Çanakkale Savaşı sırasında cephedeki bir subayın, iki çocuğuyla birlikte geride bıraktığı çok sevdiği eşine yazdığı duygu yüklü mektup, 97 yıl sonra tozlu sandıklardan gün yüzüne çıktı. Barbaros Hayrettin Zırhlısı’nda görevli olan çarkçı yüzbaşı Hamit Efendi’nin yazdığı o mektup, eşi Zeliha hanım ve ardından da kızları Rahmiye ve Şükran tarafından yıllarca muhafaza edildi. Rahmiye’nin kızı, Yüzbaşı Hamit Efendi’nin torunu Tomris Tulgar, şehit dedesinden kalan hatırayı, 2010 yılından buyana Çanakkale’yi anlatmak üzere oluşturduğu Çanakkale Gezici Tır Müzesi’nin sahibi, tarih araştırmacısı Ahmet Uslu’yla paylaştı.
Tarih araştırmacısı Ahmet Uslu, Tomris Tulgar ile Çanakkale Gezici Tır Müzesi’ni ziyaret ettiği sırada tanıştıklarını ve Barbaros şehidi Yüzbaşı Hamit’in çok önemli bir hatırasını müzeye armağan ettiğini söyledi. Bu hatıranın Barbaros Şehidi Yüzbaşı Hamit tarafından eşi Zeliha hanıma yazılmış bir mektup olduğunu belirten Ahmet Uslu, ?Çanakkale cephesinden ailelere yazılmış bir çok mektup var. Ama bu mektuplar genellikle cephedeki durumu ve sıkıntıları anlatmakta. Bu ise bildiğimiz savaşı anlatan mektuplardan değil. Özelliği eşine karşı duyduğu sevgiyi değişik hitap şekliyle anlatan bir mektup. 7-8 Ağustos 1915 gecesi Gelibolu açıklarında torpillenerek batan Barbaros Hayrettin Gemisi’nde şehit olan Çarkçıbaşı Hamit Efendi, eşinden aldığı bir mektuptan çok etkileniyor. Cevap olarak yazdığı mektubuna, eşi Zeliha hanıma duyduğu büyük aşkını ‘Ruhum’ diye başlayarak tarif ediyor. İşte bu başlangıç mektubun bütün içeriğini ortaya koyuyor. Yüzbaşı Hamit, eşine duyduğu aşkı, sevgiyi inanılmaz derecede bir bağlılıkla anlatıyor. Biz yıllar sonra torunu Tomris hanım sayesinde bu mektubu kamuoyu ile paylaşıyoruz. Keşke Zeliha hanımın, Yüzbaşı Hamit Efendiye ‘Ruhum’ diye başladığı mektubu yazdıran o mektubu da bulabilseydik. O zaman karşılıklı yaşanan duygulara daha iyi tanıklık edebilirdikö dedi.
“BİZİM KRALİÇE HANIMA MAHSUSTUR”
Çanakkale’den yazılan mektuplarda genellikle bir zarfın içinden aile fertlerine yazılmış dört beş kağıt çıktığını belirten tarihçi Ahmet Uslu, “Bu kağıtlar anaya, babaya, kardeşe, eşe ayrı ayrı yazılmaktadır. Bunu ayırt etmek için de her kağıdın arkasına küçük bir not düşülmektedir. Şehidimiz Hamit Efendi de eşi Zeliha hanıma yazdığı mektubu ayırmak için arkasına ‘Bizim kraliçe hanıma mahsustur’ diye not düşmüş. İşte bu Çanakkale’den yazılan büyük bir aşk mektubunun açılış cümlesidir. Zeliha hanım bir taraftan kocasının şehitliğiyle övünürken, onun bir gün çıkıp geleceğini beklemiştir hep. Şehit eşini bekleyerek geçirdiği ömrünü 1996’da 100 yaşındayken tamamlamıştır” diye konuştu.
İŞTE O MEKTUP
Ruhum,
Göndermiş olduğunuz mektubu aldım. Teşekkür ederim. Yazısında ve söyleyişinde, her yerinde ayrı ayrı letafet var. Böyle mektuba ben cevap vermekten acizim. Ne kadar yazsam anın yerini tutmaz. İnşallah İstanbul’a geldiğimde yazı tahsili göreceğim. Olmaz mı
Ağabeyime hürmeti mahsusade bulunduğunuzdan dolayı cümlenize ayrı ayrı teşekkür ederim. Saniyen Nuri Efendiye evvelsi gün mektup gönderdim. Şimdiye kadar ne için geciktirmiş, bakalım ne cevap gelecektir. İkinci mektubumu mufassal yazarım. Çok uykum geldi. Pederin, validenin ellerini öperim. Karındaşlarının da gözlerinden öperim.
Not Bizim kraliçe hanıma mahsustur.