34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
43,3470£% -0.52
3.005,41%1,48
2.705,79%1,29
9.549,89%1,94
Programı kapsamında Güney Afrika Cumhuriyeti’nde bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Güney Afrika Cumhurbaşkanı Yardımcısı Kgalema Motlanthe ile baş başa ve heyetler arası görüşmelerde bulunduktan sonra ortak basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısından önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Güney Afrika Cumhurbaşkanı Yardımcısı Kgalema Motlanthe, yaptıkları başbaşa ve heyetlerarası görüşmelere ilişkin Türkiye ve Güney Afrika arasında ortak bildiriye imza koydular.
Ayrıca Türkiye ve Güney Afrika Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlıkları arasında diplomatik akademilerarası işbirliği mutabakat zaptı imzalandı.
Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Motlanthe toplartıda gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Başbakan Erdoğan, Suriye’deki gelişmelerle ilgili bir soruya, “Öncelikle ben şunu ifade edeyim; bildiğiniz gibi bugün, BM Güvenlik Konseyi’nde bir metin gündeme geliyor ve bu metin oylanacak. Doğrusu ben bu metni, Suriye ile ilgili önemli bir uyarı metni olarak görüyorum. Ve bu hafta sonu veya hafta başı ülkemize gelen Suriyeli, gelmiş olan Suriyeli kardeşlerimiz var. Bizde şu anda misafirler. Yaklaşık 7 bin 500 civarında… Bizdeki şu anda hazırlanmış kamplarda kalıyorlar. Kendilerini ziyaret edeceğim, kendileriyle
görüşeceğim, Türkiye olarak değerlendirmesini yapıp, bizler bir açıklamada bulunacağız. Zira Suriye’deki gelişmelere çok daha fazla seyirci kalamayız. Mağdur, mazlum, savunmasız insanlara karşı burada ciddi ölümler var. ‘Bunlar devam etsin’ diyemeyiz. Bunlara karşı bizler, insani ve vicdani görevimizi yerine getirmek durumundayız. Hatay kampını ziyaretten sonra değerlendirmemizi yapıp ondan sonra da açıklamalarımızı yapacağız.” diye yanıt verdi.
Şahsına, eşine ve beraberindeki heyete gösterilen sıcak karşılama ve içten hüsnükabul için herkese kalbi teşekkürlerini sunan Başbakan Erdoğan, Motlanthe’nin 2010 yılı Mayıs ayında Türkiye’ye davetlisi olarak ziyaret ettiğini ve kendisiyle ikili ilişkilerin ileri götürülmesi yönünde verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerini anımsattı.
Güney Afrika Cumhuriyeti’ni Afrika’da çok önemli bir yeri ve stratejik bir konumunun mevcut olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan,
“Aynı şekilde bölgesinde adeta bir ilham kaynağı olan Türkiye ve demokrasi mücadelesinde de müşterek siyasi noktada düşünceleri örtüşen iki ülke konumundayız. 2005 yılını Afrika’ya açılım yılı olarak ilan etmiş ve bu süreçten itibaren de yoğun bir çalışmayı büyükelçiliklerimizin sayısını artırma noktasında başlatmıştık. Şu anda 24 büyükelçiliğe sahibiz ve 2012 itibarıyla bunu 33 çıkarmayı planlamış durumdayız. Bunun ön çalışmaları da yapılmış vaziyette, yoğun bir şekilde tamamlamanın gayreti içindeyiz. Tabii Kuzey Afrika’da bir Arap Baharı esiyor. Malum gerek Mısır, gerek Tunus, gerek Libya’daki gelişmeler gerekse diğer tarafta Yemen ve Suriye’deki gelişmeler, Güney Afrika Cumhuriyeti’ni ve Türkiye’yi bunlar yakından ilgilendiren konular olarak gündemimizde” dedi.
“BUGÜN BURADA İKİ ÖNEMLİ ANLAŞMAYA İMZAYI ATTIK”
Güney Afrika Cumhuriyeti’nin, Afrika Birliğindeki ağırlıklı yeri ve önemine dikkati çeken Erdoğan, “Öbür tarafta BM Güvenlik Konseyinde geçi üye olarak görevde oluşu, bu süreç içindeki önemini giderek artırıyor. İnanıyorum ki birlikte yapabileceğimiz çok şeyler var. Gerek İsrail, Filistin konusunda, gerek Sudan’daki gelişmeler konusunda. Gerek Somali konusunda bütün bunları ile alma fırsatını bulduk,
Kıbrıs’taki gelişmeleri değerlendirme fırsatını bulduk. Tabii ekonomik ilişkiler noktasında Türkiye, Güney Afrika Cumhuriyeti ilişkilerini çok ama çok önemsiyoruz. Zira 2008’de 2,7 milyar dolara çıkan ticaret hacminin, 2010 yılında uluslararası finans krizi sebebiyle düşüşü… 1,2 milyar dolara kadar düşmesi manidardı. Fakat bu yıl itibarıyla ile ilk 7 ayda 1 milyar dolara çıkmış olması gösteriyor ki geçen yılı bu yıl aşacağız. İnanıyorum ki Güney Afrika Cumhuriyeti ve Türkiye aramızdaki bazı ekonomik enstrümanları kullanmak suretiyle bu hacmi süratle çok daha farklı bir noktaya taşıyabilir. Aramızda turizmde atabileceğimiz çok önemli adımlar var. Nitekim şu anda THY ile Güney Afrika Cumhuriyeti’nin havayolları arasındaki çalışmalar ve hatta talepler her geçen gün daha da artıyor. Öyleyse bu konuda atacağımız adımlar, halklarımızın önünü açmak, inanıyorum ki toplumların kaynaşması dünya barışını da çok önemli katkı sağlayacaktır. Tabii bugün burada iki önemli anlaşmaya imzayı attık. Bu anlaşmalar dilerim ki en kısa zamanda yeni anlaşmaların da önünü açsın. Tabii özellikle en kısa zamanda karma ekonomik konsey toplantısını Türkiye’de yapmayı… İlgili bakan arkadaşlarımızın kararlaştırması suretiyle gerçekleştirmek istiyoruz” dedi.
Başbakan Erdoğan, “Suriye’ye yönelik ABD ziyaretinizde bir yaptırım paketinden söz ettiniz. Bunu detayları netleşti mi?” sorusuna, bu konuda değerlendirmeleri Hatay ziyaretinden sonra yapacaklarını belirterek, “Bundan sonra bunun etaplarını hepsini ortaya koyarak yol haritamızı açıklayacağız. Aslında şu anda biliyorsunuz, zaten kısmen açıklamadan başlayanı da var, çünkü onlar artık adeta beklemeye tahammülü olmayan adımlardı ve bu adımları da attık. Karşılıklı vize muafiyeti konusunda bir çalışma olup olmadığı sorusuna Motlanthe, vize muafiyeti konusunun ele alınan konular arasında bulunduğunu dile getirdi. Turizm konusu ele alındığında masada yer aldığını ifade eden Motlanthe, “Bu noktada iki ülkeden vatandaşların serbest bir şekilde ziyareti konusu elbette süreç içinde ele alınacaktır. Halihazırda öyle bir süreç söz konusu değil ancak kısa süre içinde ele alınabilecek konular içinde yer alacaktır” dedi.
Başbakan Erdoğan, Motlanthe’nin bu sözleri üzerine, “Bu dünya hepimizin. Kapıların açık olduğu bir dünyayı süratle gerçekleştirelim” dedi.
“İNSANİ AÇIKLAMASI OLAMAZ”
Başbakan Erdoğan, Suriye konusunda bir başka soru üzerine ise, “En keskin buradaki benim bu yorumdan öte bir şey artık, tespitimdir;
güvenlik güçlerinin savunmasız insanlara karşı yapmış olduğu bu ölümlerin, bu saldırıların hiçbir insani açıklaması olamaz. Vicdani açıklaması olamaz. Bunları Sayın Esad ile çok konuştuk. demokrasiye geçiş süreciyle ilgili çok bu konuda görüşmelerimiz oldu. Aslında dostluğumuz, arkadaşlığımız çok çok ileri olan bir anlayışımız vardı. Ama biz, dostluğumuzu, arkadaşlığımızı ilkeler üzerinden
sürdürmeliyiz. Eğer bu ilkeler çiğnenirse, bu ilkeler bir kenara bırakılırsa o zaman biz, dost olan arkadaşı da bir kenara bırakırız. Çünkü bizim için aslolan Suriye’nin halkıdır, Suriye’nin kendisidir. Orada, özgürlükler hiçe sayılmıştır. Yaklaşık 40 yıl olağanüstü hal orada vardı. Şu anda ‘olağanüstü hali kaldırdım’ diyor. ‘olağanüstü kaldırdım diyen bir cumhurbaşkanı Lazkiye şehrini denizden bombalıyor. Geçmişte, babasının Hama’da, Humus’ta yaptığı o zamanki ölümler, şimdi aynen bakıyorsunuz ki yeniden gündeme geliyor. Biz, bunları hiç beklemiyorduk. Ama ne yazık ki böyle bir gidiş, 910 kilometre sınırı olan bir Türkiye’yi ciddi manada üzmüştür, çünkü akrabalık bağlarımız var. Bu ifadelerimiz bir çıkar ilişkisine asla dayalı değildir. İnsani duygulardır, vicdani duygulardır” dedi.
“BİZLERİ ÜZÜYOR”
Başbakan Erdoğan, BM’nin bir reforma ihtiyacı olduğuna yönelik eleştirilerle ilgili bir soru üzerine, “Şu anda bizler BM Güvenlik konseyinde üye değiliz, bizim dönemimiz bitti. Fakat Güney Afrika Cumhuriyeti şu anda BM Güvenlik Konseyi’nde geçici üye. Görüldüğü gibi daimi üyeler daha belirleyici oluyor. Onun için de eylül ayında BM Genel Kurulu’nda bu reforma yönelik yaptığımız açıklamalar oldu. Tabii bu reform olmadığı sürece BM Genel Kurulu’ndan yaptırım gücü olan kararların çıkması bazı ülkelere göre ne yazık ki değişiyor. Örneğin, İsrail’e bu tür yaptırımlar kararlar çıkmış olmasına rağmen uygulanmıyor. İşte BM Güvenlik Konseyi 89 karar alıyor İsrail’e uygulanmıyor. Genel Kurul’dan 247 tane karar çıkıyor uygulanmıyor. Ama öbür taraftan İran’a, Sudan’a bu tür kararları uyguluyorlar, Filistin’e uyguluyorlar. Bunlar tabii ne yazık ki bizleri dünya barışı için adalet bekleyen bizleri üzüyor. Temenni ederiz ki bunlar bu şekilde devam etmez. Şu anda da bugün Suriye ile ilgili bir yaptırım noktasında bir tasarı oylanacak, bu bir uyarı nitelikli tasarı diye düşünüyoruz. Temenni ederiz ki buradan olumlu bir karar çıkar ve bu konuda da gerekli olan adımları hep birlikte atarız” dedi.
Motlanthe de bir başka gazetecinin “İki ülke arasındaki ticaretin geliştirilmesi söz konusu. Ama Türkiye’ye yüksek oranda gümrük uygulandığı ifade ediliyor. Bu düşürülecek mi?” sorusuna, iki ülkenin ilgili bakanlığının bu konuda çalışacağını belirterek, Türkiye’den gelen ürünler üzerinde uygulanan gümrüğün düzeltileceğini söyledi.
MOTLANTHE: ORTAK EKONOMİK KOMİSYONDA MUTABAKATA VARILACAK KONULAR SÖZ KONUSU
Motlanthe, çok verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve önemli ekonomik konuları ele aldıklarını belirterek,”Bu konular arasında BM Güvenlik Konseyi’ndeki önemli konular ele alındı. Kuzey Afrika, Ortadoğu’daki gelişmeler ele alındı. Suriye’deki gelişmeleri de ele aldık. Somali’deki istikrarın sağlanması konusu da karşılıklı ele alındı. Somali’deki istikrar bizler için çok önemli. Bu konuda siyasi istikrarın her iki ülke açısından da önemli olduğunu gördük. Ticari konulara bakacak olursak, ekonomik konularda ortak ekonomik komisyon toplantısına yapılabilecekleri ele aldık. Bu konuda ticari alanda bazı anlaşmalar söz konusu olacak. Bu süreçte, ortak ekonomik komisyonda mutabakata varılacak konular söz konusu. Uzlaşmaya varılmış olan ancak karşılıklı olarak onaylanması gereken belli konular söz konusu” dedi.
“İKİ ÜLKE ARASINDAKİ TİCARET HACMİ DÜZENLİ BİR ŞEKİLDE ARTIŞ GÖSTERMEKTEDİR”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Motlanthe, bütün bunlara bakıldığında iki ülke arasındaki ilişkilerin stratejik öneme sahip olacağına işaret ederek, “Bizler kendi görüşlerimizi ortaya koyduk. İki ülke olarak, Ortadoğu ve Afrika’daki ve Avrupa’daki ve daha uzak bölgelerdeki görüşlerimizi ortaya koyduk. Bu konuların hepsi bizim için önemli. Bu açıdan baktığımızda iki ülke arasındaki gelişmeler bu görüşme çerçevesinde yüksek düzeyli görüşmeler devam edecektir. Gün içinde beraber olacağız. İş adamlarıyla bir toplantıda bir arada olacağız. Bu noktada şunu umuyoruz ki; bu ziyaret çerçevesinde iki ülke arasındaki somut ortak projeler ortaya konacak. Ve yeni projeler oluşturulacaktır, özel sektörler arasında. Bu konular iki ülke arasındaki potansiyel alanları kapsayacaktır diye umuyorum. İki ülke arasındaki ticaret hacmi düzenli bir şekilde artış göstermektedir. Biraz düşük düzeyli artış göstermekte. Bu aslında siyasi ilişkilerle tam bir paralellik göstermektedir.” dedi.
İŞTE PKK’NIN HEDEFİNDEKİ DÖRT KENT!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.