Kamuoyunun 2012 yılı beklentilerinin başında gelen Yeni Anayasa’nın içeriği tartışılmaya devam ediyor. CHP’nin Anayasa Profesörü Milletvekili olan Süheyl Batum, Türkiye’nin geçmişine bakıldığında anayasaların Batı’nın isteğiyle yapılma geleneği olduğunu belirterek, “Hükümet de, küresel sermayenin istediği anayasayı yapmaya çalışıyor.” dedi. Hukukçu Gazeteci-Yazar Faruk Mercan ise “Yeni yapılacak anayasanın Türk-Kürt çatışmasına yol açmadan, bölünmeden, en azından yüzde 85 gibi temsil kabiliyeti olan uzlaşmacı bir anayasa olması gerektiğine inanıyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Uludağ Üniversitesi’nin Nilüfer Belediyesi ve Bursa Gazeteciler Cemiyeti ile ortaklaşa düzenlediği ‘Yüz Yüze Söyleşiler’ panelinde Hukukçu Milletvekili Prof. Dr. Süheyl Batum ile Gazeteci-Yazar Faruk Mercan üniversite öğrencileri ve öğretim üyelerine hitap etti. Batum ve Mercan, ‘Yeni Anayasa: Anlamı, Mekânı ve Zamanı’ başlıklı söyleşide, hazırlanmakta olan yeni anayasa hakkındaki görüşlerini aktardı.
TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonunda da görev yaptığını belirten Prof. Dr. Süheyl Batum, Türkiye’de 15-20 yıldır bütün kavramların içeriklerinin boşaltılarak karıştırıldığını ve bu nedenle yapılan tartışmaların da anlamsız hale geldiğini söyledi. Anayasa tartışmalarının da bundan nasibini aldığını belirten Prof. Dr. Batum, “Amerikan anayasası gibi kısa anayasa olsun demek kadar saçma bir şey olamaz. Her toplumun kültürü, geleneği, kadına bakışı, özgürlük anlayışı, yaşam biçimi farklıdır. Kısalık uzunluk baştan belirlenemez. O toplumun ihtiyaçları neyi gerektiriyorsa o kadar uzunlukta olur.” dedi.
Türkiye’nin geçmişine bakıldığında anayasaların Batı’nın isteğiyle yapılma geleneği olduğunu savunan Batum, yakın tarihte 1961 Anayasası’nın da ABD’nin isteğiyle, 1982 Anayasası’nın, 24 Ocak Kararları ile Türkiye biçilen rolün sonucu olarak yapıldığını, 2012 Anayasası’nın da küresel sermayenin dayatmasıyla yapılmaya çalışıldığını söyledi. Batum, “1990’lardan itibaren tek kutuplu hale gelen dünyada, ABD kendine bir statü belirledi ve Türkiye’ye bir rol verdi. Hükümet de, küresel sermayenin istediği anayasayı yapmaya çalışıyor. Küresel sermayenin önünü kesen şeyler vardı. Örneğin bazı satışlar, kamu yararı gerekçesiyle Danıştay’dan dönüyordu. Küresel sermaye bundan tedirgin oluyor diye, anayasadan kamu yararı kavramını kaldırıyorlar. Toplumun hukuksal güvencelerini zaten sıfırladılar, anayasadan da kaldırıyorlar. Bu yeni anayasa ülkemizin varlığını yokluğunu etkileyecek boyutta. İktidar, ABD’ye bu anayasa için söz verdi, istese de başka bir anayasa yapamaz.” ifadelerini kullandı.