CHP lideri Kılıçdaroğlu, Abdullah Öcalan ile imzalandığı öne sürülen protokolün hangi tavizler karşılığında imzalandığını gündeme getirerek, “Seçimlerden önce, üç kez neyin karşılığında ateşkes uzatıldı, ertelendi?” diye sordu.
Kılıçdaroğlu Korhaber.com’dan Duransel Doğan ve Zülfikar Doğan’a konuştu. CHP liderinin hedefinde yine hükümet vardı.
Terörle mücadelede iktidarın umudunu Öcalan’a bağladığını savunan Kılıçdaroğlu, seçim öncesi imzalandığı iddia edilen protokolü gündeme getirdi:
“Terörle mücadelede maalesef siyaset bugüne kadar görevini yapmadı. Yıllarca “terörle mücadelede silahı kimin eline verelim” diye tartıştık durduk. Önce asker, sonra polis, sonra yine asker, şimdi yine polis.
ÖCALAN’A UMUT BAĞLADILAR
Terörle mücadelede bilgi birikimi, kararlılık, soğukkanlılık, güvenlik güçlerinin morali bunlar çok önemli. AKP terörle mücadelede umudunu Abdullah Öcalan’a bağlamış durumda. Daha önce Öcalan’la, PKK ile hükümetin görüştüğü söylenince Başbakan “Bunu söyleyenler şerefsizdir” demişti. Şimdi “görüşülür, görüşülüyor” diyor.
Seçimlerden önce, üç kez neyin karşılığında ateşkes uzatıldı, ertelendi? Bir protokol imzalandığı yazılıyor, çiziliyor. Nedir bu protokol, ne vaatler, ne tavizler verildi? Neyin karşılığında? Terörle mücadele tek başına bir siyasi partinin çözeceği bir şey değil. Toplumsal mutabakat, uzlaşma, görüşme gerekli.”
ÇARŞAF LİSTE VE PM ÜYE SAYISI
Kılıçdaroğlu seçim sonrası eleştirilerin odağı haline gelen partiye yeni bir düzenleme getirmeyi düşünüyor. Kurultaylarda blok liste yerine çarşaf liste olacağını söyleyen Kılıçdaroğlu 9 Eylül’de Parti Okulu’nu açacaklarını ifade etti.
Kılıçdaroğlu, tüm parti üyelerinin aidatını ödemeleri için yeni bir yöntem geliştireceklerini belirterek aylık 1 TL gibi bir sembolik üyelik aidatı cep telefonu faturası üzerinden ödeneceğini açıkladı.
Kılıçdaroğlu, Gençlik ve Kadın Kolları Başkanları’nın doğal delege olacaklarını ifade ederken Parti Meclisi’nin (PM) üye sayısını 80’den 43’e düşüreceklerini kaydetti.
BATILI POLİTİKACI PKK MİTİNGİNE GİDERSE
Kılıçdaroğlu, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Libyalı muhaliflerle miting düzenlemesini tartışılacak bir örnekle eleştirdi:
“Aynı şeyi PKK’nın mitinginde Batılı bir politikacı, bakan gelip yapsa, miting meydanında kürsüye çıkıp konuşsa ne olacak? Başbakan, Dışişleri Bakanı, Türkiye ne diyecek? Dış Politika tümüyle batılı egemen güçlere teslim edilmiş durumda. Batı tak diye söylüyor, Recep Bey şak diye yapıyor.”