Dünyanın en güçlü kadını olarak kabul edilen IMF Başkanı Christine Lagarde, Türkiye’nin 2012 büyümesiyle ilgili yanıldıklarını kabul ederek, “Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’la görüşmemde gördüğüm rakamlar beni ikna etti. Büyüme tahminimizi yüzde 2.3’ten yüzde 3.2’ye çıkardık” dedi. Lagarde, S&P’nin son değerlendirmesiyle ilgili ise “Bugünlerde S&P’nin yerinde olmak istemezdim. Majeste gibi onay makamı değilim ama gönlümdeki notunuz çok daha yüksek” diye konuştu.
ULUSLARARASI Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, IMF’nin Türkiye’nin 2012 büyüme tahminini yüzde 1.7’den önce 2.3’e, son olarak da yüzde 3.2’ye yükseltmesiyle ilgili olarak, “Türkiye ile ilgili tahminlerimizi olması gerekenden daha düşük tuttuğumuzu gördük. Türkiye’nin büyümesiyle ilgili yanılmışız. Bu konuda Türk yetkililerle görüştük. Son olarak Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile görüştüğümde, bazı rakamların geçmişi yansıttığını, gördüm. Babacan’ın anlattıklarından ikna olduk ve Türkiye’nin daha fazla büyüyeceği yönünde tahminimizi yukarı yönlü revize ettik” dedi.
Hatayı düzeltmekte sakınca yok
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında bugün gerçekleştirilecek 7’nci Yatırım Danışma Konseyi toplantısına katılmak üzere İstanbul’da gelen Lagarde, toplantı öncesinde bir grup basın mensubuyla bir araya geldi. Türkiye’nin son yıllarda müthiş bir aşama kaydettiğini gözlemlediğini vurgulayan Lagarde, “Bazen kurumlar da hata yapabilir. Biz önümüze konulan rakamlara baktığımızda hata yaptığımızı kabul ettik. Bunu kabul etmekte sorun yoktur” diye konuştu. Kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s’un (S&P) Türkiye’nin kredi notu görünümünü ‘pozitif’ten ‘negatif’e çevirmesiyle ilgili oluşan tepkilere ilişkin ise Lagarde şu değerlendirmeyi yaptı:
Gönlümdeki not yüksek
“Türkiye’de S&P ile ilgili gelişmeleri yakından takip ettim. Başbakanın S&P’ye yönelik söylediklerinin tamamını okudum. Bazen yapılan değerlendirmede bir hata varsa bu dile getirilmeli. Hatanın gerekçelerinin anlatılmasında bir sakınca yok. Ama bugünlerde S&P’nin yerinde olmak istemezdim. Ben majeste gibi onay makamı değilim. Türkiye’nin gönlümdeki notu çok daha yüksek. Bunu açıklamam doğru olmaz. Ancak zaten yatırımcılar Türkiye’ye yönelik iştahlarıyla bunu gösteriyorlar. Türkiye dünyada paranın aktığı önemli merkezlerden biri.”
Yüzde 70’i gayet iyi
Türkiye’nin sadece ekonomik göstergelere bakılarak değerlendirilmemesi gerektiğini kaydeden Lagarde şunları söyledi: “Aslında Türkiye ekonomisi ile ilgili rakamlar hiç de kötü değil. Ben başkaları gibi rakamların sadece kötü yönlerine değil daha çok iyi yönlerine bakmayı tercih ederim. Dünyanın diğer ülkeleri ile kıyaslandığında bence Türkiye çok iyi durumda. Kamu borcu, borcun milli gelire oranı ve büyüme rakamlarına bakıldığında bütün bunlar hiç de kötü değil. İşsizlik harika değil ama daha iyiye doğru gidiyor. Özetle ekonomik göstergelerin yüzde 70’i gayet iyi durumda.”
Cari açığı ekonomideki canlılıkla aşıyorsunuz
CHRISTINE Lagarde, Türkiye’nin ekonomik açıdan iki göstergeye dikkat etmesi gerektiğini vurgulayarak şunları kaydetti: “Biri cari açık biri de enflasyon. Türkiye bunlara dikkat etmeli. Cari açığın ülkedeki canlılık ile aşılabileceğini görüyorum. Sadece rakamlara bakarak değil Türkiye’ye bizzat gelince ülkedeki canlılığı ekonomideki dinamizmi görebiliyorsunuz. Bu ülkeye sermaye akmasını sağlıyor. Gelenler ekonomideki canlılıktan çok etkileniyorlar. Son dönemde paranın geldiği yerlerden biri Türkiye. İsim vermek istemiyorum ama son dönemde birçok uluslararası şirketin Türkiye’de ofis açtığını ya da yatırım yaptığını duyuyorum.”
Türkiye sıcak parayı, ‘ılık ve kalıcı’ hale getirmeli
PARANIN adeta Türkiye’ye aktığını kaydeden Christine Lagarde, şöyle konuştu: “Türkiye’ye gelen paranın büyük bir kısmı sıcak. Ama sıcak para ülkeyi hemen terketmiyor. O nedenle durum o kadar da kötü değil. Ancak aniden çıkması sorun olabilir. Buna dikkat etmek lazım. Sıcak parayı ılık ve kalıcı paraya çevirmek önemli. Bu noktada doğru para politikaları devreye giriyor. Para politikası sıcak parayı ne çok cesaretlendirmeli ne de cesaretini çok kıracak şekilde olmamalı. Para politikasının dengesi önem taşıyor. Bu adımların azı da çoğu da zararlı olabilir. Türkiye birçok açıdan diğer ülkelerden olumlu yönde ayrışıyor. Bu süreçte yapacağı en büyük hata, yanlış para politikalarıyla bu olumlu trendi olumsuz etkilemek olur.”
IMF bir ‘lale’den ‘gül’e dönüşecek
KÜRESEL kriz sürecinde değişen şartlarla birlikte IMF’nin de bir takım değişikliklere yöneldiğini belirten Christine Lagarde şunları söyledi: “IMF ülkenizin güzel çiçeği laleden, etkiliyeci bir güle dönüşüyor. IMF’deki değişikliği kısaca bu şekilde özetleyebiliriz. Fon’un kredi kapasitesini artırıp, kredi kullanılmasına esneklik kazandıracak bazı adımlar atıldı, bu süreç devam ediyor. Ayrıca teknik yardımlarımızı da artırmıştık, bunu daha sofistike ve derinlikli yapacağız. Araştırma ve raporlarımızı da daha dar çerçeveli bir kapsamdan çıkarıp tüm dünyayı kapsayan bir hale getirdik. Büyüme, finansal istikrar, sürdürülebilirlik gibi konulara daha fazla odaklanacağız. Örneğin bu süreçte Arap Baharı ülkelerine de yöneleceğiz. IMF’nin Tokyo’daki yıllık toplantılarının ana konularından biri olacak.”
IMF’de daha fazla rol
TÜRKİYE’nin IMF içindeki kotasının artırılması ve oy hakkının yükseltilmesi ile ilgili çalışmaların devam ettiğini kaydeden Lagarde, “Şu anda Türkiye’nin oy hakkının ne olacağı konusunda bilgi vermem doğru olmaz. Ama önümüzdeki dönemde Türkiye’nin IMF içindeki rolünün artacağına da inanıyorum. Diğer gelişmekte olan ülkelerin Fon içindeki etkinliğinin artması da gündemimizde” diye konuştu.