Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan’ın konuşmalarından satır başları şöyle:
Yeni teşvik sistemi ile il bazlı teşvik sistemine geçtik. Burada bazı illerimizin kayırıldığı iddia edildi. Bu beyanlar politik mülahazalardır.
Geçtiğimiz hafta Başkanı olduğum Darüşafa Vakfı’nın Genel Kurulu’na katıldım. Burada bazı düzenlemelerde bulunduk. Tüzük gereği sadece yetimleri alan kurum bundan sonra annesi ölmüş öksüz çocukları da bünyesinden okutacak. Yine o günün şartlarında sadece “Türk ve İslam” olma seçeneğini kaldırıp Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olma şartını getirdik. Bundan sonra inanıyorum ki Darüşafaka üniversitesini de kurup bu ülkenin geleceği gençleri yetiştirecek.
SURİYE
Annan Planı’nın yerinde denetlenmesi için yaklaşık 200 kişilik gözlemci heyeti Suriye’ye gidecek. İki Türk gazeteci halen Suriyelilerin elinde adeta esir konumunda. Bir kere bunun cevabını Suriye yönetiminin vermesi gerekir. Suriye’de sorunun ertelenmesi, dondurulması yeni vahşet görüntüleri için Esad yönetimine zaman kazandırmaktadır. Suriye yönetimi şu anda zamana oynamaktadır. Ateşkes konusunda her ne kadar umutsuz olsak da bekleyeceğiz ve Suriye’deki kanın durması için çaba sarfedeceğiz.
İRAN
İstanbul’daki zirve İran ile Batılı ülkeler arasında diplomatik bağın kurulması konusunda olumlu bir gelişme oldu.
AKP KONGRELERİ
Hafta sonu Tekirdağ kongremizde partimizin 28. il kongresini tamamlamış bulunuyoruz. Bizim kongrelerimize makam hırsı değil, havalarda uçuşan sandalyeler yumruklar değil kardeşlik, muhabbet ve samimiyet damgasını vuruyor. Biz siyaseti birilerinin gördüğü gibi makam ve rant dağıtma aracı olarak görmüyoruz.
Birileri için siyaset kendisine, belli kesimlere rant sağlama aracı olmuş. Bunlar yüzünden siyaset kurumu yıllar boyunca kirletilmiştir. Biz ancak hayırda yarışırız. Siyaseti rant aracı olarak görenlerin il kongrelerinde nasıl bir manzara sergilendiğini görüyorsunuz. Genel başkanları bize yolsuzluk çamuru atarken kendi partilerinde alttan alta neler olduğunu görmüyorlar. Antalya Belediye Başkanı’nın açıklamalarını okumuşsunuzdur. Kendi il ve ilçe belediyelerinde birbirlerini yolsuzlukla itham edenler bize çamur atıyor.
YOLSUZLUK SUÇLAMALARI
Paletli ambulanslar helikopter ambulanslar sayesinde dağ köylerinden hastalarımızı alabiliyoruz. Yolsuzlukların olduğu bir iktidar olsa, bu hizmetlerin hangisi yapılabilir? Sadece ulaşımda Cumhuriyet tarihinde 6100 km bölünmüş yol yapılmışken 9,5 yılda 15 bin km bölünmüş yolu sığdıran bir iktidar var. Sen hayatında hiç Yüksek Hızlı Tren’e bindin mi? Bunlar herhalde eşantiyonla olmadı. Tavsiye ederim, kullan, onunla git. Rahat edersin.
2013’te Boğaz’ın altında tüp geçit yapılıyor. Girme boğulursun. Buna da çok dikkat et. Bunlar yolsuzlukların olduğu iktidarda olur mu? 2 km’lik raylı sistem açılışı yapıyor. Orada esip gürlüyor. İzmir’de Piriştina döneminde başlayıp da yürüyemeyen raylı sistem için bizden destek istediniz de Ulaştırma Bakanlığını dahil ettik. Burada Ulaştırma Bakanlığı’nın çok ciddi katkısı var. Sana kalsa bunlar bitmezdi. Ama biz burası CHP’li belediye demedik. Benim halkım var orada.
Ortak olduğunuz iktidarlarda ne yaptınız, bir söyleyin? İzmir’de raylı sistem projesini bitirin diye Ulaştırma Bakanlığımızın büyük katkısı oldu, bunları görmüyor musun? Hiçbir proje üretemeyenler başkalarına kara çalmaya, kirli siyasete başvurur. Ziraat Bankası da Halkbank da bugün Avrupa’da önemli bir konumda. Bunlar nasıl oldu? Yolsuzluk olan bir iktidar olsaydık, bizimkiler de batardı.
23 NİSAN
TBMM bundan 92 yıl önce 23 Nisan 1920’de bir cuma günü açılmıştı. O tarihten itibaren Meclis milli iradenin temsil yeri olmuştur. Atatürk’ün telgrafını kısaltarak aktarmak istiyorum. 21 Nisan 1920’de şunları söylüyor.
”21 Nisan 1920. allahın yardmıyla Nisan’ın 23. Cuma günü Cuma namazını müteakip Ankara’da Meclis’te kürşat edilecek (açılacak), vatanın istikbali gibi en mühim hayati vazifeleri ifa edecek olan Meclis’in açılışını cumaya rastlatmakla o günü nimetinden istifade edilecek, cuma namazı kılınacak, Kuran’ın nurlarından ve namazdan güç kazanılacaktır. Namazdan sonra Meclis’in toplanacağı yere gidilecek, bir dua okunacak ve kurbanlar kesilecektir. İl merkezinde valinin düzenleyeceği üzre hatim indirilmeye başlanacak, cuma günü namazdan sonra Meclis’in toplantı yerinin önünde okunup bitirilecektir.Cenabı Hak’tan bizi muvaffak kılmasını niyaz ederiz. ”
Bu telgraftan bir gün sonra ise şunu yazıyor: ”22 Nisan 1920. Dakika tehir edilmeyecektir. Bütün illerle, bağımsız sancaklara, kolordulara… Nisan’ın 23. cuma günü Meclis açılıp çalışmaya başlayacağından bu tarihten itibaren bütün asker ve sivil makamların ve tüm milletin başvuracağı merci Meclis olacaktır.”
28 ŞUBAT
Yani darbeler değil milletin iradesi olacaktır. TBMM İstiklal Savaşımızın başarıyla sevk edilmesini sağlamış, bu milletin beyni ve ruhu olma konumuna yükselmiştir. 28 Şubat’ta iradesini millet iradesinin üzerinde görenler, bu millete en büyük kötülüğü yapmıştır.12 Eylül müdahalesi, bugün nihayet sanık sandalyesindedir. 28 Şubat, bin değil 15 yıl sonra sanık sandalyesindedir. Ben o talimatlarla cezaevine girdim. 28 Şubat’ın en karanlık günlerinde hep birlikte otururduk, konuşurduk. Yumruklarımızı sıkardık, ya sabır derdik. Kamudaki memur, belediye başkanları, başörtülü kızlar, Anadolu’daki işadamları sabretti. Çünkü hepsi fişlenmişti. Hakkımızda jet hızıyla kararlar veren o yargı sistemine sabrettik. İşte bugan sabrın selamate erdiği gündür. Siz şapkasını alıp gidenleri değil, her ne pahasına olursa olsun milli iradeyi savunanları örnek alacaksınız.
KILIÇDAROĞLU
Biz hesaplaşma, intikam duygusu içinde değiliz: Hukuka intikam sözcüğüyle çamur atmak isteyenler büyük bir ikiyüzlülük yapıyorlar. Kılıçdaroğlu MGK kararlarına imza atanlar içinde Cumhurbaşkanı Gül de var dedi. Çamur siyaseti görmek isteyen buna baksın. Kılıçdaroğlu ben de mağdurum diyorsun. Sen 28 Şubatçılar tarafından yeniden atanan bürokratsın. Kılıçdaroğlu yasaklanan kitaplardaki o duaların ayet olmadığını bilmiyor. Sayın Kılıçdaroğlu son dönemlerde dini konulara merak sardı. Doğrusu şevkini kırmak istemiyorum ama sayın Kılıçdaroğlu, istismar kapısı aramayın.