TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde oluşturulan alt komisyon, bir oğlu güvenlik güçlerince öldürülen, bir oğlu dağda bulunan Mehmet Karakaya’yı dinledi.
2009’da güvenlik güçlerince öldürülen oğlunun cenazesini isteyen Karakaya, önce teröristlerin de ‘askerler gibi şehit olduğunu’ savundu ve şehit ailelerine ödendiği gibi tazminat ödenmesini istedi.
Komisyon bünyesinde oluşturulan “Terör ve Şiddet Olayları Kapsamında Yaşam Hakkı İhlallerinin İncelenmesi” için kurulan alt komisyon bir oğlu 2009 yılında Gabar dağında güvenlik görevlilerince öldürülen ve cenazesi verilmeyen, bir oğlunun 9 yıldır dağda olduğunu düşündüğünü söyleyen baba Mehmet Karakaya’yı dinledi.
Bugüne kadar pek çok devlet kurumuna başvurduğunu ancak hep geri çevrildiğini anlatan Karakaya, TBMM’ye kendisine yaptığı davet için teşekkür etti.
2004 yılında lise öğrencisiyken, 18 yaşında dağa çıkan oğlunun ölümünü öğrendikten sonra cenazesini almak için Siirt’e gittiğini ancak dağlık bir alanda olduğu için cenazesini vermediklerini anlatan Karakaya, oğlunu kendisine gösterilen çekimlerden teşhis ettiğini söyledi. Kendisine gösterilen görüntüleri cep telefonuna kaydettiğini, oğlunu görüntüleyecek kadar yaklaşılmasına karşın dağlık arazi denilerek verilmemesini anlamadığını söyleyen Karakaya, yaptığı başvurularda hakarete uğradığını ileri sürdü.
FATİHA…
2.5 yıldır başvurularına karşılık alamadığını anlatan Karakaya, “Oğlumun cenazesini almak istiyorum. Helikopterle resim çekmek mümkün olabilir ama soymak mümkün değil. Hem elbiseli hem soyunmuş resimleri vardı. Biraz olsun acımın dinmesi için, polis-asker-sivil yaşamını yitirenlerin mezar taşları var. Fatiha okuyup bağrına basabiliyorlar. Ben de cenazemi alıp bunu yapabilmek istiyorum” dedi.
Kendisine gösterilen görüntülerde ölenlerin yüzlerinde kızarıklıklar olduğunu ifade eden Karakaya kimyasal silah kullanıldığını kanısı taşıdığını söyledi.
Alt Komisyonun Başkanı AKP Amasya Milletvekili Naci Bostancı cenazenin verilmesi noktasında gerekli girişimleri yapabileceklerini söyledi.
BİR OĞLU HALA DAĞDA…
Oğlunun 90’lı yıllarda yaşananlar nedeniyle dağa çıktığını düşündüğünü anlatan baba Karakaya, “Ailelerin yüreği yanmasın. Polis, asker, gerilla ölümü, hepsi acı. Barış gelsin. Et-tırnak olmamız gerek. İsteğim bu. Benim oğlumun son olmasını diliyorum. Halklar birbirimizi kucaklayalım. Bu olursa acımı unutabilirim” dedi. Karakaya bir soru üzerine 5 çocuğu olduğunu, çocuklardan birinin öldüğünü, bir diğerinin dağda olduğunu düşündüğünü, birinin ise üniversitede okuduğunu anlattı.
BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Türkiye’de 224 toplu mezar olduğunu, bunların 29’unun bulunup açıldığını ve toplu mezarların bütününde 3 binin üzerinde kişinin gömülü olduğuyla ilgili bilgileri aktararak, “Oğlunuz bu mezarlarda olabilir mi?” diye sordu. Karakaya, bu sözler üzerine devletin oğlunu dağda bırakacağına inanmadığını alıp bir toplu mezara gömmüş olabileceklerini söyledi.
CENAZELER VERİLMELİ
İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, cenazenin verilmemesini üzüntüyle karşıladıklarını, teröristle mücadelenin yasal hak olduğunu ancak operasyonlardan sonra bugün olduğu gibi insani boyut gözetilerek cenazelerin verilmesi gerektiği inancında olduklarını söyledi. Üstün, dağa çıkan çocuklarının 18 yaşını geçtiğini karışamayacağını, ama cenazeyi almak için bu kadar uğraşırken dağda olduğunu düşündüğü diğer oğlunu yaşatmak için de aynı özveriyi göstermesi gerektiğini söyledi.
Alt Komisyon Başkanı Bostancı, Karakaya’nın yaptığı “Kimsenin annesi ağlamasın” çağrısını hatırlatarak, “Oğlunuz bir şekilde bu komisyon çalışmasından haberdar olabilir. Oğlunuza ‘kimsenin annesini ağlatmasın’ diye bir mesaj iletebilir misiniz” diye sordu. Karakaya, oğlundan 9 yıldır haber alamadığını, “gerillaya katıldığı”nı düşündüğünü belirterek, “Belki o da ölmüştür” dedi.
MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ve CHP Sivas Milletvekili Malik Ejder Özdemir arka arkaya Karakaya’ya “Oğlunuza ‘dağdan insin, dönsün’ çağrısında bulunur musunuz” diye sordu. Karakaya, bu ısrarlı sözlere, sadece “Oğlumun ölmesini istemiyorum” yanıtı verdi.
TAZMİNAT ÖDENSİN…
AKP İzmir Milletvekili Hamza Dağ, Karakaya’nın oğlu öldükten sonra Kocaeli’nde kurulan taziye çadırında oğlunun “HPG güçlerince defnedildiği” yönündeki beyanını hatırlattı. Karakaya bu beyanı reddetti. Karakaya, Dağ’ın “şehit babası olarak gurur duyuyorum” sözlerini hatırlatması üzerine de şunları söyledi:
“Polis, sivil, gerilla hepsi benim için aynıdır. Hepsi bu ülkenin çocukları hepsine şehit diyorum. Hepsi anne baba çocukları. Dün Kerbela’da İmam Hüseyin, bugün Gabar’da, yarın başka yerde asker sivil. Hepsine aynı gözle bakıyorum. Devletimin de polise, askere, sivile baktığı gibi gerilla ailelerine de öyle bakmasını temenni ediyorum. Devletim polise askere bir şehit muamelesi yapıyor. Gerillaya ise terörist muamelesi yapıyor. Ne olursa olsun bu ülkenin çocukları. Ankara veya başka il ‘terörist’ diyor, ama doğu ve güneydoğu ‘kahraman-gerilla’ olarak bağrına basıyor.
Bundan sonra kucaklaşma, kardeşçe birlikte yaşama için bir ortam yaratılmalı. Ölen herkes mazlumdur. Polis, asker de, gerilla da bizimdir. Şehit polis-askerlerin ailelerine tazminat ödeniyor. Aynı şekilde gerilla ailelerine de verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu benim kişisel düşüncem. O zaman barış da, başka imkanlar da daha kolay sağlanacak.”
” KÜRT DEĞİLSİNİZ”
Seyit torunu olduğunu, Kürt olduğunu, hissettiği gibi yaşamak istediğini ve bunu kabul edilmesi gerektiğini anlatan Karakaya, “Evimi basıp bana Ermeni denilirse bu bizi rahatsız eder” dedi. MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, Karakaya’ya “Seyit misiniz” diye sordu. Karakaya’nın “Evet” yanıtı vermesi üzerine “Seyitseniz Kürt değilsiniz” dedi.
Bu sözler üzerine BDP Mersin Milletvekili Kürkçü, elindeki kalemi masaya fırlattı. Halaçoğlu, “Peygamber soyundan gelen seyit Kürt olamaz. Arap olur” dedi. Kürkçü, “Seyit sadece Arap’la mı evlenir” diye tepki gösterdi. Halaçoğlu, soyun babadan geldiğini belirterek, “Bunu öğrenin” dedi.