Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.
Bahçeli, konuşmasında Başbakan Erdoğan’ın batık bankaları hatırlatarak yargıya çağrıda bulunmasını da değerlendirdi.
Başbakan Erdoğan, MHP’nin koalisyon ortağı olduğu 57. hükümet dönemindeki batık bankaları hatırlatarak, ”Bu millete ödettikleri 231 milyar liranın hesabını bugüne kadar vermediler. Bu söylediklerim aslında bir yerlere duyurudur. Merak ediyorum bu yargı ne iş yapar?” diye sormuştu.
MHP Lideri’nin yanıtı sert oldu: ”Hodri meydan. Yüce Divan da dahil olmak üzere her yola başvurmaktan çekinmemelidir. Çok şükür alnımız ak, sicilimiz temiz ve geçmişimiz ip gibi düzgündür.”
Bahçeli’nin konuşmasından öne çıkan satır başları ise şöyle:
AKİL İNSANLAR POLEMİĞİ
”Başbakan Erdoğan bu 63 kişiyi maşa olarak mı kullanacaktır? Başbakan ne yetki ile PKK’yı Anadolu’nun her köşesine taşımaya karar vermiştir. 63 kişilik sözde akil insanlar Dolmabahçe’de bir araya gelerek İmralı canisine pasta hediye etmektedir. Birbirlerine çözüm morfini enjekte edecekler. Peki bu 63 kişi neyi çözecekler, neler anlatacaklardır? Bunlara göre PKK terör örgütü müdür? Bu 63 sözde akil insan barış olarak neyi sunacaktır?
PKK’lıları kardeş olarak gösteren Tatar Ramazan herkesi Abdurrahman Çavuş mu zannetmektedir? Ölen PKK’lılara şehit diyecek kadar çukura girmiş Mükremin Çıtır herkesi Feriştah, Mücver abla, zavallı Numan ve Tirbişon mu göstermektedir?
‘Kaderin böylesine yazıklar olsun’ diyen ve sadece şarkılarıyla bilinen Sayın Gencebay neden bahsedecek, sadece ‘dil yarası’ ile mi durumu kurtaracaktır? Hülya Koçyiğit çözümü mü yoksa filmlerdeki sahneleri mi anlatacaktır?
‘HASAN CEMAL VE CENGİZ ÇANDAR NEDEN YOK?’
Başbakan Erdoğan aklımızla alay mı etmektedir? 12 kötü adamın en kıdemlilileri nedense 63 kişi arasında yer almamıştır. Hasan Cemal ve Cengiz Çandar neden yoktur? Bunlar terfi mi almış, afaroz mu edilmişlerdir? Yoksa bölücü örgütte yönetime mi çıkmıştır? Bu 63’lükler Anadolu’da bozguna uğrayacak. Bunlara Türk milletinin kapısı da zihni de sonuna kadar kapalıdır.
BAŞBAKAN’A YANIT
Bizim sözde akil insanlar heyeti ile sözlerimiz Başbakan Erdoğan’ı kızdırmıştır. Bizi edebe davet etmiş. Sayın Başbakan bilmelisin ki sen edep konusunda bize söz söyleyecek en son kişi bile değilsin. Bizim hamurumuz sağlamdır, sütümüz helaldir, yönümüz doğrudur. Önüne geleni azarlayan hakir ve hor gören bir siyaset meddahı edepten nasıl bahsetmektedir? Türklüğü korumak edeptir. Türklüğü güçlü kılmak edeptir. Ecdadımıza ve mukadderatımıza sahip çıkmak edeptendir. Sayın Başbakan bütün bunlara rağmen halen kendisini edepli görüyorsa, Allah seni de senin gibileri de islah etsin.
‘HODRİ MEYDAN’
Başbakan Erdoğan bu aralar aklına estikçe bizim hükümet olduğumuz dönemdeki ekonomik tablodan bahsetmekte ve bu yolla itibarımızı sarsacağını hesap etmektedir. Ve son olarak da batan bankaların Türkiye’ye maliyetini hatırlatarak, ‘Yargı ne iş yapar?’ diyerek sormuş ve aklınca suç duyurusunda bulunmuştur. Ayrıca bize yönelik olarak ‘Batsın sizin vatanseverliğiniz’ deme izansızlığını gösterebilmiştir. Bizim hiçbir şeyden korkumuz yoktur.
‘ALNIMIZ AK, SİCİLİMİZ TEMİZ, GEÇMİŞİMİZ İP GİBİ DÜZGÜN’
Başbakan Erdoğan 57. hükümet döneminde ve özellikle de MHP’nin sorumlu olduğu bakanlıkları inceletmeli ve gerekirse Meclis’te araştırma komisyonu kurdurtmalıdır. Hodri meydan. Yüce Divan da dahil olmak üzere her yola başvurmaktan çekinmemelidir. Çok şükür alnımız ak, sicilimiz temiz ve geçmişimiz ip gibi düzgündür.
‘YARGININ NE İŞ YAPTIĞINI GÜNÜ GELDİĞİNDE GÖRECEKSİN’
Ancak Sayın Başbakan unutma ki, yargının ne iş yaptığını günü geldiğinde inşallah bizzat sen göreceksin. Bölücülüğün, belediye başkanıyken çevirdiğin dolapların, iktidar yıllarındaki kanunsuzlukların hepsinin bir bir hesabını yargı önünde vereceksin.
‘BAŞBAKAN EKONOMİDEN ZERRE KADAR ANLAMAMAKTADIR’
Başbakan Erdoğan ekonomiden zerre kadar anlamamaktadır. Eline tutuşturulan metinlerde ne yazılı ise kurulmuş plak gibi tekrarlamaktadır. Bizim de ortağımız 57. hükümet döneminde bir tek dahi yeni banka kurulmasına müsade verilmemiştir. Sayın Başbakan yalan rakamlarla 10 yılın gerisinden gelmeyi bırak ve şunu bil ki dün banka batıranlar bugün senin yanındadır. Dün küresel ekonomik operasyonların azmettiricileri bugün senin kader ortağındır. Dün milletimizi işsiz bırakanlar bugün senin dizinin dibindedir. Sayın Başbakan boşuna yorulma senin eşbaşkanlığını yaptıkların ekonomik yıkımın ve krizin mimarlarıdır. Çünkü Türkiye’nin kurban edilmesi, Türk milletinin zayıflaması, BOP’un ilerlemesi için bizim gitmemiz, senin ve zihniyetinin gelmesi öngörülmüştür. Eğer sen böylesi bir manzaraya gelişme, güçlenme ve itibar diyorsan, isterim ki, asıl senin zihniyetin batsın, asıl senin işbirlikçilerin yerin dibine geçsin.
TERÖRE ÇÖZÜM ARAYIŞI
Türkiye tehlikeli bir sürecin içine kıstırılmıştır. Başbakan Erdoğan İmralı canisi ile güç birliği yapmıştır. Türk milleti bölücü kuşatmaya alınmıştır. PKK’nın silah bırakması konusundaki temenniler karşılık bulmamıştır.
‘ERDOĞAN DA MEKTUP GÖNDERMİŞ MİDİR?’
Acaba Başbakan da bu mektuplaşmaya dahil olup, İmralı canisine acele cevap beklerim diyerek kenarı çiçeklerle süslü mektuplar göndermiş midir? Başbakan’ın çözüm ve barış sözleri henüz PKK’ya yansımamıştır.
Türk milletinin karşı karşıya olduğu tehditleri yorumlama zorunluluğumuz vardır. İçinden geçtiğimiz süreçte muhattap olduğumuz meseleler anlık gelişmeler değildir. Başbakan Erdoğan aziz milletimize kötülüğün daniskasını yapmak üzere adeta görevlendirilmiştir. Tarihin her döneminde ne zaman gerilemişsek, buhrana düşmüşsek mutlaka içten ve dıştan kumpasın varlığı hemen başını kaldırmıştır. Maalesef Türk milleti zalim senaryoların her defasında hedefinde yer almıştır.
Yeri gelmiş topraklarımız gasp edilmiş, yeri gelmiş bağımsızlığımıza göz dikilmiştir. Kimi zaman savaşlarla kimi zaman pazarlıklarla, ıslahatlarla gizli anlaşmalarla hayat ve varlık haklarımız budanmaz tehlikesine maruz kalmıştır. Gaye Türk milletini önce zaafe düşürmek dağıtarak tarihten silmektir.
İşbirlikçiler hainler kalleşler içimizden haçlı heveslileri dışarıdan ne yaptılarsa bizi yıkamamışlardır. Ancak bu sürecin henüz tam bir sonuca ulaştığını söylemekten çok uzak olduğumuzu söylemeliyiz. Geçmişte aramızı bozmaya birliğimizi bozmaya alçakça mesai sarfeden kirli kibirli maksatlar 10 yıldır devrededir.
Bin yıllık kardeşliğimizin infilak etmesi için fırsat kollayan, milli değerlerimizin parçalanması için ayin yapanlar AKP ile birlikte heyecan kazandılar. Hükümet onların rahat hareket etmesi için sosyal kültürel duvarları yıkmıştır. Türk miletinin tertemiz manevi kaynakları AKP’nin çamur dolu politikaları sayesinde kirlenmek üzeredir.
Başbakan Erdoğan aziz milletimize kötülüğü yapmak için görevlendirilmiştir. Bu zihniyetin Türklüğe hınç besleyen odak oluşum ve ortaklıklara davetiye çıkardığı görülmektedir. Erdoğan’ın Türk milletinin kanına doymayan acı çekmesini isteyen vicdanlarla ağız birliği olduğu görülüyor.
90 yıl önce milletimizin mağlup ettiği güçler yeni bir Damat Ferit simasını araya araya bulmuş. En başta Başbakan ve ona itibar edenler için utanç vesikasıdır.
Avrupa sevdalıları, Washington esintileri, İmralı müdafacıları, sözde aydınlar çözüm adı altında kenetlenmişler Türk milletine saldırı düzeneği almışlardır. Bu ihanetin kaynağı dış mihraklıdır. Hükümet aziz milletin çökmesi için tüm imkanlarını kullanmaktadır. Amaç devletimizin ilke ve esaslarını bükmektir.
‘İSLAMCILIK KİSVESİ ALTINDA BÖLÜCÜLÜK’
Bunlar vehim değildir. Korkunun ucuzluğu ve basitliğiyle eş değer değildir. Bu söylediklerim abartı da değildir. Söyler misiniz bana PKK’nın yıllarca dağlarda aradığı kanla elde etmek istediği hedeflerin iktidar tarafından sahiplenilmesinin daha nasıl bahanesi olacaktır? İslamcılık kisvesi altında bölücülüğe soyunan iktidar için daha ne söylenecektir?
Milli kimliğimizi savunmanın ilkel lanse edilmesi nasıl ifade edilecektir? Ülkemiz küresel bir tezgahın dibine barış beyanlarının altında kalmıştır Bu tezgahın adı da Büyük Ortadoğu Projesi’dir (BOP) veya Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi’dir.
Irak’tan sonra Suriye’de de yeni bir peşmerge çetesi kurulması an meselesidir. Çözüm süreci eğer istenildiği gibi giderse Bağımsız Kürdistan’ın kuzey ayağı oluşacaktır. Erdoğan İmralı canisinin kanlı düşüncelerine PKK’nın çürümüş niyetlerine takılmış milli gerçeklerden tam olarak uzaklaşmıştır. ABD Dışişleri Bakanı’nın Türkiye’ye bir aradan sonra tekrar gelmesi gelişmelerle bağlantısının olduğu şüphesizdir. Erdoğan’ın Mayıs’ta ABD’ye gitmesi her şeyi netleştirmektedir. Müslüman coğrafyasını şiddete çeviren bir ülkenin bakanı (ABD Dışişleri Bakanı) insanlık dersi vermeye kalkmıştır.”