DOLAR

35,2068$% 0.3

EURO

36,7672% 0.92

STERLİN

44,3202£% 0.7

GRAM ALTIN

2.968,33%1,32

ONS

2.622,74%1,01

BİST100

9.724,50%-0,42

a

İŞTE OKEY’İN HİKAYESİ…

Okey, ya da kısa haliyle OK kelimesi, tüm dünyada her gün, yüz milyonlarca kişi tarafından kullanılıyor.

Aynı zamanda, belki de şu ana kadar icat edilen en garip ifade. Ama belki de bu kadar popüler olmasının nedeni, garipliği. OK, tamamen yuvarlak O harfinden ve düz çizgilerden oluşan K harfindan oluşuyor. Dolayısıyla hem yazı, hem de konuşma dilinde açıkça görülüyor, diğer kelimelerden kolayca ayırt edilebiliyor. Neredeyse tüm dillerde O ve K harfleri var. Yani, OK çok tanıdık unsurların kendine özgü bir birleşimi. Aslında, bu kadar garip ve kendine özgü bir kelimenin bir dile girişine nadiren izin verilir. Genel kurala göre bir dile, sadece tanıdık kelimelere benzeyen bir yabancı kelimenin girişine müsaade ediliyor. OK kelimesinin ortaya çıkışı, 1830’lu yıllara kadar gidiyor.

Gazetedeki yazım hatası

23 Mart 1839’da ABD’nin Boston kentinde çıkan Boston Morning Post gazetesinde uzun bir paragrafın altındaki İngilizce “all correct” yani “hepsi doğru” kelimesi, yanlışlıkla ya da şaka amacıyla OK harfleriyle yer aldı.

Bu gazetede adet haline gelen bu tür kısaltmaların hepsi zamanla unutulup gitti. OK ise bugüne kadar hayatta kalmasını, hatta neredeyse tüm dünya dillerini fethetmesini bir sonraki yıl yapılan Amerikan başkanlık seçimleriyle ilgili bir tesadüfe borçlu. Başkanlık adaylarından Martin Van Buuren’e doğum yerine atfen, ‘Old Kinderhook’ lakabı verilmişti. Taraftarları da bu lakapdan yola çıkarak OK Kulübü diye bir örgüt kurdular. 

Ayrıca eski bir Amerikan başkanının, doğru düzgün okuma yazma bilmediğinden belgeleri “all correct” yani “hepsi doğru” kelimesinin kısaltması sanarak “OK” diye onayladığı yönünde bir hikaye anlatılıyordu.  Bu hikaye aslında yalandı. Ama on yıl içinde insanlar gerçekten belgeleri OK yazarak onaylamaya ve telgraflarda da kullanılmaya başlandı. Ama yine de, OK kelimesi yanlış hecelemeyle, düzgün okuma yazma bilmemekle özdeşleştiği için kullanımı sınırlı oldu.

Dönemin Amerikalı yazarları bu kelimeden kaçındı. Hatta romanlarında argo kullanmaktan çekinmeyen Mark Twain bile OK kelimesini kullanmaktan kaçındı. Kelimenin gerçek kökeni zamanla unutuldu. Ama kelime, her dile o kadar tanıdık gelen seslerden oluşuyordu ki, bu kelimeyi duymak, insanların aklına kendi dillerindeki benzer ifade ve kısaltmaları getirdi.

Tarafsızlık ifadesi

Choctaw kızılderililerinin dilinde “Okeh” kelimesi “Öyle” anlamına geliyordu. ABD Başkanı Woodrow Wilson 20’inci yüzyılın başlarında onayladığı belgelerin altına “Okeh” yazarak kelimeye kişisel saygınlığını kattı. Peki OK, nasıl bu kadar çok farklı dile girmeyi başardı?

Bir boşluğu dolduran bir kelime değildi. Çünkü her dilde benzer kelimeler vardı. Örneğin İngilizce konuşanlar “yes, good, excellent, satisfoctory”, yani “evet, iyi, harika, tatmin edici” gibi kelimeler kullanıyordu. Ama OK, diğer kelimelerin vermediği bir şeyi, tarafsız kalabilme şansı veriyordu. OK sayesinde fikir belirtmeden uzlaşma sağlandığı söylenebiliyordu. Örneğin, biri ‘Bugün buluşalım” dediğinde sadece “OK” diyebiliyoruz.

Aksi takdirde, “Bugün buluşalım” diyenlere “Harika” ya da “Gerçekten gerekliyse” gibi buluşma fikrine tavrımızı da gösteren ifadeler kullanmak zorunda kalacaktık.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

BU AİLE ARAŞTIRMASI ÇOK TARTIŞILACAK

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.