İnsan Hakları Örgütü: Lazkiye’de Suriyeli muhalifler en az 67’sini infaz ederek 190 sivili öldürdü. 4 Ağustos’taki katliam Alevilere yönelik planlı bir saldırıydı. Çok sayıda kaynağa göre muhalifler Suriye’ye Türkiye üzerinden giriş yapıyor.
Radikal’in haberine göre İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) yayınladığı raporunda Suriye ‘nin Lazkiye vilayeti kırsalında 4 Ağustos 2013 tarihinde başlayan saldırılarda silahlı muhalif grupların en az 190 sivili öldürdüğünü, 200’den fazla kişiyi de rehin aldığını belirtti. Hükümet yanlısı Alevi köylerine yapılan operasyonda kurbanların en az 67’si infaz edildi. Çok sayıda kaynaktan edinilen bilgiye göre, muhalif gruplarda yer alan yabancı savaşçıların çoğu Suriye’ye Türkiye üzerinden giriyor. Silahlarını Türkiye üzerinden elde ediyor. Para ve diğer ihtiyaçlarını da yine Türkiye’den karşılıyor. Tıbbi tedaviye gereksinim duyduklarında da yine Türkiye’ye çekiliyorlar.
KANLARINI HÂLÂ GÖREBİLİRSİN
105 sayfalık “’Kanlarını hâlâ görebilirsin’: Muhalif Güçlerin Lazkiye Kırsalında Gerçekleştirdiği İnfazlar, Rastgele Ateş Açmalar ve Rehin Almalar” başlıklı rapor aralarında saldırılardan kurtulan köy sakinleri, acil müdahale ekibi ve hem hükümet hem muhalefetten savaşçı ve aktivistlerin bulunduğu otuz beşi aşkın kişiyle görüşmeler yapılarak hazırlandı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, muhalif grupların 4 Ağustos’ta başlayıp 18 Ağustos’a kadar sürdürdükleri ve “Müminlerin annesi Ayşe’nin soyundan gelenlerin savaşı” “Baruda saldırısı” veya “sahili özgürleştirme operasyonu” olarak adlandırdıkları operasyona en az 20 farklı silahlı muhalif grubun katıldığını ortaya çıkardı. Raporda, bu gruplardan Ahrar El Şam, Irak ve Şam İslam Devleti, El Nusra Cephesi, Muhacir ve Ensar Ordusu ile Sukur El İz’in 4 Ağustos’ta yapılan katliama katıldığına dair güçlü veriler olduğu belirtildi.
EN AZ 67 SİVİL İNFAZ EDİLDİ
İnsan Hakları İzleme Örgütü, teşhis edilen 190 sivil ölüden en az 67’sinin muhalif güçlerce katledildiğini tespit etti. Rapora göre öldürülenlerin 43’ü kadın, çocuk ve yaşlı. Muhalif güçler ya kurbanlarını kasıtlı olarak kurşunladı ya da hedef gözetmeksizin açılan ateş sonucu bu kişiler yaşamını yitirdi. 123 sivilin nasıl öldürüldüğünün belirlenmesi için daha fazla araştırma yapılması gerekiyor.
SAVAŞ VE İNSANLIĞA KARŞI İŞLENMİŞ SUÇ
Raporda, saldırıda rol alan Irak ve Şam İslam Devleti ile Muhacir ve Ensar Ordusu adlı iki muhalif grubun büyük çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 200’den fazla kişiyi hâlâ elinde tuttuğu belirtildi. İnsan Hakları İzleme Örgütü, ellerinde rehine bulunan grupların bu kişilere insan? muamele etmesinin güvence altına alınmasını ve bu kişilerin derhal serbest bırakılmasını istedi. Bu gruplar üstünde etkisi olan ülkelere de rehinelerin serbest bırakılması için devreye girilmesi çağrısında bulunuldu. Örgüt, bulgulara göre öldürmeler, rehin almalar ve diğer ihlallerin, savaş suçu ve insanlığa karşı işlenen suç oluşturacak nitelik taşıdığını kaydetti.
ALEVİ KÖYLERİNE PLANLI SALDIRI
İnsan Hakları İzleme Örgütü Orta Doğu direktör vekili Joe Stork “Bu ihlaller bir takım kendini bilmez savaşçıların yaptığı münferit vakalar değildi” diyerek, “bu operasyonun Alevi köylerinde yaşayan sivil halka yönelik koordineli ve planlı bir saldırı” olduğuna dikkat çekti.
Rapora göre, muhalif savaşçılar Baruda’da kasıtlı olarak bir Alevi ziyaretgâhını (dini şahsiyetlerin gömüldüğü yer) tahrip etti. 4 Ağustos’ta Baruda yerel Alevi din? lideri ve makam yöneticisi Şeyh Bader Gazzal kaçırılarak infaz edildi. El-Nusra Cephesi, gruba ait olduğu düşünülen bir web sitesinde yaptığı açıklamada, eski Suriye başkanı Hafız Esad’ın danışmanı Fadl Gazzal’ın akrabası olan şeyhin, Suriye hükümetini desteklediği için El-Nusra üyeleri tarafından infaz edildiğini kabul etti.
ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİ’NE SEVK EDİLMELİ
İnsan Hakları İzleme Örgütü daha önce Suriye hükümeti ve hükümet yanlısı güçlerin gerçekleştirdiği savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçları belgelemişti. Bu suçlar arasında, Daraya (Şam’ın banliyösü), Tartus, Humus ve İdlib vilayetlerinde olduğu gibi, kara harekâtlarının ardından uygulanan sistematik işkence ve yargısız infazlar bulunuyor. Örgüt yetkilisi Stork “Suriye’deki savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçların kurbanları, uzun süredir Güvenlik Konseyi’nden bu korkunç ihlallerin sorumlularından hesap sorulacağına dair net bir mesaj gelmesini bekliyor. Durumu Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) sevk etmek için geç bile kalındı” dedi.
‘DESTEKLERSNİZ SİZ DE SAVAŞ SUÇUNA ORTAK OLURSUNUZ’
Raporda Suriye’ye komşu ülkelere ve diğer hükümetlere tavsiyeler de yer aldı. Silahlı muhalifler üzerinde nüfuzu bulunan tüm hükümetlere, bu gruplara, halka yönelik kasıtlı, hedef gözetmeden ve orantısız saldırılarını sona erdirmesi için baskı yapmaları çağrısında bulunuldu. Savaş suçları ve insanlığa karşı suç işlediklerine dair inandırıcı deliller bulunan gruplara, silah, mühimmat ve malzeme satışı veya temininden de vazgeçilmesi gerektiği belirtilen raporda “Bu gruplara silahla asker? destek sağlayan veya satan herkes savaş suçlarına ve insanlığa karşı işlenen suçlara iştirak etmiş sayılabilir” denildi. Raporda, ‘Topraklarının ihlalci gruplara silah iletmek için kullanılmadığından emin olmak için Türkiye’nin daha fazla çaba göstermesi’ konusunda Birleşmiş Milletler ve koalisyon ülkelerine görev düştüğü vurgulandı.
TÜRKİYE’YE TAVSİYE: BU KİŞİLERİ SORUŞTURUN
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün tavsiyeleri arasında Türkiye’ye yönelik olanlar dikkat çekiyor. Türkiye’ye sınır devriyelerini arttırılması önerilirken diğer tavsiyeler şöyle: Suriye’de sistematik insan hakları ihlallerine karıştığına dair güvenilir bilginin olduğu gruplara mensup savaşçıların ve bu savaşçılara ulaştırılan silahların ülkeye girişi kısıtlansın. Türkiye, Suriye’de savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlediğinden, bu suçların işlenmesine iştirak ettiğinden şüphelenilen veya komuta sorumluluğuna sahip kişilere soruşturma ve kovuşturma açsın.