01
36,7640€% 0.01
44,4039£% 0.28
2.956,17%-0,72
2.615,37%-0,70
10.025,47%0,77
CHP’nin YSK Temsilcisi Yakupoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, ilk kez YSK’nın bilgisi, denetimi, kuralları dışında ve kanunda düzenlenmemiş bir seçimin seçimi yapıldığını belirtti.
Bu ikinci seçimi, ilkinin aksine siyasi partiler değil il ve ilçe seçim kurulu hâkimleri ve memurların yaptığını ifade eden Yakupoğlu, şunları kaydetti:
‘YSK tribünde’
“Tüm ikinci seçim kararlarını, YSK değil hakimler aldı. Yani YSK, bu seçimde tribünden ancak seyredebiliyor. Ama ihtiyaç anında hemen sahaya girip golü atıyor. İhtiyaç yok ise tribünü hiç terk etmeden, seçim kurulu hâkimlerinin kararlarına karışmıyor. İstanbul’da adeta seçim yeniden yapılıyor ve YSK sadece seyirci. Oysa birinci seçimde, 1950 yılından bu yana Anayasamızın 79. maddesi uyarınca seçimleri güven ve dürüstlükle yönetmekle görevli YSK’nın, AKP’nin istediği her seçim kurulundan rahatlıkla aldığı yeniden seçim kararları ile her biri yeniden nevi şahsına münhasır kurallarla yapılan seçim iş ve işlemlerine hiç karışmadığını izliyorum. Oysa 31 Mart 2019 seçimi için YSK’de yaklaşık dört ay seçimin dürüstlük ve güven içinde yapılabilmesini teminen kararlar ve genelgeler hazırlandı. Seçmenlere, sandığın tapusu olan ıslak imzalı sandık sonuç tutanağını ve sandığın namusu olan oy sayım döküm cetvelini (çetele) alırsanız merak etmeyin dendi. Kim dedi; YSK Başkanı Sayın Sadi Güven. Ayrıca bu tutanaklar, seçimden sonra YSK web sitesinde görülecek ve seçmenler, verdikleri bu oyun 2014 yılından bu yana olduğu gibi takipçisi olacaklar dendi.”
“Peki bugün ne oldu?” diyen Yakupoğlu, tüm bu tutanakların, 31 Mart seçimi için Resmi Gazete’de yayımlanan genelge ve kararların hepsinin “çöp olduğunu” kaydetti. Yakupoğlu, “An itibarıyla yapılan oy sayım işlemleri ile ilgili yasal düzenleme yoktur. YSK’nın aldığı bir karar veya genelge yoktur. YSK’nın düzenlemeleri 31 Mart 2019 tarihine kadardır. Çünkü kanun, böyle bir hukuki istismarı öngörmemiştir. YSK karar ve genelgelerine göre yapılan ve AKP dışında şaibeli bulunmayan seçimin, hangi hukuki ve maddi gerekçelerle sakatlanmaya çalışıldığını anlamak ve anlatmaya çalışmak, olsa olsa halin icabına aykırı. Sadece İstanbul kaldı. Bahar geldi!..” değerlendirmesini yaptı.
ÖZTRAK: BUNA HERKES GÜLER…
Öte yandan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak da, 7 kişilik sandık heyetinin içinde 2 devlet memuru, 2 Cumhur İttifakı gözlemcisiyle oyların sayıldığını söyleyerek, ”AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, sadece İstanbul’da sandıklarda 280 bin kişiden fazla insanı görevlendirdiklerini söylemişlerdir. Bu kadar adamın gözü önünde 4 üyesinin de iktidar partisine yakın olduğu bir sandık kurulunda ‘iktidar aleyhine usulsüzlük var’ dediğiniz zaman buna herkes güler. Bu akılla, mantıkla bağdaşmaz. Varsa, buna bu 4 kişi muhakkak şerh koyar. Ama öyle gözüküyor ki sandık başında düşülen özellikle geçersiz oylarla ilgili herhangi bir şerh yoktur. Benim AK Parti Genel Başkanı’na tavsiyem, milletin oylarıyla uğraşacağına bunlardan sorumlu olanların hepsinin görevlerine son vermesidir. İktidar şerh düşülmemesine rağmen sandıkların tekrar sayılmasını istemiştir. Bu hukuki değildir. Oy çuvallarının mühürleri sökülmüştür. Oyların namusu müdahaleye açık hale gelmiştir” dedi.
Seçimin ardından AKP il başkanları ve parti genel başkan yardımcılarının ‘demokrasi tarihinin en şaibeli seçimi’ diyerek sonuçları itibarsızlaştırmaya çalıştıklarını ifade eden Öztrak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“BAKANLARIN ELLERİ OY ÇUVALLARININ İÇİNDE NE ARAMAKTADIR?”
Atanmış ama partili olan Adalet Bakanı’nın, İçişleri Bakanı’nın elleri oy çuvallarının içinde ne aramaktadır? Bu nasıl bir seçim sürecidir? Dolmabahçe’de Cumhurbaşkanı’nın başkanlığında yapılan ve Ak Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayının da katıldığı toplantıya hangi bakanlar katılmıştır? Bu bakanlara orada hangi talimatlar verilmiştir? Anlaşılan seçim kaybedilince bu durum için planlanmış bir senaryo seçim akşamından itibaren yürürlüğe konmuştur. Sayın Binali Yıldırım önce kaybettiği seçimi kazandığını ilan etmiş, ardından İstanbul’a afişler asılmıştır. Sonra bakanlar ve YSK devreye sokulmuştur. Amaç, oyları çalamayınca milletin iradesini çalmaktır. Seçimden önce en güvenilir seçimler bizde diyenler, sandıklardan Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu çıkınca seçimlerde şaibe var demeleri traji komiktir. Seçimden önce önlerine her gelene ‘terörist’ damgası vuranların şimdi de seçim sandıklarında görevlilere baskı yapmak amacıyla onlar hakkında terörist soruşturması, terörle ilgili olduklarına dair soruşturma yapılması kabul edilemez. Bu bir demokrasi ayıbıdır. Siz nasıl baskı yaparsınız? Açıkçası bu tehdittir. Seçim güvenliğinin ayaklar altına alınmasıdır. ‘Hukuk süreci devam ediyor’ dedikleri süreç, hukuksuzluğun daniskasına dönüşmektedir. Milletimizin iradesine masa başında müdahale etmenin önü açılmaya çalışılmaktardır. Sivil darbe sürecinin sandığa uzanmasına izin vermeyeceğiz. Oy namustur dokundurtmayacağız. Kazandığımız seçimi de çaldırmayacağız.
'Damat Varsa Ben Yokum'
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.