Kaybından derin üzüntü duyduğum Türk Halk Müziği Sanatçımız ve Söz Yazarımız Neşet Ertaş’ın “menajer”i olduğunu ileri süren Gülsüm Sarıkaya tarafından yapılan açıklamada yer alan ve gerçekle hiçbir ilişkisi bulunmayan şahsıma yönelik “iddia, iftira ve karalama” dolu sözler, Anadolu Ajansı tarafından haber haline getirilerek 25.9.2012’de, Neşet Ertaş’ın vefat ettiği gün; basına “servis” edilmiş ve bazı internet sitelerinde de “Neşet Ertaş’ı üzen son olay” başlığıyla yayımlanmıştır.
Söz konusu haber; baştan sona bir “kurgu”dan ibarettir, gerçekle asla bir ilişkisi yoktur, “karalama, kişiliğimi ve güvenilirliğimi zedelemeye” yöneliktir.
Haberin kamuoyunu doğru ve sağlıklı bilgilerle bilgilendirmek yerine, toplumda “güvenirliliğe ve saygınlığa sahip olan Gazeteci Yazar ve Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan olarak şahsımı itibarsızlaştırmak, küçük düşürmek ve güvenirliliğini zedelemek amacı taşıdığı” 14 Eylül’de gerçekleşen bir ziyaretin 11 gün sonra, Neşet Ertaş’ın “ebediyete intikal ettiği gün kurmaca” haber olarak yayınlanmasıyla ve Milli Haber Ajansımız Anadolu Ajansı’nın da, tek taraflı olarak ilgili tarafın görüşüne başvurmadan, teyit ettirmeden “tek taraflı” bu “kurmaca haber”i basına servis etmesinden çok kolayca anlaşılmaktadır.
Bu haber; “basın etiğine, doğru ve ilkeli haberciliğe, tarafsızlığa ve yayın ilkelerine” tümüyle aykırıdır.
Ulusal haber ajansımız olan Anadolu Ajansı; Devlet’ten yardım almakta ve önemli ölçüde “kamu kaynağı” kullanmaktadır.
Anayasamız, “Devlet’ten yardım alan haber ajanslarının tarafsızlığının esas olduğunu” öngörmektedir.
Haberde, Gülsüm Sarıkaya’nın “Ben ailesiyle, çocuklarıyla odanın kapısında bekliyordum. Fotoğraf konusunda uyardım. Hocamızın kesinlikle görüntü vermek istemediğini, bunun bir hasta hakkı olduğunu söyledim.
Adnan Keskin ve Ali Engin bu konuda hak verdiler. Odada fotoğraf çeken bir tek Hüseyin Aslan’dı. Silmesini istedik, kesinlikle kullanmayacağım dedi.
Ziyaretin ertesi günü fotoğrafın servis edildiğini gördük. Ondan başka kimse fotoğraf çekmedi. Ben yapmadım deme gibi bir lüksü yok… Hocamız fotoğrafın yayınlandığını öğrendi. Çok üzüldü. Basın saygı gösterdi, ama o göstermedi. Hocamızın son üzüldüğü olay bu oldu.” şeklindeki hayali, düzmece senaryosuna yer verilmiştir.
Ben, 14 Eylül akşamı, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Adnan Keskin, Parti Meclisi Üyesi ve Sanatçı Sayın Faruk Demir ve CHP İl Başkanı Sayın Ali Engin’le birlikte, Türk Halk Müziği sanatçısı Neşet Ertaş’ı tedavi gördüğü hastanede ziyaret ederek “geçmiş olsun” dileğimi ilettim, “acil şifa” temennisinde bulundum.
Yanımda ne fotoğraf makinesi vardı, ne de fotoğraf çektim. Neşet Ertaş’ın “menajer”i olduğunu ileri süren Gülsüm Sarıkaya’nın iddiaları, tamamıyla “hayal”dir, “gerçek dışı”dır, “kurmaca”dır.
Söz konusu bu haber; tümüyle “karalama, itibarsızlaştırma, küçük düşürme, kişiliğimi zedeleme ve güvenirliliğimi sarsma” amacına yöneliktir.
Basın yoluyla yapılan kişilik haklarıma yönelik bu saldırının hesabını bağımsız yargı önünde soracağımı, sürekli Basın Kart Sahibi ve 20 yıldan fazla Türkiye Gazeteciler Sendikası İzmir Şubesi Başkanlığı yapan Gazeteci-Yazar kimliğimle ifade etmek istiyorum.
Sanata ve sanatçıya her zeminde ve her koşulda önem veren, özen gösteren bir kişi olarak, Neşet Ertaş’ın vefatından derin bir üzüntü duydum.
Kendisine Allahtan rahmet, ulusumuza, ailesine ve sevenlerine de sabır ve başsağlığı diliyorum.
Kamuoyunun ve basınımızın bilgisine saygıyla sunuyorum.