BDP, İmralı tutanaklarının sızdırılmasıyla ilgili soruşturmasını tamamladı. Soruşturma sonucunda tutanakları çoğalttığı anlaşılan iki Parti Meclisi üyesinin istifa ettiği, tutanakları bir basın çalışanıyla paylaşan basın biriminde çalışan bir kişinin ise işine son verildiği bildirildi.
BDP Genel Merkezi’nden yapılan yazılı açıklamada 23 Şubat 2013 tarihinde 3 kişilik BDP heyetinin İmralı’da Abdullah Öcalan’la bir görüşme gerçekleştirdiği hatırlatılarak, BDP’nin çok önem verdiği bu görüşmenin, parti yetkili organlarıyla paylaşması ihtiyacına binaen görüşmeyi yapan milletvekilleri tarafından yazılı hale getirildiği ve Merkez Yürütme Kurulu, Meclis Grubu ve Parti Meclisi toplantılarında okunduğu kaydedildi.
Partinin yetkili organlarının metnin çoğaltılmaması yönünde karar aldığı ifade edilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Buna rağmen metnin bir kısmının Milliyet gazetesinde yayınlanması üzerine parti organlarımız soruşturma kararı almış, çok yönlü soruşturma neticesinde parti merkezimiz şu sonuçlara ulaşmıştır: 1. Metnin çoğaltılmaması kararına rağmen, iki Parti Meclisi üyemiz M. Rauf Kocaman ve Resul Baykara toplantıya ara verildiğinde kimsenin bilgisi ve onayı olmadan tutanakları alarak kendileri için çoğaltmıştır.
2. Parti Meclisi üyelerimiz metni çoğaltırken, parti personeli de tek bir nüsha kendileri okumak üzere çoğaltmışlardır. 3. Basın büromuzda çalışan Ali Özgüç, gazeteci Alper Atalay’ın metin üzerinden fotoğraf çekmesine izin vermiştir. 4. Milliyet’te yayınlanan tutanak resminin bir fotoğraf kaydı olduğu anlaşılmıştır.
Bütün bu bilgileri değerlendiren yetkili organlarımız şu kararları almıştır: 1. Parti Meclisi üyelerimiz kendi sorumluluklarının farkında olarak öz eleştiri mahiyetinde PM üyeliklerinden istifa etmişlerdir. 2. Partimizin basın biriminde çalışan Ali Özgüç tutanakları parti yönetimine haber vermeyerek bir basın çalışanıyla paylaştığı için işine son verilmiştir.
Parti yetkili organlarımız yaşananlardan dolayı kendi sorumluluğunun farkındadır. İmralı’daki görüşme yayınlanmak üzere yapılmamıştır. Öncelikle yaptığı görüşmenin kendi bilgisi dışında basında yer alması nedeniyle Abdullah Öcalan’dan özür diliyoruz. Yine görüşme metninde adı geçen kişilerin ve kurumların da aynı gerekçeden ötürü özrümüzü kabul etmelerini rica ediyoruz. Ancak bu vesileyle partimizi, yetkili organlarını, parti yöneticilerini bilerek hedef haline getirenleri, yalan ve yanlış bilgiler yayanları kınıyoruz.
Tarihi bir süreç yaşadığımızın ve partimize büyük sorumluluklar düştüğünün farkındayız. Bu nedenle, bundan sonra notların bir gazetede nasıl yer aldığını tartışmak yerine çözüm sürecinin kendisinin tartışılmasını gerekli görüyoruz. Halkımıza, Abdullah Öcalan’ın merkezinde olduğu bir sürecin gereklerini yerine getirmekte kararlı olduğumuzun sözünü bir kez daha veriyoruz.”