34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
43,3470£% -0.52
3.005,41%1,48
2.705,79%1,29
9.549,89%1,94
Seçime 41 gün kala Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Siyaset Meydanı programında soruları yanıtladı. Erdoğan, Galatasaray’dan ÖSYM’ye, İmralı’daki görüşmelerden bedelli askerliğe, 1 Mayıs’tan Kanal İstanbul’a, seçim barajından Suriye’deki olaylara çok sayıda mesaj verdi.
Kanal İstanbul için bir yatırımcının 30 milyar dolar vermeye hazır olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, şu bilgileri verdi: “Kanal İstanbul tam Çatalca’nın kıyısından geçecek anlamına gelmiyor, deprem ve çevreye ilişkin hassasiyetler göz önüne alınacak.
Daha işin başında şu anda satın alımda ’30 milyar dolar vermeye hazırım’ diyen yerli bir yatırımcı var.
Bu projenin bedeli de ciddi bir rakam. Yapılacak proje çalışmaları kesin şeyini belirleyecek ama 12 milyar dolar civarında. Bu daha üstü olabilir, ama öyle zannediyorum ki aşağısı olmaz. Bunu yap-işlet-devret sistemiyle yaptırmak mümkün. Bu noktada talipler çok. Aynı şekilde hiçbir şey olmazsa, şu andaki ekonomik gücümüzle Türkiye olarak rahat rahat yaparız.
Bu aynı zamanda İstanbul projesi olmaktan çıkıp Türkiye projesine dönüşüyor. Bununla beraber biz dünyaya bir marka ihraç ediyoruz. Bir Panama Kanalını, Süveyş’i denizcilik bilir. Çünkü orada gidiş gelişler var. Bunlar literatüre girmiştir. Şimdi Kanal İstanbul aynı şekilde buna girecektir. İlginç olan bir yan da tarihi yarımada, tarihi ada haline gelecektir.
11 Mayıs’ta açıklayacağım iki şehir projesine ek olarak Kanal İstanbul kapsamında kordon boyu şeklinde bir yapılanma oluşacak. Kanal İstanbul’un kenarında yalılar olmayacak, güvenlik şeridinin dışında yapılaşma gerçekleşecek.
İki tane kuracağımız şehirde, Anadolu yakasında olanlar için oraları, Avrupa yakasında olanlar için buraları göstereceğiz. ‘Buyur sana ev. Beğen al.’ Mecbur gidecek. Niye? Deprem tehdidi var. Deprem tehdidini göre göre o vatandaşları orada nasıl bırakırız? Diyeceğiz ki ‘Bak senin buradaki binan şu, bedeli şu. Buyrun sana şuradan, ne istiyorsun? Bir daire… Bir daire… İki daire… İki daire… Senin şeyinin bedeli bunu alıyor. Al güle güle kullan. Ama ben üç daire istiyorum. O zaman kalan bir daireyle ilgili de 20 sene vadeyle buyur üçüncü daire.”
Bu bir göç planı değil, şehircilik planı. Yeni dönemde bir şehircilik bakanlığı kuracağız.
Bizim bağımsızlığımızın üzerine kimse gölge düşüremez. Kanal İstanbul, bizim bağımsızlığımızın, İstanbul’da yapacağımız bir düzenlemenin bir ürünüdür. Biz bunu yaparız. Sonra da uluslararası hukuk neyi gerektiriyorsa, zaten o hukuk içerisinde her şey çalışmasına devam eder. Şirket, adam, kuruluş neyse Kanal İstanbul’u tercih eder, öbür tarafı tercih eder. Bizim de tabii ki çevre tehdidi noktasında herkesin dikkatini çekme hakkımız var.
Montrö Anlaşması imzalandığında tankerler yoktu, anlaşma basit kuru yük gemileri üzerinden yapıldı ve şimdi şartlar değişti. Tedbirler almamız gerekiyor.
Kılıçdaroğlu mesela Kanal İstanbul’da ‘insan yok’ diyor. Bu nasıl bir bakıştır ya? Burada 10 binlerce insan çalışacak. Burada fuar merkezleri, alışveriş merkezleriyle insanların yerleşim şeyleriyle… Nasıl burada insan yok dersin. Neye bakıyor anlamıyorum. Herhalde insan olduğunu anlaması için kanaldan gemi yürütmeyeceksin de insan yürüteceksin. İnanın insan yürüse, sayın Kılıçdaroğlu der ki ‘Yüzme bilmiyor.”
GERÇEK Mİ YALAN MI? İŞTE GÜNÜN BOMBASI…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.