TARTIŞMALARA SON NOKTAYI KOYDU!

CHP’nin içinde bulunduğu durumla ilgili soruları yanıtlayan Baykal, şöyle devam etti: “Ülke olarak gerçekten zor bir dönem yaşıyoruz. Demokratik rejimin olanakları çok ciddi ölçüde daraltılmıştır. Bu durum bir muhalefet partisinin çalışmalarını da ister istemez etkilemektedir. Türkiye’de düşünce, ifade ve basın özgürlüğü alıştığımız nitelikte olmaktan çıktı. Yaşanan bazı uygulamalar, derin bir korkunun medyaya egemen olmasına yol açtı. İktidara yönelik muhalefet çok ciddi şekilde törpülenmiştir. Bir muhalefet partisi değerlendirilirken, bunun göz önünde bulundurulması gerektiğini söylüyorum. Ayrıca, herkesin kendine göre bir yönetim üslubu vardır. Görevdeki arkadaşlarımız kendi anlayışlarına göre CHP’nin başarısı için bazı adımlar atmışlardır. Bu adımların ne sonuç verdiğini göreceğiz. Ortaya çıkan tablo bizim açımızdan her şeyin rahatladığını düşünmemize el veren bir tablo değildir. Bu tartışmaları partimiz yaşıyor. Olabilir. Her demokratik partide böyle tartışmalar vardır. Partimiz bu tartışmaları en doğru şekilde değerlendirecek ve partinin en etkili uygulama içine girmesinin gereklerini hayata geçirecektir.”

Baykal, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu başarılı bulup bulmadığına dair soru üzerine çok iyi niyetle gayret gösterdiğinin ortada olduğunu belirterek. “Çok çalıştığı, partiyi ayağa kaldırmak için arayışlar içine girdiği, değişik denemeler yaptığı çok açık bir gerçektir. Bu görevi almıştır ve o görevin gereği olarak çalışmaktadır. Önemli olan bu çalışmaların olumlu ve iyi sonuçlar vermesidir. Bunu sağlamak istiyoruz. İnşallah böyle bir sonuç ortaya çıkar. Çıkarsa sorun yoktur” dedi. 

Gazetecilerin, “CHP’de iki ayrı kurultayı nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine Baykal, önümüzdeki günlerdeki kurultay projesiyle ilgili bir değerlendirme yapmasının söz konusu olmadığını anlattı. Baykal, “Çünkü ortada nasıl bir kurultay, tüzük projesi olduğuyla ilgili bilgim yok. Kim ne yapmak, niçin yapmak istiyor? Bunu gördüğüm zaman değerlendirmede bulunabilirim. Ama şimdi bildiğim, güven verici bir tüzük değişikliği projesi sunulmamıştır” diye konuştu. 

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresiyle ilgili de konuşan ve cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmayı düşünmediğini açıklayan Baykal, şöyle devam etti: 

“Anayasa yapıldığında kimsenin tereddüdü yoktu. Bu Anayasa, cumhurbaşkanlığı konusunda çok net görüş ifade etmiştir. Anayasanın ifade ettiği görüşü kendi siyasetleri bakımından uygun bulanlar ve bulmayanlar var. Hiç bir zaman siyaset tartışması olmaması gereken bir konu, siyaset tartışması haline getirilmiştir. Anayasa neyse odur. Parlamento, milletvekilliği süresini 5 yıldan 4 yıla, cumhurbaşkanlığı süresini de 7 yıldan 5 yıla indirdi. Niçin kanun çıkarmaya çalışıyorlar? Ortada yasal düzenlemeye mi ihtiyaç var? Süreyi 7 yıl olarak yasal düzeyde belirlemeye çalışıyorlar. Yasal dayanak lazım. Ama o yasal dayanağın anayasal dayanak olması lazım. Türkiye’ye yakışmayan bir tablo. Anayasanın cumhurbaşkanlığı süresiyle ilgili hükmü 5 yıldır. Bu anayasa değişmediği sürece böyledir. Türkiye gibi çok ciddi hukuk, devlet geleneği olan bir ülkede böylesine cambazlıkların yapılmasını anlamak mümkün değil. Sayın Cumhurbaşkanı bunu içine sindirebilir mi? Mutlaka büyük bir devlet yararı var da, sayın cumhurbaşkanını orada 7 yıl tutmak gerekiyorsa derhal anayasa düzenlemesi yapılmalıdır. Hiç olmazsa hukuku kırıp, dökmeyin. Cumhurbaşkanı adaylığına ilişkin hiç bir düşüncem ve niyetim olmamıştır.”

Genelkurmay eski Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un tutuklanmasının üzüntü verici olduğunu bildiren Baykal, anayasaya göre yargılamanın Yüce Divan’da yapılması gerektiğini söyledi. Bunun tersini söyleyenlerin yanıldığını ileri süren Baykal, “Yüce Divan’da yargılanması çok açık tartışma götürmez” dedi. 

Bir soru üzerine Başbakan Erdoğan’ı eşiyle birlikte, insani duygularla ziyaret ettiğini de anlatan Baykal, bu görüşmede siyasi gündem konuşulmadığını aktardı. 

Deniz Baykal, yeniden CHP Genel Başkanlığı görevine dönüp dönmeyeceği veya bu yönde bir talep olup olmadığına ilişkin sorular üzerine şöyle dedi:

“Dönmeyi düşünmüyoruz. Bunlar siyasette karşılaştığımız boş spekülasyonlardır. Ben böyle söylem ve eylem farklılığı olan bir siyasetçi değilim. Bir şeye niyetim varsa, onu açıkça söylerim, işaret ederim. Benim yeniden genel başkanlığa dönmemle ilgili böyle bir arayış içine partimizin girmeyeceğini umut ediyorum. Partimizin normal süreç içinde kendisini yönetip bir çıkış yolu bulacağı umudu içindeyim. Kendimle ilgili böyle bir arayış içinde olmayacağımı bilmeniz lazım. Bu partinin en yüksek sorumluluklar vererek ödüllendirdiği insanım. Bir arayışım yok. Tek endişem var, o da CHP’nin güçlü olması. CHP, ilkelerine, değerlerine sahip çıksın. Hepimiz bunun için çalıştık. Derdimiz budur ve bu olduğu zaman mutlu oluyoruz. Partinin içindesin veya başındasın, bunun bir önemi yoktur. Sıkıntı olduğu zaman o sıkıntımızı ifade ederiz, görüş belirtiriz. Bunu yaparken de bireysel hesap içinde olmayız.”

Toplantıya eski genel başkan yardımcılarından Yılmaz Ateş, eski Adana milletvekilleri Tacidar Seyhan ve Kemal Sağ, eski Adana İl Başkanı Serdar Seyhan ve eski ilçe başkanlarından bazıları katıldı.